Bir Muhabbet Mimarı’nın Ardından: Thomas Michel’i Yâd Ederken

Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz vefatının ardından, Hizmet Hareketi ve diyalog çalışmaları açısından önemli bir yeri olan Thomas Michel'i, onun müstesna yerini ve hizmetlerini köşesine taşıdı.
Bazen Hak Teâlâ, kullarına bir lütuf olarak öyle kullar gönderir ki, onların varlığı bile insanın içinde bir sükûnet, bir güven, bir ümit kapısı açar. İnsana iyiliği hâliyle öğreten gönül erleri… Thomas Michel işte o insanlardandı. Hem Hristiyan geleneğinin derinliklerinden gelen bir bilgelik hem de insanlığın müşterek vicdanını temsil eden bir zarafet vardı onda.

Ailesine, dostlarına, onu tanıyan herkese ve elbette bu ayrılığın hüznünü derinden hisseden Hizmet gönüllülerine sabır ve teselli diliyorum.

Başımız sağ olsun.

Onu ilk tanıdığınızda bile kalbinizde bir ferahlık oluşurdu; konuşurken değil, dinlerken öğretirdi; hükmederek değil, anlayarak yakınlaşırdı. Bu sebepledir ki, tanıyan herkesin gönlünde müstesna bir yer edindi.


BURAYA ŞAHSİ BİR HATIRA

Hocaefendi’nin defalarca ifade ettiği gibi, insanlığın bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey “muhabbet iklimi”dir. Thomas Michel bu iklimin içinde yetişmiş, onu bütün dünyaya taşıyan bir temsilcisiydi, mimarıydı. Onunla oturanlar bilirler: Bir insanı dinlerken gösterdiği teslimiyet, bir kalbi incitmemek için seçtiği kelimeler, farklı inançların olduğu bir mecliste hissedilen o derin hürmet… Bunların her biri, onun iç dünyasının, Rabbine olan samimiyetinin yansımalarıydı.

Son mesajında, Chiang Rai’den gönderdiği o mütevazı cümlelerle bizlere bir ders daha verdi:

“Biz Hristiyanlar da tıpkı Müslümanlar gibi ölümden korkmayız; çünkü bizi seven Tanrı’ya döndüğümüzü biliriz.”

Ne kadar sade, ne kadar hakikatli, ne kadar insanın yüreğine dokunan bir teslimiyet… Bu, bir vedadan ziyade “Rabbine yürüyüşün huzurunu” anlatıyordu. Hem de nefsi değil, gönlü konuşturan bir sükûnetle…

Yine aynı mesajında, Hizmet gönüllülerini kastederek, “Tanrı’nın Hizmet’te tanımama izin verdiği birçok harika insan için minnettarım,” demişti. Bu söz, hem bir vefa örneği hem de yıllardır bizimle yürüttüğü diyaloğun mahiyetini özetleyen berrak bir şahitliktir. O bizi sevdi, anladı, sarıp sarmaladı… Biz de onu sevdik; onda Rabbini arayan, O’nun rızasını gözeten bir kulun safiyetini gördük.

Aziz dostumuz Thomas Michel, Hizmet’in kalbinde silinmeyecek bir iz bırakmıştır. O iz, sadece akademik çalışmalarının, kitaplarının, konferanslarının mirası değil; bir tebessümün, bir iltifatın, bir gönül almanın ömürlük tesiridir. O, dinler arası diyaloğu bir kavram değil, bir hâl olarak yaşadı. Sohbetlerinde insanlar sadece bilgi almaz, bir insan olmanın ne demek olduğunu yeniden düşünürlerdi.

Onun şahsında biz, farklılıkların düşmanlığa değil zenginliğe, ayrışmanın ifrata değil muhabbet köprüsüne dönüşebileceğini gördük. Her gittiği yerde Hakikat’in her insana farklı bir lisanla konuştuğunu; önemli olanın o lisanı hürmetle dinlemek olduğunu hatırlattı. Bir defasında şöyle demişti:
“İman, insanın Rabbine duyduğu sevgiyi başkalarının kalbinde de hissedebilmesidir.”

İşte, bu sevgi ondaki mayaydı.

Bugün, bu dünyadan göçtü ve bir boşluk bıraktı. Fakat aynı zamanda çok güzel bir miras da bıraktı: diyalog denen o incelikli ve zorlu yolculuğu kesintiye uğratmadan devam ettirme sorumluluğu. Sevgiyle, hürmetle, mütevazı bir yürekle…

Allah bize ondan öğrendiğimiz ve onda her daim şahit olduğumuz o nezaketi, o sükûneti, o insani sıcaklığı devam ettirebilmeyi nasip etsin.

Hakiki bir dostu, bir muhabbet ehlinin temsilcisini, hakiki bir diyalog mimarını uğurluyoruz bugün.
Fakat biliyoruz ki, yere düşen her güzel tohum yeşerir. Onun ektiği tohumlar da gönüllerde yeşermeye devam edecek.

Ruhu şâd olsun.
25 Kasım 2025 14:19
DİĞER HABERLER