Türk halkının ''Bilge Kral'' ismini verdiği, 8 yıl önce bugün vefat eden merhum Aliya İzzetbegoviç'in ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye emanet ettiği'' Bosna-Hersek'e, siyasi ve ekonomik anlamda Türkiye tarihi destekte bulunuyor.
Yaşadığı bütün zorluklara rağmen Bosna-Hersek'i bağımsız bir devlet yapmayı başaran, en zor anında halkının bir ''baba'' gibi etrafında kenetlendiği, derin bilgi birikimiyle ''Bilge Kral'' adıyla anılan Aliya İzzetbegoviç, ebediyete intikalinin 8. yıl dönümünde ülkesinde özlemle anılıyor.
Vefatından bir gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hastanede ziyaret ettiği, bu ziyaret sırasında, Başbakan Erdoğan'a hitaben, ''Bosnamı sana ve Türkiye'ye emanet ediyorum; Bosnamı koruyun ve Bosnama sahip çıkın'' diyen merhum Aliya'nın ''emaneti''ne Türkiye özellikle son yıllarda her alanda sahip çıkıyor.
1992-1995 yılları arasında yaşanan savaşta büyük bir yıkıma ve kıyıma uğrayan Bosna-Hersek'in yeniden ayağa kalkması, uluslararası toplumla entegre olması, yaşadığı sorunları aşması için Türkiye'nin siyasi alanda verdiği destek dikkati çekiyor.
Bosna-Hersek-Sırbistan ve Hırvatistan arasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davuoğlu'nun önderliğinde başlatılan üçlü görüşmelerle, bu ülkeler arasındaki sorunlar önemli ölçüde giderilirken, Türkiye'nin bu çabaları Bosna-Hersek'in yanı sıra tüm Balkanlar'da büyük yankı buluyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 1 yıl içinde 4 kez ziyaret ettiği Bosna-Hersek'e, bu yıl Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan'ın yanı sıra çok sayıda bakan ve üst düzey yetkililer de önemli ziyaretler gerçekleştirdi.
Türkiye'den hemen her kentinin kardeş bir belediyesi olan Bosna-Hersek'e, başta Bursa olmak üzere çeşitli belediyeler de önemli yatırımlar gerçekleştiriyor.
''Bosna'nın bekası ve esenliği için en güçlü çabayı harcamaktayız''
Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliği Müsteşarı Emre Zeki Karagöl, Bosna-Hersek'e verilen desteklerle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, rahmetli Aliya İzzetbegoviç ve dava arkadaşlarının kurduğu bu devletin bekası ve esenliği için Türkiye Cumhuriyeti olarak en güçlü çabanın harcandığını söyledi.
Türkiye'den Bosna-Hersek'e verilen desteğin, üst düzey siyasiler ve yöneticiler tarafından gerek bu ülkedeki gerek üçüncü ülkelerin muhataplarına ifade edildiğini belirten Karagöl, şöyle konuştu:
''Bosna-Hersek'in esenliğini kendi ülkemizin esenliğiyle eş görmekteyiz. Özellikle bu ülkenin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesi için de Türkiye yoğun çaba harcıyor. 23 Nisan 2010 tarihinde Talinn'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında Dışişleri Bakanımızın yoğun çabalarıyla, Bosna-Hersek'in NATO-MAP'a (Üyelik Eylem Planı) katılması sağlanmıştır. Bu durum Bosna-Hersek'in NATO'ya üyeliği için büyük önem taşıyor.''
Bosna-Hersek'e Türkiye'den yoğun olarak üst düzey siyasetçilerin geldiğini, bu ziyaretlerin Saraybosna başta olmak üzere Mostar, Banya Luka gibi ülke sathına gerçekleştirildiğini vurgulayan Karagöl, bu ziyaretlerde de Türkiye'nin güçlü desteğinin vurgulandığını kaydetti.
Sosyal ve kültürel anlamdaki yatırımlar
Emre Zeki Karagöl, Türkiye'nin Bosna-Hersek'e siyasi alandaki desteğinin sosyal ve kültürel alanlarda da sürdürüldüğünü belirterek, özellikle Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın (TİKA) projeleri yadsınamaz şekilde dış siyasete ivme kazandırdığını vurguladı.
TİKA'nın Bosna-Hersek'te çok başarılı projeler yürüttüğünü ifade eden Karagöl, bu projelerin dış politikayı güçlendirdiğini ve dış politikaya ivme kazandırdığını söyledi.
