Beş bin defa büyüttükten sonra

Nur Dede Ali İhsan Tola diyor ki: Sperm beş bin defa büyüttükten sonra saç teli kadar kıpırdayan bir canlı olarak görülüyor. Bütün organları işte kıl kadar şeyin içinde. Her organ bir elementten yaratılmıştır.

Kalb mıknatıstan… Artı eksiye gelince çekme; artı artıya veya eksi eksiye  gelince de itme oluyor ve hareket sürekli devam ediyor. Kalbin atışlarının arkasında bu var. 

Soğan sarımsağı mıknatısa sürün çekim gücünü kaybeder. Ama bu gücü kaybeden mıknatısı sirkeye sokunca yine çalışmaya başlar. Sirke eksikliği kalb kirizi vesilesi olabilir. Kalbin ritim bozukluğu sirke ile düzelir. 

Efendimiz (S.A.S.) “Sirke bulunmayan ev, fakirdir.” buyuruyor. Sirke her meyvenin kabuğundan yapılabilir. Göz, fosfordan yaratılmıştır. Cevizde gümüş vardır. Beyne benzeyen ceviz, beyni besler. Beyin gümüştendir. Gümüş eksikliği beyne rahatsızlık verir… 

Spermde her organın hassas ölçülerle maddesi var… Bu kadar ince olan, beş bin defa büyüttükten sonra ancak kıl kadar görünen spermdeki bu kadar çok elementi ölçecek bir terazi var mı? Ama meleklerin elinde bu hassas terazi var. Bugün verilen ilaçlarda bu ölçü var mı? Meleklerden bu sırrı almak için, melâike gibi olmak lâzımdır. 

Bebekler acaip garâip doğuyorsa; sizin yanlış müdahalelerinizden… Cenab-ı Hak Rahman Suresinde “(Rahman) mizânı koydu. Mizandan taşmayın. Ölçüyü (mizanı) adaletle koyup icra edin. Mizanı eksik yapmayın.” (Rahman Suresi, 7,8,9. Âyetler) buyuruyor ve mizanı dört defa tekrar ediyor. 

Bir zaman kalktınız, ‘Mamalar ana sütünden daha faydalı’ dediniz. Teraziniz bozuk… Bu teraziyi değiştirin… Doğum kontrol hapları, göğüs kanserlerine, rahim kanserlerine sebep oldu. Gıdalara müdahale ettiniz, rahatsızlıklara sebep oldu. 

Genlerle oynuyorsunuz, genleri birbirine karıştırıyorsunuz… Eşekle atın genlerinin karışmasından katır doğuyor. Katırın devam eden nesli var mı? Genleri oynanmış ürünleri yiyenlerin de nesilleri zayıflıyor, bozuluyor. Sperm sayısında düşme oluyor.  Tüp bebek çaresine baş  vuruyorsunuz. Çocuk düşürmeler çoğalıyor.

Sebze ve meyvelere atılan zehirli ilaçlar ayrı bir belâ… Sinek ve böcekleri yok etmek için o zehirleri atıyor, insanlara hayvanlara zarar veriyorsunuz. Halbuki o sinek ve böcekleri de yiyerek hayatını devam ettiren sığırcıklar, kırlangıçlar hatta çuluk ve tavuk gibi fıtrî beslenen canlılar var. 

Fıtrata, fıtrî müdahalenin dışında yapılan her türlü girişim zarar olarak dönüyor. (Ekinlerin ve nesillerin bozulması, arzda fesat çıkarmaktır. O da insanlığın başına hindi,  bir kıyametin kopmasına sebep olmaktır.)”   

Ebu Abdurrahman 

08 Aralık 2016 13:09
DİĞER HABERLER