Bir ruh mimarı: Fethullah Gülen Hocaefendi Sempozyumu

Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi için düzenlenen önemli bir organizasyonu köşesine taşıdı.
6-7 Eylül tarihlerinde Bir Ruh Mimarı: Fethullah Gülen Hocaefendi Sempozyumu inşaallah  organize edilecek. Hocaefendi’nin talebelerinden Dr. Ergun Çapan’ın gayretleriyle toparlanan bu sempozyum, daha hocamızın vefatının üzerinden bir yıl geçmeden onun ilmî ve irfanî mirasını gelecek kuşaklara aktarmaya çalışacak. Sempozyuma ev sahipliği yapacak olan Risale & Hizmet Araştırmaları Merkezi’ni iki gün sürecek ve yirminin üzerinde akademisyen ve alan uzmanını bir araya getirecek bu sempozyumu düzenlediği için tebrik ediyorum.

Sempozyumun başlığı bazı arkadaşlarımızın dikkatini çekebilir. Üstadımızın “haricî vücut giydirilmiş şuurlu bir kanun” olarak tanımladığı ruh, alem-i emre ait, latîf ve vahid  bir hakikattir. Bu anlamda ruhun terbiyesi de olmaz, mimarisi de olmaz diye düşünebilirler. Oysa Hocaefendi “ruh” kavramını “zamanın ruhu” “ruhumuzun heykelini ikame etmek” “ruhun derece-i hayatına yükselmek” gibi terkiplerde gördüğümüz üzere çok geniş bir anlam çerçevesinde kullanır. Onun ıstılahında “ruh mimarı,” “gönül mimarı” ve “düşünce mimarı” terkipleri birbirine yakın anlamlar ifade ederler. Bunların tamamı “engin metafizik mülahazalara açık bir kuşak yetiştirecek yeryüzü mirasçısı rabbaniler” mânasını işmam ederler. Bu anlamda ruh mimarları Hocaefendi’nin bir rüyasıdır ve kendisi de bir ruh mimarıdır.

Hocaefendi bu tür terkipleri Yeni Ümit başyazılarında sıklıkla kullanmıştır. Sonradan Ruhumuzun Heykelini Dikerken adıyla kitaplaştırılan Yeni Ümit başyazıları yeryüzü mirasçılarının vasıfları etrafında örgülenmiş bir erdemliler kuşağının projesidir. “Ruh mimarı” ifadesi, bilebildiğim kadarıyla ilk defa Ocak 1995’te yayınlanan “Bizim Dünyamıza Doğru” makalesinde geçmişti. Şöyle diyordu Hocaefendi:

“Bugün, her şeyden ziyade milletçe muhtaç olduğumuz karakter, şuur, idrak ve sorumluluğun harekete geçireceği, davranış ve faaliyetlerinde, en az bugün ve bugüne ait zaruretler kadar, plân ve projelerinde yarınları düşünen samimi, müteheyyiç fakat dengeli insan karakteridir. Gönlüyle varlığa açık, dimağı bilgi şuunuyla ma'mûr, her an kendini bir kere daha yenilemesini bilen, her zaman nizamın peşinde ve her lâhza ayrı bir tahribi tâmir eden düşünce ve ruh mîmârı karakter..”

Hocaefendi Yeni Ümit başyazılarında bir sonraki yazının konusunu böyle bir tek kelimeyle ifade ederdi. Nitekim bir sonraki Yeni Ümit’te, Nisan 1995’te “Ruh Mimarı Rabbanîler” başyazısı yayınlandı. Rabbanîler, o yazıda, “vicdanın bütün fakülteleriyle gören; düşünen, davranan; oturuş-kalkışı merhamet, sözü-sohbeti mülayemet ve her hali nezaket bir hakikat eri ve kalb insanı,” “yüce hakikatlerin emanetçileri ve tarihî zenginliklerimizin de mirasçıları,” “ruh ve düşünce hekimleri” olarak tanımlanırlar. Hocaefendi iki yıl sonra kaleme aldığı Ümit Nesilleri yazısını da şu satırlarla açmıştı: “Ümit nesilleri, şimdiler itibarıyla, ilim, îman, ahlâk, sanat anlayışının eri; bizden sonra geleceklerin de ruh mimarlarıdır.”

Hocaefendi’nin Sızıntı Dergisinin daha ilk sayılarından itibaren hayallerini hecelediği “geleceğin mimarları,” “fikir işçileri,” “düşünce işçileri,” “gönül mimarları” gibi kavramlar evrensel metafiziği inşa hedefiyle birleştiklerinde “ruh mimarları” oluverirler.

Hocaefendi ideallerini realizmin beşiğinde büyüten bir liderdi. Ruh mimarı Rabbanîlerin yetişmesinin bir kuşak meselesi olduğunu elbette biliyordu. “Zamanın çıldırtıcılığına karşı sabır” dediği o en ağır imtihan, böyle bir kuşağın yetişmesinin birkaç ömre sığmayacak himmet ve azim gerektirdiğini görmenin imtihanıydı belki de.

Hocaefendi sonrasında bu hayali kurmak, bu azmi ve bu sabrı göstermek bizlere ve bizden sonraki gençlere düştü. Bu hayali yetim bırakmamak bizim bir vefa borcumuzdur.

Hocaefendi, yine Ruhumuzun Heykelini Dikerken adlı eserinde bulunan Düşünce ve Aksiyon İnsanı makalesinde “Bediüzzaman soluk soluğa ülkenin dört bir yanına mesajlarını sunduğu zaman, onu anlayacak birkaç yüz aydın, düşüncelerinde ona destek olabilseydi, ihtimal bugün en zengin ülkelerden daha zengin, en medenî milletlerden daha medenî hâle gelmiş ve daha sonraları karşımıza çıkan her engeli aşabilecek güce ulaşarak, şimdilerde girilmiş gibi görülen bu nurlu yola ta asrın başında girmiş ve bugünkü problemlerin pek çoğuyla karşılaşmamış olacaktık..” derken bu vefa borcuna nasıl sahip çıkılması gerektiğini de gösteriyor aslında… Birkaç yüz aydın… düşüncelerinde ona destek olacak… bu düşünceleri bir sonraki kuşağa aktaracak… güzergah emniyetini temin edecek… nurlu yoldan kopmalara engel olacak…

Bir Ruh Mimarı: Fethullah Gülen Hocaefendi Sempozyumunun tam da bunu yapacağını ümit ediyor, hepinizi, arkadaşlarımın aşağıya ekleyecekleri YouTube linklerinden sempozyumu izlemeye davet ediyorum.

* * *

Bir Ruh Mimarı: Fethullah Gülen Hocaefendi Sempozyumunun Respect Türkçe ve Hizmetten.com YouTube kanalları yayın linkleri:

6 Eylül 2025



7 Eylül 2025


03 Eylül 2025 10:46
DİĞER HABERLER