Bir Jon Pahl geçti Balkanlardan

Gönlümüze su serpti. Bahar yağmurları gibi geldi. Bu bereketli topraklara böyle bir rahmet gerekliydi aslında
HÜSEYİN ODABAŞI

Gönlümüze su serpti. Bahar yağmurları gibi geldi. Bu bereketli topraklara böyle bir rahmet gerekliydi aslında. Sekiz seneden beri bir kuraklık yaşıyorduk ki sormayın. Temmuz sıcakları dudaklarımızı kuruttu ve toprağımızın imbatiyesindeki nemi aldı götürdü. Jon Pahl kitabı ile gelen bu rahmet Anadolu’nun eteklerine kadar ilk defa ulaştı. 

Rahmet tanıma ve tanışmadır.  Bilginin temeli olan tanıma. İnsanın insanı, kendini ve Yaradan'ını tanıması. İnsanın insanı tanımasında Yaradan’nın tanınması saklıdır. Jan Pahl insanı bir hareket olan Hizmet Hareketi’nin Balkanların entelektüellerine tanıttı. Tanıtırken tanıştı, tanıştırdı.  Ne tanımayı ne de tanışmayı hafife alabiliriz. Çünkü Yaradan'ın yaratmasından maksat tanımak ve kendini tanıtmak olduğunu söyler ibn Abbas. “Liya’budun lita’rifun”suz olmazdı çünkü. (Zariyat Suresi, 56) Öyleyse Yunus gibi diyelim:

“Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz” (Yunus Emre)

Bahar yağmurları gibi Pohl uzaklardan geldi. Yunan dahil Batı’nın eteklerini dolaştı ziyaret etti. Nerelere uğradıysa Cibril’in solukları gibi bir canlılık ve hayat esintisi bırakarak geçti. Veya fetasıyla beraber Hızır’ını arayan Musa (a.s) gibi geldi geçti aramızdan. Musa (r.a), azık diye yanlarına aldıkları balıkların canlanıp yeniden denize atladığı yerde bulacaklardı Hz. Hızır’ı. Çünkü Hızır soluklarının temas ettiği her yerde ölüler bile canlanır, hayat rengini bulur. Bu ziyaret de arkasında bir sürü canlanan ruh, harekete geçen dimağlar bıraktı. 

Amerikalı Jon Pahl bu hizmetin evrensel olduğunun simgesi oldu. Anadolu’nun bağrından çıkan bir hizmeti Amerikalı bir öğretmen tanıtıyordu. Anadolu’nun öğretmenleri bugün ya hapiste ya da sürgündeler. Fakat öğretmeyi murat etmişse Allah dillerin, ırkların coğrafyaların ne önemi olabilirdi ki. Rabbimiz, tanıtırken güçlerimizin tükendiği yerde başka milletleri veya başka kavimleri devreye koyamaz mıydı: “Siz dinden dönen bir kavim olursanız başkalarına bu emaneti tevdi ederim.”(Maide Suresi, 54) Yoksa Jon Pahl bu ayeti içinde barındıran bir uyarı mıydı bizim için. Belki de. Kim bilir!

Özellikle Küçük Asya’nın münafıkları hizmetin sunduğu altın fırsatları çöpe atmakta bir an tereddüt etmediler. Fakat çöpe düşen altın zayi olmaz ancak gerdanlara yazık olur. Yazık oluyor milletime... Hizmetimiz özellikle Türkiye'de zarar gördü fakat dünyada kıymetten düşmedi. Çünkü evrensel barışa ve hoşgörüye dünya çapında olan ihtiyaç bilakis daha da arttı. Bu bakımdan hizmetin mayasında dünya barışını sağlayacak derin bir barış gücünün olduğunu ifade etmeye çalıştı Jon Pahl. Çünkü hizmet hareketi toplumun her katmanından insanlardan müteşekkildi. Esnafından entelektüeline, işçisinden patronuna kadar geniş bir toplum katmanı ile temsilini bulan bir hizmet hareketinin barışı da bütün toplumların katmanlarını birbirine bağlayan derin bir barış olacaktır. Hayır peşinde koşanlar için “Sulhta hayır vardır.”(Nisa 128) Jon Pahl hayırlı bir iş peşinde koşuyor. Sulha koşanlarla beraber koşuyor.
21 Haziran 2022 14:29
DİĞER HABERLER