"Bir düşünün: Özal yaşasaydı bu siyasal islamcı, faşist, zalim, Ergenekoncu iktidarın yanında mı karşısında mı olurdu?
Başka da sözüm yok!"
Ali Emir Pakkan
Özal İstismarı
Adnan Menderes’ten sonra istismar edilen diğer bir isim Turgut Özal.
Vefatının yıldönümünde (17 Nisan 1993) mesajlar havalarda uçuştu. Menderes ve Özal’ın yanına konulan fotoğrafları gördüm. Güya Menderes ve Özal’ın devamı imişler!
Gerçekten öyle mi?
Korkunç bir yalan! Büyük bir istismar!
İki lider Türkiye’de demokrasi ve hukuk mücadelesinin sembolüydü. Halktan yana halkın değerlerine saygılı idiler. İktidarlarını kişisel zenginleşme aracı yapmadılar. Bir bedel ödeyerek gittiler! Adlarını hayırla yad ediyoruz.
Ya bugünküler! Şöyle diyebiliriz Menderes ve Özal’ın kazanımlarını yerle bir ettiler. Ülkeyi 100 yıl geriye görürdüler! İttifak ettiklerine bakın gerçeğin ne olduğunu anlarsınız.
Eğer Menderes ve Özal’a küçücük saygıları olsa onların dosyalarını kapatmazlardı.
Darbeleri Araştırma Komisyonu 2012 Kasımında hazırladığı raporu kamuoyuna açıklamış ve; “Bütün Darbecilerin yargı önüne çıkarılması, Yassıada mahkeme kararlarının yok sayılması ve darbe mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesini” istemişti. 27 Mayıs’la ilgili bütün izler silinebilirdi.
O günden bu yana bu konularda hiç bir adım atılmadı. Demokrat Partililerin yakınlarının boynu bükük kaldı.
Turgut Özal’a gelince. Ölümü ile ilgili ciddi iddialar vardı. 2012’de Abdullah Gül’ün görevlendirdiği Devlet Denetleme Kurulu “ölümü şüphelidir” dedi. Kabri açıldı. 19 yıl sonra otopside zehirlendiğine ilişkin bulgulara rastlandı. Soruşturma ilerliyordu.
Ne yaptılar?
Özel yetkili mahkemeleri kapattı ve bu dosyanın üzerini örttüler. 27 Kasım 2014’te Özal dosyası tozlu raflara kaldırıldı.
Bir düşünün: Özal yaşasaydı bu siyasal islamcı, faşist, zalim, Ergenekoncu iktidarın yanında mı karşısında mı olurdu?
Başka da sözüm yok!