Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Atila Menevşe, son günlerde artan terör olaylarının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi. Menevşe, "Ülkemizin son 2 aydaki gündemine şehit cenazeleri ve dengeleri bozulan ekonomik göstergeler hakim oldu. Beklentimiz, 1 Kasım 2015 erken genel seçimin huzur ortamı içerisinde gerçekleştirilerek tüm bu olumsuz gelişmelere 'dur' diyebilecek bir hükümetin kurulmasıdır." dedi.
ATO'nun Ağustos ayı olağan meclis toplantısı Tarkan Kulak Başkanlığı'nda gerçekleşti. Toplantının açılışında konuşan Tarkan Kulak, son günlerde yaşanan terör olaylarından dolayı ülkemizin birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğuna işaret etti. Kulak, "Ardı ardına gelen şehit haberleri hepimizi üzüntüye boğdu. En kısa sürede, ülke olarak refaha kavuşmayı ve şehit haberlerinin sona ermesini temenni ediyorum. Bu vesileyle bu güzel ülke vatan uğruna canlarını vermiş başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimiz için sizleri bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum." diye konuştu.
Saygı duruşunun ardından söz alan ATO Başkanı Atila Menevşe de ulusal ve uluslararası alanda yaşanan sorunları dile getirdi. Menevşe, şunları kaydetti: "7 Haziran seçimlerinin ardından TBMM'ye giren partilerin hükümet kuramaması ve artan terör olayları hepimizi derinden üzmüştür. Ancak unutulmamalıdır ki, teröre karşı verilecek mücadelenin bir parçasını da ekonomi oluşturur. Huzur olmadan da ne ticaretten ne de refahtan söz edilemez. Bir an önce huzur ortamının tesis edilmesi gerekmektedir. Bu aşamada, 1 Kasım'da gerçekleşecek seçimin öncelikle huzur ortamında gerçekleşmesini, ardından da kurulacak güçlü bir hükümetle sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını temenni ediyorum."
Konuşmasında, Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmelere de değinen Menevşe, şu ifadeleri kullandı: "Ülkemizin önünde dünya ekonomisinden kaynaklanan çeşitli sıkıntılar görünüyor. FED'in eylülde olmasa bile aralık ayında faiz artırımına gitmesi, dünyanın birçok ülkesinde doların değerlenmesi, Çin'in büyüme hızının son yıllarda düşük seviyelere inmesi ve Çin'in ihracatını artırmak için az da olsa şu an üzerinde devalüasyon yapması gibi birçok neden dünya ekonomisini tedirgin ediyor. Öte yandan Çin dünya ticaretinin neredeyse üçte birini gerçekleştiriyor ve ağırlıklı olarak ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerden ham madde ithalatı yapıyor. Çin'in büyümesinin yavaşlaması bu hammadde talebinde de düşüşe neden oluyor. Bu bakımdan önümüzdeki günlerde ekonomik anlamda sıkıntılı günler geçirebiliriz. Ancak bu kriz dönemlerinde de fırsatlar doğar. Şimdi iş dünyası olarak daha akıllı olmalı, bu ortamlardan doğacak fırsatları değerlendirmek için hazır olmalıyız. İşimizi geliştirmek için daha akılcı davranarak bilgi, teknoloji, AR-GE ve inovasyona ağırlık vermeliyiz." CİHAN