Bayramda tüketilen gıdaların çok çeşitliliği ve miktar ayarlaması yapılmaması hastalıkları tetikliyor.
Kurban Bayramı boyunca yenilen yemek miktarının artması ve şeker, çikolata, hamur işlerinin yanı sıra yoğun et tüketiminin mide, kalp damar hastalıklarına, kolesterolün yükselmesine, karaciğer yağlanmasına neden olabiliyor.
Bursa Özel Bahar Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Şule Çınar, yeni kesilmiş hayvanların etlerinin pişirilmesi ve sindiriminin zor olduğunu, hazımsızlık yapabileceği uyarısında bulundu. Özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişilerin kurban etlerini hemen tüketmemelerini tavsiye eden Çınar, "Eti buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama, buğulama, fırında, ızgara gibi pişirme yöntemlerini tercih etmeli. Kızartmalardan ve kavurmalardan kaçınmalıdırlar. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için; kalp-damar hastalığı, diyabeti (şeker hastalığı), hipertansiyonu, gastrit ve ülser gibi mide rahatsızlığı olan kişiler, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli. Bu kişiler kısıtlı miktarlarda et tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır." dedi.
ETİ SEBZELERLE PİŞİRİN
Etle yapılan yemeklerin kendi yağı ile pişirilmesini tavsiye eden Şule Çınar, ete ilave yağ eklenmemesi gerektiğini, özellikle kuyruk yağı ve iç yağın yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanılmasından kaçınılmasını istedi. Etin tek başına değil de sebzelerle birlikte pişirilmesi ve tüketilmesinin daha yararlı olacağını belirten Diyetisyen Çınar, etin ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklığın eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanması gerektiğini söyledi. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yönteminin çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin ögelerinin kaybına neden olduğunu kaydeden Çınar şöyle devam etti: "Kesilen etlerin korunması ve saklanması insan sağlığı açısından çok önemlidir. Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzdolabında 0-2 santigrat derecede 3-5 gün, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede 3 ay boyunca saklanabilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözülmesi bazı mikroorganizmalar için üreme ortamı oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit eder. Çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etlerin haşlanarak pişirilmesi, sağlıklı bir yöntem olmasının yanı sıra ette olması muhtemel bağırsak parazitlerinin insana bulaşmasını da büyük ölçüde engellemektedir."
DONMUŞ ETİ AÇIKTA ÇÖZÜLMESİNİ ENGELLEYİN
Etlerin oda ısısında açıkta bırakılarak değil, buzdolabının alt bölmesinde çözünmesinin daha yararlı olacağını dile getiren Diyetisyen Çınar, etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemlerin insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirdiğini söyledi. Derin dondurucuda saklanan etin çözünmesinin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak sağlanmasını isteyen Çınar, bayram ziyaretlerinde kafein içerikli çay ve kahve tüketiminin aşırı miktarda artmasının da sağlığa zararlı olduğunu kaydetti. Çınar, çay ve kahve tüketiminin artmasının uykusuzluğa, kalp ritim bozukluklarına, mide problemlerine sebep olabileceğini vurgulayan Çınar, "Aynı zamanda bu tür içecekler diüretik (idrar söktürücü) olduğundan günde en az 2- 2.5 litle su içilmelidir. Bayram süresince ikram amaçlı sunulan ağır hamurlu tatlılar , fazla tüketilen şeker ve çikolatalar sağlık açısından iyi değildir. Bunların yerine, sütlü ve meyveli tatlıları,mineral ve posa içeriği yüksek kuru meyveleri,ceviz,fındık gibi kuruyemişleri tüketmek ve porsiyon miktarlarını az tutmak sağlıklı bir seçim olacaktır. Sabah mutlaka güne kahvaltı ederek başlanmalı, kahvaltı hafif ve her grup besin öğesini içerir nitelikte olmalıdır." diye konuştu.