2011 seçiminden önce BDP adayları, KCK ve PKK yöneticileri tarafından belirlendi
Aday listesini avukatlar cezaevine götürdü ve Öcalan’ın onayından geçenler milletvekili adayı gösterildi. 2011’de seçilen bağımsız milletvekilleri Meclis’e girme taraftarıydı. Ancak bu
milletvekilleri Duran Kalkan’la Sabri Ok’un talimatları neticesinde Meclis’e girerek, yemin etmekten vazgeçtiler.
PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, çoğunluğu avukatlardan oluşan 50 şüpheli hakkında hazırlanan ikinci iddianamede, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın uzun süre avukatlığını yapan İrfan Dündar’ın poliste verdiği ifadeler de yer aldı. İfadesinde “pişman olduğunu” ve “yeni bir hayat kurmak istediğini” söyleyen ve hakkındaki soruşturma devam eden avukat Dündar, Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmeleri detaylı olarak anlatırken BDP-KCK-PKK ilişkisine dair çarpıcı iddialar ortaya attı.
Dündar’ın iddiasına göre; 2011 seçimleri öncesi BDP adayları, KCK ve PKK yöneticileri tarafından belirlendi. Daha sonra bu aday listesi avukatlar tarafından cezaevine götürüldü ve Abdullah Öcalan’ın onayından geçenler milletvekili adayı gösterildi.
İrfan Dündar, “BDP milletvekilleri yaptıkları faaliyetlerin birçoğunun talimatını Sabri Ok’tan alır. 2011 seçimlerinde milletvekili seçilen bağımsız milletvekilleri Meclis’e girme taraftarıydı ancak Duran Kalkan ve Sabri Ok’un talimatları neticesinde meclise girip milletvekilliği yemini etmekten vazgeçtiler” dedi.
‘Önce Türkiye Masası sonra Dağ Komisyonu’
İddianameye göre kendisine “PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün siyasi yapılanması içerisinde faaliyet yürütecek milletvekilleri aday adaylarının tespit edilmesi konusunda bildiklerin nelerdir?” sorusu yöneltilen Dündar şunları anlattı:
- “Bu konu ile ilgili hem Türkiye’de hem de örgütün kırsal alanında oluşturulan iki tane komisyon bulunmaktadır: Türkiye Komisyonu ve Dağ Komisyonu... Türkiye Komisyonu içerisinde BDP eş başkanları vardır. Bunlar aynı zamanda BDP milletvekilleri de olan Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş ve Abdullah Öcalan’ın talimatı ile DTK eş başkanı olan Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Türkiye yürütmesinde; Murat Nil kod adlı Mehmet Ermiş, Gül isimli soyadını hatırlamadığım Karslı olarak bildiğim cezaevi çıkışlı bayan, Abdullah Bozkoyun, ismini bilmediğim ama Diyarbakır’da basında çalışan, bir ayağı sakat Diyarbakırlı bir şahıs. Bu şahıslar milletvekili olmak isteyen şahısların başvurularını alıyorlar, daha sonra yukarıda isimlerini verdiğim şahısların bulunduğu Türkiye Masası bu şahısların müracaatlarını değerlendirerek Dağ Komisyonu’na gönderir.
‘Asrın Hukuk Bürosu Öcalan’a ulaştırır’
Dağ Komisyonu’nda; Sabri Ok ve Murat Karayılan’a gönderiyorlar. Bunlar listeleri değerlendirip son hali belirledikten sonra bu listeleri KCK/TM üyeleri aracılığı ile, bunlar arasında ismini hatırladığım Kudbettin Yazbaşı aracılığı ile Abdullah Öcalan’ın avukatlarının faliyet yürüttüğü Asrın Hukuk Bürosu’na getirilir. Burada yukarıda açıkladığım birinci halka avukatları bu milletvekili adaylarının isimleri bulunan listeyi İmralı Cezaevi’ne Abdullah Öcalan’a götürürler, burada Öcalan inceledikten sonra listeye son halini verir. Bu listedeki milletvekilleri BDP adına bağımsız milletvekili aday listelerinden seçime girerek milletvekili olurlar, bu milletvekilleri yaptıkları faaliyetlerinin bir çoğunun talimatını Sabri Ok’tan alır.
2011 seçimlerinde milletvekili seçilen bağımsız milletvekilleri Meclis’e girme taraftarıydı ancak Duran Kalkan ve Sabri Ok’un talimatları neticesinde meclise girip milletvekilliği yemini etmekten vazgeçtiler. Bu milletvekilleri zaman zaman örgütün kırsal alanına giderek siyasi eğitim ve örgütten talimat alırlar. Benim gözlemlerine göre BDP göstermelik olarak faaliyetlerini sürdürür, yaptığı faaliyetlerinin tamamının talimatını kırsal alandan alır.”
‘PKK bölgeden tamamen giderse diğerleri gelir’
“1999 yılında Abdullah Öcalan’ın yakalanması sonrasında yargılama süreci ve devamında soruşturma komisyonu adı altında resmi bir komisyon kuruldu. Bu komisyon Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görevlendirdiği ve kurduğu komisyondur. Bu komisyon Abdullah Öcalan ile 2001 yılının Eylül ayına kadar görüştü. Bu komisyon içerisinde benim bildiğim kadarı ile ağırlıklı olarak asker kökenli görevliler bulunuyordu.
Bu komisyon ile Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşmelerde PKK örgütünün silahlı militanlarının büyük bölümü Kuzey Irak’a çekilmesi ancak 500 kadar militanın Türkiye sınırları içersinde kalması konusunda anlaşmaya varıldı. 500 militanın Türkiye’de kalmasını da Öcalan bana yapmış olduğumuz görüşme esnasında kendisine Askeri yetkililer tarafından 500 PKK militanının Türkiye de kalmasının teklif edildiğini, kendisinin de tamamının Türkiye sınırları dışında kalması gerektiğini ancak bunun Askeri yetkilerce kabul edilmediğini gerekçe olarak kendisine askeri yetkililerce Türkiye sınırlarının tamamı silahlı PKK militanlarından arındırırsak bu bölgelere diğer terör örgütleri tarafından ele geçirilebilineceği ve bölgenin kontrol edilemeyeceğinin kendisine söylediğini ifade etti.”
Milliyet