Tek taraflı özerklik ilanıyla başlayan tartışmalar yeni bir boyuta büründü. Kürt partilerinin 12 Haziran genel seçimlerine işbirliği yaparak girmesine aracılık eden Demokratik Toplum Kongresi'nin, 14 Temmuz'da ilan ettiği “demokratik özerklik” bu sefer Kürt partilerini karşı karşıya getirdi. İttifak partileri BDP, KADEP ile HAK-PAR arasında ipler kopma noktasına geldi. BDP desteğiyle Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Şerafettin Elçi'den sonra Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Bayram Bozyel de, DTK'nın özerklik ilanını eleştirdi. Yeni Akit'e konuşan Bozyel, özerklik ilanını sürece hizmet eden bir adım olarak görmediğini söyleyerek, bu ilanın bütün Kürtleri kapsamadığını, kararı son derece yanlış bulduklarını belirtti. “BİR GRUP KENDİ PROJESİNİ KÜRTLER ADINA İLÂN EDEMEZ” Üzerinde uzlaşma sağlanmayan bir projenin Kürtler adına ortaya sürülemeyeceğini ifade eden HAK-PAR lideri şöyle konuştu: Bir partinin ya da bir grubun kendi projesini Kürtler adına ilan etmesi doğru bir şey değildir. Kürtler herhangi bir projede şu aşamada uzlaşmış değil. Ne özerklik projesinde, ne federasyonda, ne de bağımsızlık projesinde. Bizim her birimizin kendimize özgü projeleri vardır. Bu projeleri savunuruz eksikleriyle, artılarıyla birlikte. Ama Kürt halkının tümümün üzerinde uzlaştığı bir proje yoktur. Dolayısıyla üzerinde uzlaşma sağlanmayan bir proje Kürtler adına ortaya sürülemez. Bunu yanlış buluyoruz. Bu ilan bütün Kürtleri kapsamıyor. Zaten ilan ancak çok çok bir partinin görüşü olabilir ve bu kamuoyunda tartışmaya açılabilir.” “TÜRK HALKININ RIZASI SON DERECE ÖNEMLİ” “Kürt ve Türk halkının bir arada yaşamasını esas alan çözüm önerilerinde Türk toplumunun rızası ve onayı son derece önemlidir” diyen Bozyel, “İki halkı bir arada tutmayı esas alan bir projede tek yanlı bir ilan söz konusu olamaz. İki halk birlikte çözümü olgunlaştırmak ve hayata geçirmek zorundadır” dedi. Bunun da hukuksal, siyasal, yasal ve idari düzenlemeler gerektirdiğini, çünkü bir bakıma Türkiye'nin yeniden yapılandırılmasının söz konusu olduğunu söyleyen HAK-PAR lideri Bozyel, “Ya Türkiye mevcut idari yapısını değiştirir, ya yerel veya bölgesel güçlü özerk yönetimler oluşturur, ya da federal esaslarda yönetimler oluşturursunuz. Şimdi böyle bir çözüm anlayışında ben yaptım ettim demenizin çok bir anlamı yoktur. Yani Kürtler bağımsızlığı tek yanlı ilan edebilirler ama tek yanlı federalizmi ve özerkliği ilan edemezler. Projelerinin gereği doğrultusunda çalışırlar, yasal düzenlemeler için uğraşırlar ama tek yanlı düzenleme nasıl yaparsınız? Onun hukuki zemini olmazsa, onun yasal düzenlemesi olmazsa, onun toplumsal bir karşılığı olmazsa nasıl hayat geçirirsiniz? Bu bakımdan bu ilanı çözüm sürecine hizmet eden bir adım olarak görmüyorum” diye konuştu. “SİLVAN DAĞLICA'YI ANDIRIYOR” Bozyel, demokratik özerkliğin ilan edildiği 14 Temmuz'da Silvan'da 13 askerin şehid düştüğü saldırıyla ilgili de önemli değerlendirmelerde bulundu. Saldırıya ilişkin kuşkuları olduğunu