Bayraktar: Sendikacılık, tehdit ve şantajla üye kazanmak değil

Bayraktar: Sendikacılık, tehdit ve şantajla üye kazanmak değil
Türk Kamu Sen Erzurum İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen 1 Numaralı Şube Başkanı Müfit Bayraktar hükümete yakın bir sendikanın öğretmen ve okul yöneticileri üzerinde baskı kurup, muhalif sendikaya üye olanları sendika değiştirmeleri için fişleme ve şantajla tehdit ettiğini söyledi.

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bayraktar, sendikalarına üye eğitimciler üzerinde yapılan baskıları sendika binasında düzenlediği basın toplantısında dile getirdi. Bayraktar, baskı, yıldırma ve şantajla bir yere varılamayacağına dikkat çekerek şunları söyledi: "Milletler için sivil toplum kuruluşları hak arama noktasında lokomotif görevi görürler. Ancak kişisel menfaatlerini ön planda tutup başlarını emme-basma tulumba gibi sallayıp iktidarların onay mührü olmaktan öteye gidemeyenler ne hazindir ki sivil toplum örgütlerini siyasetin arka bahçesi haline getirmektedirler. Bu tipler haklının değil de güçlünün yanında olup, Yüce İslam dinini de yaptıklarına alet etmekten utanmaz ve sıkılmazlar.

SENDİKACILIK, KARANLIK ODALARDA KİMİ NEREYE ATAYALIM LİSTESİ YAPMAK DEĞİLDİR

Haksızlıklar, adaletsizlikler yalan dolan karşısında biz eğitim çalışanlarına ve sivil toplum kuruluşlarına düşen görev bıkmadan, usanmadan çalışıp bu insanları teşhir etmek ve yaptıklarına dur diyebilmektir. İLO'nun 'tarafsız değilsiniz' diyerek sendika olarak kabul etmediği, sendikacılık oynayan, yazılı ve görsel medya aracılığıyla sendikamıza çamur atmaya çalışan, el öpmekten başka mahareti olmayıp kendini sendikacı zanneden birtakım zevatlar, bizleri hayal mahsulü kurgularla itham etmektedirler. Onlara diyeceğimiz şudur; Sendikacılık, hakkı tutup kaldırmaktır. Sendikacılık, bir gecede kadrosu elinden alınan 117 bin idareciye sahip çıkmak, hakkını aramaktır. Sendikacılık, şeytanın aklına gelmeyen hile ve desiselerle insanları görevlerinden edip mahkeme kazandıkları halde yargı kararlarını uygulatmayanlarla kolkola boy göstermek değildir. Sendikacılık, karanlık odalarda kimi nereye atayalım listesi yapmak değildir.

SENDİKACILIK, ÜYESİ OLMAYANI ÖTEKİLEŞTİRMEK, ÇALIŞANLARI FİŞLEMEK DEĞİLDİR

Sendikacılık, makam mevki peşinde koşarken ağababalarının emir eri olmak değildir. Sendikacılık, tehdit ve şantajla üye kazanmak değildir, Sendikacılık, temsil ettiği öğretmeni en düşük devlet memuru maaşına mahkum ettirmek değildir. Sendikacılık, müteahhitliğe soyunup 'konut yaptıracağım' diyerek insanları aldatmak değildir. Sendikacılık, 'ek ödeme namusumuzdur alamazsam istifa ederim' deyip bu sözü yutmak değildir. Sendikacılık, üyesi olmayanı ötekileştirmek, çalışanları fişlemek değildir." dedi.

SENDİKACI OLMAK ÖNCE ADAM OLMAKTIR

Müfit Bayraktar, onurlu ve Hakk'ın yanında sendikacılık yaptıklarını da dile getirerek, "Biz onurlu dik durduk, yalaka yandaş sendika olmadık, kimseyi aldatmadık, yalan söylemedik, makam mevkiye prim vermedik, kendimizi satmadık, hakkın ve haklının yanında olduk. Birileri gibi siyasetin baskısında kullanmadık. Yargı kararlarını hiçe saymamazlık yapmadık. Baskı ve tehditlere aldırmadık. Biz ve bizlere gönül verenler hep bu düşüncelerdedir. Sendikacılık önce 'adam' olmaktır. Adam olan da işini en güzel şekilde yapandır. Bizi karalayarak kendine yer tutmaya çalışanlara tavsiyemdir, boylarından büyük işlerle uğraşmasınlar hele ki Türkiye Kamu-Sen gibi büyük ve güçlü bir kurumu ağızlarına alırken ellerini başlarının arasına alıp, iki kere düşünsünler, bir kere konuşsunlar. Herkes haddini ve yerini bilecek.

MEMURLARI MASADA SATMADIK, HAKK'IN VE HAKLININ YANINDA OLDUK, KUL HAKKI YEMEDİK

Aslında acınacak haldesiniz, zulüm ile elde ettiğiniz çoğunluk haklı olduğunuz anlamına gelmiyor. Fikir ürettiğini söyleyen bu zevatlar aslında haklılar, şeytanın bile aklına gelmeyecek fikirleri üretmekte çok maharetliler. Gölgesinde yattığınız siyaset sizi büyütmüş olabilir. Çoğunluk sağlamış olabilirsiniz ama sendika değilsiniz, olamazsınız. Kul hakkı yiyerek çalışanların ekonomik, sosyal, özlük ve hukuki haklarını gasp ederek kişiliksiz ve omurgasız büyümektense, başı dik ve onurlu bir şekilde hakkaniyeti gözeterek küçülmeyi tercih ederiz. Biz edebimizi de biliriz, adabımızı da. Çünkü bizler ahlaki değerlerimizi siyasi liderlerden değil kutsal kitabımız Kur'an'dan ve hadislerden öğrendik. Ne siyasi liderlerin ağzından konuştuk ne de onların laflarını tekrarladık. Memurları masada satmadık, hakkın ve haklının yanında olduk, kul hakk'ı yemedik, kimsenin ekmeğiyle oynamadık, okul müdürlerini, şube müdürlerini ve ilçe milli eğitim müdürlerini tehdit ederek onlardan medet umarak üye yapmadık. Bizler bütün baskı ve tehditlere rağmen dimdik ayaktayız. Dün vardık, bugün varız, yarın da olacağız." diye konuştu. CİHAN
12 Kasım 2015 15:59
DİĞER HABERLER