Bediüzzaman Hazretleri'nin talebesinden Başbakan'a tepki

Bediüzzaman'ın talebelerinden Abdülvahit Tabakçı, Başbakan Erdoğan'ın, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yönelik hakaretlerini sert dille eleştirdi.

  • Abdülvahit Tabakçı: Bu kadar adamın gözyaşının karşılığını bırakmaz Allah başkasına...
  • "Bütün vücudumun zerreleriyle böyle bir adam olmadığına yemin ederim"
  • "Süzülmüş bal değiliz. Beşeriz, hepimizin hatası olabilir"
  • "Sahte peygamber, haşhaşi nasıl kelimelerdir. Bu kadar terbiye dışına çıkmaman lazımdı"
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Abdülvahit Tabakçı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yönelik hakaretlerinin kabul edilemez olduğunu söyledi. 

"Bu kadar adamın gözyaşının karşılığını bırakmaz Allah başkasına." diyen Bediüzzaman'ın  talebesi Abdülvahit Tabakçı, Başbakan Erdoğan'ın masum insanlara yönelik olarak kullandığı bu nefret söyleminin toplumda bölünmeye sebep olduğunu anlattı.

Abdulvahit Tabakçı, "Bir hoca çocuğu olarak çocukluğumdan beri yasaklı günlerinde dahi babamdan gizli kapaklı Kur'an'ımla hafızlığım için çalıştım durdum. Ama sonun da o günkü ıstırapları avucumun içi gibi bilen bir insanım o tarihteki imkansızlıkları, zorlukları... Yani Türkiye'nin o hallerini bilenlerden biriyim" ifadelerini kullandı. 

 "Vücüdumun zerreleriyle, bütün vücudumun zerreleriyle böyle bir adam olmadığına yemin ederim." diyen Tabakçı, "Lillahil hamd deyip Allah'a şükretmiştik ki, 1960 dan sonra artık günden güne müspete dönüş devam etti. Baskılar oldu, askeriye şunu yaptı, bunu yaptı. Bize uygun bir insan Başbakan oldu derken, reylerimizi rahatlıkla verirken birdenbire menfi cereyan zuhur etti. İki cami arasında beynamaza döndük ne yapacağımızı bilmiyoruz." diye konuştu. 

"MİLYONLAR AZAP DUYUYOR"

Her toplulukta olduğu gibi Hocaefendi cemaatinde de hata edenler olmuş olabileceğine dikkati çeken Tabakçı,  "Burada sizin ifrata gidiş hakaretlerinizden milyonlarca insan azap duyuyor, gözyaşları akıtıyor, vicdanları kanıyor. Bunun karşılığınıda Cenab-ı Hak bırakmaz. Ricam odur ki; "Hissiyatını at, hakkın kapısını çal, ne yaparsan yap kırıldığı yerden kopsun de, bir de millet ile barışmaya bak.." dedi. 

Başbakan'ı dinlediğinde dinde reddedilecek, şiddetle kaşı çıkılması gereken ifadeleri kullanmaktan çekinmediğini söyleyen Tabakçı, "Sahte peygamber, haşhaşi...nasıl kelimelerdir.  Bu kadar terbiye dışına çıkmaman lazımdı. Üzülebilirsin, hoşuna gitmeyebilir fakat, bu kelimeler kullanılır mı bu millete." diye konuştu..

26 Mart 2014 17:12
DİĞER HABERLER