dile getiren Bozyel, olayın zamanlama ve oluş şekliyle Ergenekon terör örgütü ve PKK işbirliğiyle yapıldığı iddiaları gündeme gelen Dağlıca ile Aktütün karakol baskınlarını andırdığını vurguladı. Silvan olayında şüphelerin olduğunun hükümet tarafından da kabul edildiğini, bunun için hükümetin, Genelkurmay'ın yaptığı incelemenin dışında ayrı bir inceleme ihtiyacı hissettiğini belirten Bayram Bozyel şöyle dedi: Bu da hükümetin bu şüpheleri ve kuşkuları giderme ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu saldırı referandumdan başlayarak Türkiye'nin seçim sonrasında yakaladığı yeni bir anayasa ve barışçıl çözüm sürecine dönük bir provokasyon gibi görünüyor. Yeniden ortamı kaotik hale getirmek için planlanmış bir saldırı olarak değerlendiriyorum. Burada bir pis kokunun olduğunu düşünüyorum ama bunu açıklığa kavuşturmak bizi aşar. Bunu açıklığa kavuşturmak daha çok hükümete düşer. Bu barışçıl süreci baltalamak isteyen güç bizim bildiğimiz Ergenekon'dur. Tabii uluslararası boyutları da yoksa.” DTK KURDUĞU İTTİFAKI YİNE KENDİSİ DAĞITTI Daha önce Kürt sorununun çözümü ve PKK konusunda karşı karşıya gelen BDP, HAK-PAR ve KADEP 12 Haziran'da seçim ittifakı yapmıştı. BDP'nin Diyarbakır'da desteklediği KADEP Başkanı Şerafettin Elçi, Meclis'e girmeyi başarmıştı. Yine HAK-PAR BDP'nin bağımsız adaylarını desteklemek için seçimden çekilmişti. Konuya ilişkin açıklama HAK-PAR lideri Bayram Bozyel tarafından yapılmıştı. Bozyel, “Kürt halkının uzun erimli ulusal birlik beklentilerini dikkate alan partimiz, yurtsever bağımsız Kürt adayları lehine seçimden çekilme kararı almıştır” demişti. İşin ilginç tarafı Kürt partilerin seçim ittifakı yapmasını sağlayan DTK'ydı. DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ile DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk aracılığıyla BDP, HAK-PAR ve KADEP arasında 12 Haziran genel seçimleri konusunda işbirliğine gidilmişti. DTK şimdi de kurmasını sağladığı ittifakı özerklik ilanıyla dağıtmış oldu. İLK İTİRAZ TAN'DAN GELMİŞTİ DTK'nın özerklik ilanına ilk olarak Diyarbakır Milletvekili Altan Tan itiraz etmiş, hatta DTK toplantısında bu karara muhalefet şerhi koyduğunu açıklamıştı. Tan, itiraz gerekçesinde ise, “Toplantıda tek taraflı olarak özerklik ilan edilmesinin zamanlamasına ve yöntemine karşı çıktım. Biz bu kararı Türkiye halkına anlattık mı? Ya AKP'ye oy veren Kürtlere? Peki ya dünyaya? Hayır. Kimseye anlatmadan böyle bir kararı aldık. Şu doğru; hükümet ve Başbakan Erdoğan, Kürt halkını tanımıyor; halk olarak haklarını teslim etmiyor; bireysel haklarla yetinmemizi istiyor. Anadildi eğitimin Türkiye'yi böleceğini düşünüyor, darbe anayasasının değiştirilemez maddelerini korumaktan yana. Arkadaşlarımız böyle düşündüğü için özerklik ilan edilmesini istedi. Fakat Meclis'te gidip bunları konuşmadık, daha yeni bir anayasa yapılacak, onun için önerilerimizi götürmedik. Bunları yapmadan tek taraflı özerklik ilan etmeye karşı çıktım, aceleci buldum, gerekçelerimi de böyle anlattım” demişti. YENİ AKİT