Recep Tayyip Erdoğan'ın "Siz şu kardeşinize 24 Haziran'da bu yetkiyi verin. Bakın dolar, faiz, enflasyon nasıl düşecek!" sözleriyle özdeşleşen başkanlık sisteminde 1 yıl geride kaldı. Erdoğan'ın başkanlığının ilk yılında Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizine sürüklendi. İşsizlik ve enflasyon rekor kırdı, TL dolar karşısında yüzde 40 değer kaybetti.
24 Haziran 2018'de yapılan seçimle hayata geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılında, çalışanların hakları daha fazla gasp edildi.
Evrensel gazetesinden Buse Vurdu'nun haberine göre krizin etkilerini daha da derinleştiren tek adam rejimi, yüksek enflasyon listesinde Türkiye’yi 8'inci sıraya taşıdı.
Yeni Ekonomik Program ile birlikte 2019’daki 60 milyar TL’lik kemer sıkma kalemlerinin 10,1 milyar TL’sinin sosyal güvenlik alanında yapılması öngörüldü. İşsiz sayısının 1 milyon 376 bin kişi arttığı bir yıl içerisinde, patronlar işsizlik fonuna ödedikleri payın 2 katını kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci yılında çalışma yaşamında yaşanan gelişmelere ilişkin verilerin yer aldığı bir rapor hazırladı.
İŞSİZ SAYISI BİR YILDA KAYSERİ NÜFUSU KADAR ARTTI
24 Haziran 2018'den bugüne asgari ücretlilerin alım gücü yarı yarıya düştü. Türkiye, Avrupa Birliği (AB) genelinde asgari ücret uygulamasında en kötü 4'üncü ülke konumuna geldi.
İşsiz sayısının bir yılda 1 milyon 376 bin kişi arttığı Türkiye’de toplam işsiz sayısı 4 milyon 730 bin kişi oldu. Yeni rejimle birlikte Türkiye OECD ülkeleri arasında işsizliğin en yüksek olduğu ikinci ülke haline geldi. İşsizlik sayısının bir yılda Kayseri nüfusu kadar arttığı Türkiye’de, çalışanlar açısından da durum giderek kötüleşti.
Toplu İş Sözleşmesi bakımından OECD’nin en kötü ülkesi olan Türkiye’de, hak arayan işçilerin ve sendikacıların payına ise işten atılmalar ve tutuklanmalar düştü. Türkiye işçi hakları ihlalleri noktasında dünyanın en kötü 10 ülkesinden biri konumuna geldi.
EMEKÇİLERİN DURUMU TEK ADAMA BAĞLANDI
Bir yılda 1.850 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken, 80 çalışan kriz koşulları ve iş yerlerindeki mobbing nedeniyle yaşamına son verdi. Yani 24 Haziran seçimlerinden bugüne yaşamını yitiren işçi sayısı en az 1930 oldu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetim şekli değişen Türkiye’de, emekçilerin durumu da tek bir kişinin iki dudağından çıkan kararlara bağlandı. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile Ekonomik ve Sosyal Konsey, Asgari Ücret Tespit Komisyonu ve Devlet Denetleme Kurulu Cumhurbaşkanlığına bağlı hale getirildi.
Sendikalar üzerindeki siyasi baskılar artırıldı.
HER TÜRLÜ YÜK ÇALIŞANIN OMZUNDA
Türkiye yüzde 20’ler ile dünya genelinde yüksek enflasyonun en yüksek olduğu 8. ülke konumuna yükselirken ekonomik krizin faturası emekçilere yüklendi.
Bireysel emeklilik sigortası sisteminden (BES) çıkış zorlaştırıldı. Kıdem tazminatının BES ile entegrasyonu sağlanarak fona devredilmesi gündeme getirildi. İşçilere ek vergiler ve zorunlu kemer sıkma politikaları dayatılırken, kazanılmış haklara da kısıtlamalar getirildi.
Ekonomik krizin gün yüzüne çıktığı 2018 yılında patronlar İşsizlik Sigortası Fonu’na ödediği payın 2 katını kullandı.
100 GÜNLÜK EYLEM PLANI SÖZDE KALDI
Yeni sistem ile Çalışma Bakanlığı kaldırılarak Aile Çalışma ve Sosyal hizmetler Bakanlığı kuruldu. Bakanlık tarafından geçen yaz açıklanan 100 günlük eylem planında yer alan uygulamalar hayata geçirilmedi, eylem planı sözde kaldı.
Eylem planında da yer alan sendikalaşmanın yüzde 15’ler seviyesine yükseltilmesi hedefi de tutmadı. Türkiye, sendikalaşma oranında yüzde 11’de kaldı.