BirleşmiBirleşmiş Milletler (BM), Özel Raportörleri serbest bırakıldıktan sonra tekrar tutuklanan Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticisi Taner Kılıç ile ilgili açıklama yaptı.ş Milletler'den Taner Kılıç'ın serbest bırakılması çağrısı
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın serbest bırakılması için Birleşmiş Milletler (BM), Özel Raportörleri'nden çağrı yapıldı. Geçen ay serbest bırakıldıktan sonra tekrar tutuklanan Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç ile ilgili açıklama yapan Birleşmiş Milletler Özel Raportörleri, Kılıç’ın derhal serbest bırakılmasını istedi.
Mezapotamya'nın haberine göre rapörtörler Türkiye'de OHAL ile artan hak ihlalerinin endişe verdiğini de belirtti.
Haziran 2017 tarihinde bir grup insan hakları savunucusu ile beraber İstanbul’da tutuklanan Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç ile ilgili BM Keyfi Gözaltılar Çalışma Grubu Başkanı José Antonio Guevara Bermúdez, İnsan Hakları Savunucuların Durumu ile ilgili BM Özel Raportörü Michel Forst, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Terörle Mücadele Esnasında İnsan Haklarının Korunmasına dair Özel Raportör Fionnuala D. Ní Aoláin, Bağımsız Hukukçular ile ilgili Raportör Diego García-Sayán ortak yazılı bir açıklama yaptı.
BM: OHAL YASALARI ENDİŞE VERİCİ
Taner Kılıç’ın insan hakları alanıyla ilgili yaptığı çalışmalarından dolayı keyfi bir şekilde tutuklanmasından endişeli olduklarını belirten BM raportörleri, İstanbul’da bir mahkemenin kendisini koşullu serbest bırakmasından sadece bir gün sonra başka bir mahkemece tutuklanmasının ürküttüğünü ifade ederek “Türk makamlarını sayın Kılıç’ı serbest bırakmaya ve terör suçlamalarına son vermeye davet ediyoruz” dedi.
İnsan hakları savunucularına ve Türkiye’deki diğer kişilere karşı terör yasalarının tekrar tekrar kullanılmasından endişe duyduklarını ifade eden BM raportörleri, OHAL yasaları kapsamında 2016 darbesi girişiminden bu yana binlerce kişinin gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyledi.
“Kılıç’ın davası, Hükümetin görüş ve politikalarını sorgulayan insanların susturulduğuna dair endişe verici emsal oluşturuyor” diyen raportörler açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Terör suçlamaları ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünü hedef alan bir uygulamaya dönüştü. Yetkililer meşru yasal haklarını kullanan kişilerin ulusal güvenliğe tehlike oluşturduğuna dair hiçbir kanıt sunmadılar. Bu terör suçlamalarının çoğu yalnızca ByLock uygulaması da dahil olmak üzere veri koruma yazılımlarının indirilmesi, Hükümetin terörle mücadele önlemleri ile uyuşmayan görüşlerin yayınlanması, gösterilerin düzenlenmesi veya diğer aktivistler için hukuksal temsil sunulması gibi eylemlere dayanıyor. Türk yetkililere insan hakları savunucuları aleyhindeki terör suçlamalarını reddetme çağrısını yinelemekle birlikte, hükümete kendilerini özgürce ve güvenli bir şekilde çalışmasına izin vermeleri için çağrıda bulunuyoruz.”