Belge aşağı belge yukarı... Başka bi şey yok koskoca yetmiş milyonluk Türkiye’nin gündeminde sanki?
Fotokopi. Aslı olmayanın fotokopisi nasıl çekilir?
Teknoloji o boyutta ki, aslı da üretilir fotokopisi de diyor bi çok kişi. Varsa bu belgenin Aslı nerede o zaman?
Kim bilir?
Belki Kerem’e kaçmıştır!
İşin şakası bi yana, Türkiye, bu kadar gerilime, bu kadar kurumları karşı karşıya getirme girişimlerine, çabalarına, belge sahteyse eğer, madrabazlıklarına daha ne kadar dayanır?
Terazinin bir gözünde Ergenekon...
Öbür gözünde, gömülü silahlar, belgeler.
IMF’le anlaşma imzala diye bas bas bağıranlar. Tehdit edenler. Ve bunca kargaşanın ortasında sayısı milyonları çoktan aşmış işsizler ordusu. Sadece her gün bana gelen onca yardım isteği... Ama kargaşadan nemalanan, beslenenler keyif çatmakta.
Aydınlar birbirlerinin beynini tokatlamakta. Geldik gidiyoruz arkadaş. Beni asıl üzen, yirmili yaşlarımın sonlarında ne yaşadıysam ellili yaşlarımın sonlarında da aynı şeyleri yaşıyor olmam...
Demiş ya Nazım..
İniyor kayık, çıkıyor kayık.
Biz de bir ömür tükettik o kayığın içinde... İne çıka...
Hadi bizden vazgeçtim...
Ya çocuklarımız... Ya torunlarımız?
Onlar da mı binecek bu kayığa?
Hırsızın salağı böyle olur işte
Adamlar maskeli. Sayılarıysa dört. Roma’da, banka soyacaklar.
Ama unuttukları bi şey var. Bankanın kapanma saati!
Geliyorlar cam kapının önüne. Yokluyorlar kapıyı. Kurşun geçirmez, kalın cam kapı kiltli. Banka kapanalı beş dakika olmuş.
Çetenin reisi, önce ter ter tepiniyor. Sonra geri geri koşup geliyor. Küt diye tos vuruyor cama... Ve düşüp bayılıyor. Arkadaşları ayıltmak için uğraşırlarken, bankanın önünde motoru çalışarak duran otomobillerine frenleri patlamış bir kamyon çarpıyor!
İçeriden bu manzarayı izleyen banka güvenlikcileri polisi arıyor. Ve maskeli dörtler hapsi boyluyor!
Asimetrik savaş muhabbeti
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ‘bu asimetrik bir savaştır!’ dedi belgeyle ilgili. Ertesi gün bu konu kalemlere dolandı...
Simetrik savaşın ne olduğunu bilmeyenler, asimetrik savaş üzerine ahkam üstüne ahkam kesti..
Asimetrik Savaş, eşit güçte olmayan iki tarafın dövüşüdür.
Ya da, taraflardan biri yenilgiyi kabul etmez, köşesine çekilmez, karşı tarafın yumuşak karnını kollar. Faullü dövüşür yani..
Asimetrik savaşcı, üniforma giymez, er meydanına çıkmaz, sivillerin arasına gizlenir, kuşku tohumları serper, onları sular, bekler ki yeşersin, sarmaşık örneği dört bir yanı sarsın...
Kimi zaman asimetrik savaşcı kazançlı çıkar.
Nasıl olur bu?
Kaybetmeyerek...
Karşı tarafı sürekli yıpratarak... Bıktırarak... Lanet olsun dedirterek.
Bunun Türkiye’de en somut örneği PKK’dır.
PKK asimetrik savaş yürütür yıllardır. Simetrik bir savaşta, Türk ordusunun üzerinden silindirle geçeceğini bildiğinden, gündüz külahlı gece silahlı olarak sürdürür savaşını. Ama PKK gene de kazanamaz, çünkü karşısındaki simetrik savaşcı, pes etmeyi bilmez, gücünü de ülkesinin halkından alır. Buna rağmen PKK, dış destekle, uyuşturucu muhafızlığından kazandığı paralarla devam ettirir vuruşmayı. Dağda ayağı çıplak başı kabak, kandırılmış delikanlılar, elde Kaleşnikof dolanırken, ne olduğu bilmedikleri bir ilke(!) uğruna!
Onları ağa babaları kral gibi sürdürür yaşamlarını. Peki asimetrik savaşcı nasıl kaybeder savaşı?
Karşısındaki simetrik savaşcı pes etmezse... Kendisine yönelik, asimetrik psikolojik harekatı, gerçekleri bir bir ortaya koyarak, saldırıları püskürtürse. Bunu yapmak için de, el verdiğince şeffaf olmak zorunluluğu vardır.
Bu nasıl olur?
Seçilmişlerle el ele vererek, Ergenekon ruhunu bu ülkeden, bir daha dönmemecesine tekme tokat kovarak.
Kenan Evren niye intihar edecek ki?
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, kahramanlık yapmasın intihar etsin, demiş, Kenan Evren’in eğer halk benim için ‘yargılansın’ derse, yargıyı beklemem intihar ederim lafına karşılık.
Halk niye böyle bi şey istesin ki?
Hazırladığınız Anayasa’ya yüzde doksanın üzerinde okey demedi mi?
Her gittiğiniz yerde onca yıl zat-ı devletlerine alkış tutmadı mı?
Şimdi, yargılansın der mi hiç?
Bakın, 12 Eylül öncesi günlerde kimyası bozulanlar, korkudan beti benzi uçanlar, size nasıl da alkış tutuyor şimdi..
Onlar da arkanızda saf tuttuğuna göre, zaten zat-ı alilerinin yargılanması söz konusu olamaz. Aman efendim, sakın intihar mintihar etmeyiniz. Allah size ve bugüne değin bütün darbe girişiminde bulunan ve ondan avanta ve lavanta sahibi olanlara uzun ömür versin. Onları her daim görelim, gözümüzün önünde olsunlar. Olsunlar ki, hatırlayalım. O canım günleri. O devenin tellal pirenin berber olduğu, zatınızın tahta çıkıp bizlerin çil yavrusu gibi dört bir yana dağıldığı günleri.
Allah bize, sizi hiç unutturmasın efendim... Ömrünüz çok ama çok uzun, samur fırçanızsa tuva