Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Işık, Tuna Valsi, 5. Senfoni ve İbrahim Tatlıses'in bazı türkülerinin sara nöbetlerini tetiklediğinin belirlendiğini ifade ederek, bunun nedeninin tam olarak bilinmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Işık, yaptığı açıklamada, bazı müziklerin sara nöbetini tetiklemesinin beynin dominant olmayan yarım küresiyle ilişkili olduğunun ileri sürüldüğünü söyledi.
Dostoyevski'nin sara nöbetlerinde olduğu gibi nöbet öncesi kısa süreli ve kişiye zevk veren haberci dönemlerinin izlenebilmesi, bu nöbetlerde beynin yan ve duygularla ilişkili limbik sisteminde de rolü olabileceğini düşündürdüğünü ifade eden Işık, beyin işlevini ortaya koyan çalışmalarda ise ses, ritim, melodi ve armoninin müzik kulağının beynin sağ yarım küresiyle ilişkili olduğunu belirtti.
Sesin şiddetindeki değişmelerin ya da müzikle öğrenme ve düşünceleri müzikle harekete geçirme gibi düşünce kalıplarının beynin sol yarım küresiyle ilişkili olduğunu bildiren Işık, duyguların müzikle ifade edilmesi gibi yaşantıların da beynin duygularla ilgili limbik sistemiyle alakalı olduğunu kaydetti.
Depresyon gibi izlenen mutsuzluk duygusu üzerinde hızlı ritimli müzik parçalarının olumlu rol oynayabileceğinin düşünüldüğünü bildiren Işık, müziğin türüne göre gevşeme, hatta sakinleştirici etkisinin olduğunu belirtti.
Işık, müziğin bulimia ve anorekside yiyecek saplantısının yerine konabileceğini, diğer kişilerde ise iletişim kurma ve uğraşı tedavisinde, bunama olan kişilerde de kişiyi dış dünyaya bağlayan bir aracı olarak kullanılabileceğini bildirdi.
TÜRK MÜZİĞİNİN ETKİLERİ
Tedavide hastanın akli ve psişik güçlerini artırmanın, mücadele için cesaret vermenin ve sevdiği insanlarla bir araya getirip en iyi müziği dinletmenin gerekli olduğunu belirten Işık, Türk müziğinin de çeşitli etkileri olduğunu belirtti.
Işık, hicaz makamının alçak gönüllülük verici, rast ve mahur makamının neşe ve huzur verici, hüseyni makamının sükunet ve rahatlık verici, saba makamının cesaret ve kuvvet verici, uşşak makamının gülme duygusu verici ve acemaşiran makamının ise gevşeme verici olduğunu kaydetti.
Müzikle terapinin tedavi girişimlerinin sınırlı olan psikiyatrik hastalıklarda yardımcı bir tedavi yaklaşımı olarak ele alınabildiğini ifade eden Işık, ancak bunun tek başına iyileştirici bir yöntem olarak düşünmenin doğru olmadığını bildirdi.
Işık, müziğin ruhun gıdası olduğunu, müziksiz bir yaşamın oksijensiz ya da tüm renklerden arındırılmış renksiz bir dünyadan hiç bir farkı olmayacağını söyledi.