Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, AKP'nin tartışılan iki isminin sırlarını ifşa etti. Berat Albayrak’ın Tayyip Erdoğan’dan sonra AKP liderliğini hak gördüğünü söyleyen Davutoğlu, “Albayrak, cahilin ta kendisidir. Zaten bu yüzden ekonomi battı, Soylu da güvenlik cahilidir. Kendisi söyledi ‘bir güvenlik makalesi okumadan görevi aldım’ dedi” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AKP içi kavgaları deşifre etti. Sözcü TV'ye konuşan Davutoğlu'nun hedefindeki isimlerden biri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ydu.
Sedat Peker’in Süleyman Soylu’yu hedef alan açıklamalarına değinen Davutoğlu, şunları söyledi:
“Süleyman Soylu, baktı ki Sedat Peker’in ifşaatları karşısında AK Parti’den kendisine destek yok, kamuoyundan destek yok. Hatta yapılan anketlerde yüzde 90’ı bu iddialara inanıyor, yüzde 10’u İçişleri Bakanına dönük bir tablo var.
Bu tablo karşısında AK Parti’yi kendisini savunmak zorunda bırakacak şekilde şunu demiş oldu, ‘ben gerekirse Ak Parti’yi yakarım’.”
AKP'DE LİDERLİK HESAPLARI
AKP içinde liderlik yarışı olduğunu savunan Davutoğlu, “Tayyip Erdoğan sonrası liderlik yarışı diye bir şey vardı. Böyle bir hesap içindeydi bunlar. Berat Albayrak damat olarak kendisinde bunu hak görüyordu. Albayrak, cahilin ta kendisidir. Zaten bu yüzden ekonomi battı, Soylu da güvenlik cahilidir. Kendisi söyledi ‘bir güvenlik makalesi okumadan görevi aldım’ dedi.
Binali Yıldırım ise bunu geçmişten hak görüyordu. Yani benim aslında benim değil kendisinin başbakan olmasının gerektiği gibi bir fikir…
Ben hiçbir yerde lobi yapmadım. Herkes bilir, bir kişi bile diyemez benim başbakan olmak gibi ihtiras içinde olduğumu. Süleyman Soylu’da başka bir partiden gelmiş ve burada teşkilatlanma dahil önemli konumlarda bulunmuş olmak dolayısıyla gençlik yıllarından beri bir genel başkan ideali var.
Bunlar arasında 3’ü de şunu gördü ‘Davutoğlu ordayken, işler de iyi gidiyorken mümkün değil başbakanlıktan ayrılması’ MYK üzerinden operasyon çektiler. Cumhurbaşkanı da zaten böyle bir şey bekliyordu. O habersiz değil bu işten. Ben yurt dışından Türkiye’ye geldiğimde MYK’da karşımda 47 imzayla sınırlayan bir tablo vardı. Bu parti içindeki darbenin ta kendisidir.”