Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturmalar kapsamında ifadesine başvurulan ‘Garson’ kod adlı gizli tanıktan elde edilen dijital materyallerin ‘çöp’ hükmünde olduğu ortaya çıktı.
Yaptığı copy past fişlemeler ve yalan ifadelerle binlerce insanın hayatını karartan ‘Garson’ hem savcılık ve hem de mahkemedeki ifadelerinde ‘tanık’ olarak dinlendi. Hakları hatırlatılıp, yemini yaptırıldı. Ancak CMK’ya göre bir delilin bir soruşturma kapsamında uygulanabilmesinin öncelikli şartı, elde edilen dijital materyallerin şüpheliye ait olması. ‘Garson’ ise şüpheli değil, ‘tanık’….
Söz konusu noktaya dikkat çeken insan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş, “Başka bir ifadeyle, tanıktan elde edilen materyaller üzerinde CMK’nın 134. maddesi gereğince arama, el koyma ve imaj alma tedbirine başvurulamaz. Fakat, mevcut durumda, tanık olarak dosyada yer alan Garson’dan elde edilen kartların imajı alınıp elde edilen bilgilerle bu tasarruflarda bulunulmuştur. Kısaca, dijital materyalerle ilgili el koyma ve imaj alma işleminin en önemli şartı gerçekleşmeden bu tedbire başvurulmuştur ve CMK’ya açıkça aykırı elde edilen bir delil yargılamada kullanılamaz. Çünkü CMK m. 288/2 gereğince “bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır” ve CMK’nın 134. maddesi Garson dan elde edildiği iddia edilen SD kartlarda yanlış uygulanmıştır.” diyor.
Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma ve davalar kapsamında bugüne kadar binlerce insan sadece ‘gizli tanık’ ifadelerine dayanılarak mahkum edildi. ‘Garson’ kod adlı gizli tanığın savcılık ve mahkeme beyanları ve dijital fişleme listeleri üzerine Emniyet’te binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ifadeleri çelişkilerle dolu ‘Garson’ isimli iftiracının iddialarını dayanak göstererek tek seferde 731 kişi hakkındaki ‘copy-paste’ iddianame bile hazırladı. ‘Garson’un fişlemeleriyle emniyet teşkilatında 9 binden fazla kıyım yapıldı. Ancak ‘Garson’un tanıklığı ve ondan elde edilen dijital verilerin ‘çöp’ hükmünde olduğu ortaya çıktı.
İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş’in konuyla ilgili paylaşımları şöyle:
GARSON TANIK MI, ŞÜPHELİ Mİ?
Bugün size, binlerce kişinin hayatını karartmada kullandık Garson’dan ele geçirildiği iddia edilen SD kartların nasıl CMK’ya aykırı incelendiğini ve kartlardan elde edilen bilgilerin neden delil olarak kullanılamayacağını anlatacağım.
Garson adlı gizli tanık, savcılıkta verdiği iki ifadesinde tanık olarak dinlenmiş ve ifadeye başlamadan önce tanıklığa ilişkin hakları hatırlatılıp yemini yaptırılmıştır. Aynı şekilde, mahkemelerde de tanık olarak ve yemin verdirilerek dinlenmiştir.
Eğer şüpheli olsaydı;“soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten şüpheli olanların” yeminsiz dinleneceğini düzenleyen CMK m.50/1-c gereğince yemin verdirilmezdi. Ayrıca, yeminsiz dinlenmesi gereken bir kişinin yemin verdirilerek dinlenmesi bozma sebebidir.
Her iki ifadenin yemin verdirilerek ve tanıklığa ilişkin hususlarının vurgulanarak alınması, bu konuda bir tereddüt olmadığının göstergesidir. Eğer Garson şüpheli kabul edilseydi, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı da açıklanır ya da savcılık tarafından bu konuda kendisine bilgilendirme yapılarak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip istemediği de sorulurdu. Bunların hiç birisi yapılmadığından, Garson’un dosya da tanık olarak yer aldığıyla ilgili bir tereddüt yoktur.
Peki, Garson’un tanık ya da şüpheli olması neyi değiştirir ve bu ayrımın ne önemi vardır? Bu ayırım çok önemlidir ve Garson’dan ele geçirilen dijital medyadan elde edilen tüm delillerin en baştan çöp olması anlamına gelir.
Şöyle ki; binlerce emniyet mensubunun tutuklanıp ceza almasına ve ihraç edilmesine gerekçe yapılan husus, Garson’dan elde edilen dijital materyallerden ulaşıldığı söylenen bilgilerdir. Ancak, CMK’nın 134. maddesinin bir soruşturma kapsamında uygulanabilmesinin öncelikli şartı, elde edilen dijital materyallerin ŞÜPHELİYE ait olmasıdır. Başka bir ifadeyle, TANIKTAN elde edilen materyaller üzerinde CMK’nın 134. maddesi gereğince arama, el koyma ve imaj alma tedbirine BAŞVURULAMAZ.
Fakat, mevcut durumda, tanık olarak dosyada yer alan Garson’dan elde edilen kartların imajı alınıp elde edilen bilgilerle bu tasarruflarda bulunulmuştur. Kısaca, dijital materyalerle ilgili el koyma ve imaj alma işleminin en önemli şartı gerçekleşmeden bu tedbire başvurulmuştur ve CMK’ya açıkça aykırı elde edilen bir delil yargılamada kullanılamaz.
Çünkü CMK m. 288/2 gereğince “bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır” ve CMK’nın 134. maddesi Garson dan elde edildiği iddia edilen SD kartlarda yanlış uygulanmıştır.