Biden-Putin kavgasının faturası Ankara’ya kesilebilir

Moskova Devlet Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre, Moskova ile Washington arasındaki krizi değerlendirdi. Dürre, "ABD-Rusya gerilimi Ankara’yı Suriye, S400 gibi hususlarda tarafını netleştirmesi konusunda zora sokabilir" dedi.
Rusya’nın 3 Kasım’daki ABD başkanlık seçimine müdahale ettiğine dair iddiaların ardı arkası kesilmezken, ABD Başkanı Joe Biden'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e 'katil' demesi iki ülke arasındaki gerilimin yükselmesine neden oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Joe Biden’ın kendisine yönelik sözlerini ti’ye alarak yanıt verdi ve "Çocukça bir laf olabilir, ancak derin, psikolojik bir manası var. Karşı taraftakinde her zaman kendi özelliklerimizi görürüz” dedi.

Moskova Devlet Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre Moskova ile Washington arasındaki krizi BirGün'e değerlendirdi.

"Biden’ın savaş halinde bulunmadığın bir ülkenin lideri için katil ifadesini kullanması hiçbir diplomatik etiketle bağdaşmıyor" diyen Dürre, "Biden diplomasinin olmazsa olmaz kuralı olan “konuşma yeteneği düşünceleri saklamak için vardır- Talleyrand” kuralını çiğnedi. Beyaz Saray durumu düzeltip toparlamadı. Çünkü bu iç siyasette Biden’ın aleyhine kullanılabilecek malzeme yaratır ve daha büyük skandallara sebep olabilir" ifadelerini kullandı.

Rusya'nın uluslararası ilişkilerde karşılıklılık esas olduğu için gerekli tepkiyi verdiğini belirten Dürre, "Ama dikkat edilirse bu tepki tatlı-sert bir tepkiydi. Moskova zaten Washington’da Putin için ne düşünüldüğünü biliyor. Bu durum diplomatik bir skandaldan ibaret ve reel politik açıdan ek bir yük getirmez. İki ülke ilişkileri zaten tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kötü ve gittikçe de kötüleşiyor. Örneğin Rusya için en önemli sorun olan Ukrayna’da durum hızla sıcak bir çatışmaya doğru gidiyor ve Biden’ın Kiev’le yakın ilişkileri biliniyor. Suriye’de ilişkilerin geleceği belirsizliklerle dolu. ABD Rusya’ya karşı yaptırımlarını artıyor. Örnekler çoğaltılabilir" diye konuştu.

Dürre, şöyle devam etti: "Özetle bundan sonra yaşanacak gelişmelerin nedeni Biden’ın söylemi olmayacak. Bu yönüyle olay diplomatik bir skandaldan öteye gitmez. ABD’nin bu durumu kendileri için daha büyük bir tehlike olan Çin ile gerilimlerinde hedef saptırmak için kullanacağı şeklinde görüşler var. Yani Pekin’e “Bakın asıl düşmanımızı ilan ediyoruz, sizinle ise anlaşmaya hazırız” mesajı verilmek isteniyor. Bu görüş Moskova’da da dile getiriliyor"

TÜRKİYE’YE TARAFINI NETLEŞTİR BASKISI

İki ülke arasındaki gerilimin Türkiye ile ilişkilere nasıl yansıyacağını değerlendiren Dürre, "Türkiye ile ilişkilere nasıl yansıra gelince. Gerginliğin artması Ankara’yı Suriye, S400 gibi hususlarda tarafını netleştirmesi konusunda zor duruma sokacağı düşünülebilir. Ama Avrupa Birliği’nin Washington’ın isteğiyle Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımları gündeminden kaldırması, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerde radikal etki yaratacak adımlar yerine yumuşak bir geçiş döneminin öngörüldüğünü işareti. ABD’nin bu tutumu Türkiye’ye hala bir manevra alanı bıraksa da, bu alanın her geçen gün daraldığı gerçeğini ortadan kalkmıyor. Türkiye’nin soğuk savaş döneminde yürüttüğü denge politikasını “soğuk barış” döneminde de yürütebilmesinin önünde iç politik dengelerin büyük bir sorun olarak durduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Evet, Türkiye hem ABD hem Rusya için önemli bir ülke ama geldiğimiz noktada Ankara her ikisinden çok şey istemeye başladı" diyen Dürre, şunları kaydetti:

"Bu durum iki tarafta da yaklaşımlarının Ankara tarafından suiistimale uğradığı hissiyatı yaratıyor. Rusya’nın bu hissiyatı Türkiye’nin Kafkaslar’da nüfusunu artırması, Ukrayna ile askeri ilişkilerini geliştirmesi ve Suriye’deki etkinliğini artırması yönündeki faaliyetlerinden dolayı perçinleşiyor. Washington ise Türkiye’nin bölgedeki Kürt siyasetinin Rusya’nın konumunu güçlendirerek oluşan çok kutuplu yeni dünya düzeninde ABD’nin bölgedeki çıkarlarına zarar verdiğini düşünüyor."
20 Mart 2021 10:09
DİĞER HABERLER