Karagöl, Bosna-Hersek'te yine TİKA'nın yanı sıra Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin de Türk kültürünün yaygınlaştırılması için çok başarılı çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
Türkiye-Bosna-Hersek arasındaki ekonomik ilişkilerin ise siyasi ilişkilerle karşılaştırıldığında biraz daha alt düzeyde olduğunu belirten Karagöl, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için çok yoğun istek ve çaba var. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, 2010 yılında Bosna-Hersek'i ziyaretlerinde farklı sektörlerden iş adamları kendilerine refakat etti. Siyasi anlamda, ekonomik ilişkilerin canlandırılması için çok yoğun istek bulunuyor. Özellikle karşılıklı dış ticaret göz önünde bulundurulduğunda henüz istediğimiz rakamı yakalamış değiliz. Dış ticaret konusunda Türk işadamlarına özellikle vurguladığımız husus ve her zaman vurguladığımız konu, Bosna-Hersek pazarı henüz bakir, yabancı yatırımcılar bu piyasaya henüz girmedi. İşadamlarımıza engin olanaklar sunuluyor. Bu fırsatı kaçırmalarını istemiyoruz. Önümüzdeki döneme ait ümitliyiz, siyasi ilişkilerimizin yanı sıra ekonomik ilişkilerimizin de daha da gelişeceğini bekliyoruz.''
''TİKA'nın Afganistan'dan sonra en büyük bütçesi Bosna-Hersek'e''
TİKA Bosna-Hersek Koordinatörü Dr. Zülküf Oruç da TİKA olarak Afganistan'dan sonra en fazla bütçenin Bosna-Hersek'e aktarıldığını, bunun da bu ülkeye verilen önemin bir göstergesi olduğunu söyledi.
TİKA olarak Bosna-Hersek'te alt yapıdan tarihi eserlerin restorasyonuna, eğitimden sağlığa, onlarca projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Dr. Oruç, Türk insanının gönül genişliğini kurumsal olarak temsil ettiklerini vurguladı.
Dr. Oruç, çalışmaları sırasında Bosna-Hersek haritasını önlerine koyduklarını ve ''kutsal bir derse çalışır gibi Bosna-Hersek dersine çalıştıklarını'' vurgulayarak, bu ülkenin Türk halkının nezdindeki öneminin farkında olduklarını ve o sorumluluk içinde hareket ettiklerine dikkati çekti.
Türk yatırımcıları yüzleri güldürüyor
Dünyada yaşanan ekonomik krizin en fazla etkilediği ülkelerden biri olan Bosna Hersek'te, özellikle Türk yatırımcılar yüzleri güldürüyor.
Siyasi sorunlarla çalkalanan ve 1 yılı aşkın süredir merkezi hükümetin kurulamadığı Bosna-Hersek'te ekonomik kriz etkisini hala önemli ölçüde devam ettiriyor. Ekonomik krizle birlikte, binlerce şirketin hesaplarının bloke edildiği, yaklaşık 150 bin kişinin işini kaybettiği, işsizliğin yüzde 43 olduğu Bosna-Hersek'te, son yıllarda Türk girişimcilerce açılan firmalar ve yapılan yatırımlar, ülke insanına büyük bir umut veriyor.
Tuzla kentinde Şişecam, Maglay'da Natron Hayat, 21 şubeli Ziraat Bankası, THY'nin yüzde 49'una ortak olduğu BH Airlines, Nobel İlaç, Türk Oil gibi önemli yatırımların bulunduğu Bosna-Hersek'te, tekstil piyasasında da Türk girişimciler son aylarda önemli yatırımlar gerçekleştirdi.
LC Waikiki, Koton, Colins gibi çok sayıda Türk giyim mağazasının da açıldığı Bosna-Hersek'te, Bellona, Çilek gibi Türk mobilya mağazaları da Bosna-Hersek halkına hizmet veriyor.
Yabancıların yatırım yapmaktan çekindiği Bosna-Hersek'e Türk yatırımcılarının ilgisi ise yüzleri güldürüyor.
Türk girişimciler, Bosna-Hersek'te eğitime de büyük önem veriyor. Uluslararası 2 Türk üniversitesinin bulunduğu ve Türkiye'den çok sayıda öğrencinin yüksek öğrenim gördüğü Bosna-Hersek'te, ayrıca 7 Türk koleji de eğitim faaliyeti yürütüyor.
Bosna-Hersek'e Türkiye'de son yıllarda artan ilgi turizm alanında da kendisini hissettiriyor. Hemen her hafta, çeşitli tur firmalarıyla Türkiye'den gelen turistler, Bosna-Hersek'in tarihi ve doğal güzelliklerini görme fırsatı elde ediyor. Türk turistlerin bu ilgisi sayesinde, Bosna-Hersek'te özellikle küçük esnaf ayakta kalıyor.
İşte merhum Aliya İzzetbegoviç'in meşhur asker selamlama görüntüsü: