Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliyelerine ilişkin yapılan başvurunun ardından Şanlıurfa KCK Davasında tutuklu yargılanan BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ve Mardin KCK davasında tutuklu yargılanan BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'ın tahliye talebinin reddine ilişkin kararın gerekçesini avukatlarına bildirdi. Bu kararın ardından BDP eşbaşkanları Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel, TBMM’de açlık grevi yapma kararı aldı.
CHP'li Milletvekili Mustafa Balbay'ın Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edilmesinin ardından avukatlarınca yapılan başvurunun ardından savcının hazırladığı, terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyonda yakalanan ve 5 Ekim 2010 yılından bu yana "silahlı terör örgütüne üye olduğu" gerekçesiyle yargılanan Milletvekili Ayhan ve terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyonda yakalanan, 15 Şubat 2010 yılından bu yana "Terör örgütü üyesi olmak" suçundan yargılanan milletvekili Yıldırım tutuklulukta geçirdiği süre ve seçilme hakkını ihlalini gerekçe göstererek tahliyesine karar verilmesi yönünde sunduğu mütalaayı değerlendirerek tahliye talebini reddeden mahkeme kararının gerekçesi avukatlarına ulaştı.
Mahkemenin iki sanık için de verdiği kararın gerekçesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının farklı etkileri bulunduğu kaydedilerek, şöyle denildi:
"Soyut ve somut norm denetimi ile bireysel başvuru denetimi sonucu verilen kararların etkisi, bağlayıcılığı, kesinliği ve uygulaması farklıdır. Soyut ve somut norm denetimi sonucu Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının iki önemli etkisi bulunmaktadır. Birincisi karar ile dava konusu norm ortadan kaldırıldığından bu karar herkes için hüküm ve sonuç doğurur, bağlayıcı olur. İkincisi ise Anayasa Mahkemesin verdiği iptal kararının yürürlüğe girmesi ile anayasaya aykırı olan norm ortadan kalktığından iptal edilen norm ile düzenlenen alandaki uygulama artık o norm bulunmadığı göz önünde tutularak devam eder. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular sonucu verdiği kararlar soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak davanın tarafı olan kişiler açısından etkili olacaktır."
Anayasa Mahkemesinin olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı kararlar vermekle yetkili olduğu vurgulanan gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Bireysel başvuruya ancak kişisel ve güncel bir hakkı doğrudan etkilenenler başvuruda bulunabileceğinden bu başvuru ile ilgili ortaya çıkacak Anayasa Mahkemesi kararı da bu kişi ve başvuruya konu idari ve adli işlem açsından geçerli ve bağlayıcı olacaktır. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamında Mustafa Balbay hakkında verdiği ihlal kararının mahkememizde yargılanan sanık İbrahim Ayhan ve sanık Gürsel Yıldırım açısından doğrudan veya dolaylı bir sonuç doğurması mümkün olmadığından sanık avukatının Anayasa Mahkemesinin Mustafa Balbay hakkındaki kararını emsal göstererek tahliyesine ilişkin talebin reddine karar verildi. Sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suçu işlemediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı atılı suçun Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/3. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması ile adli kontrolün yetersiz kalacağı anlaşılacağından sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır."
Oy çokluğu ile alındığı belirtilen karara muhalefet şerhi koyan Hakim İsmail Yoğurtçu gerekçesinde şunları belirtti:
"Anayasa Mahkemesinin uzun tutukluluk ve seçilme ihlaline dair Resmi Gazete'de yayınlanan kararı bağlayıcı nitelikte olmamakla birlikte sanığın tutuklulukta geçirdiği sürenin seçilme hakkının ihlaline neden olabileceği ihtimali karşısında Anayasa Mahkemesinin gerekçesi de dikkate alınarak sanıklar Ayhan ve Yıldırım'ın yurt dışına çıkışı adli kontrol kapsamına alınarak tahliyesine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun tutukluluk halinin devamına ilişkin kararına katılmıyorum."
AA