Günümüzde bitki çayları, hastalıkların tedavisinde ve hastalıklardan korunmak için kullanılıyor.
Ancak beklenen yararı sağlayabilmesi için bitkisel çayların bilinçli olarak hazırlanması ve tüketilmesi gerekiyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, 7 yıldır geçirdiği hastalıklardan sadece tek bir seferinde antibiyotik kullanmak zorunda kaldığını söyledi.
Bitki çayı denilince ilk akla gelenin adaçayı, ıhlamur, yeşilçay olduğunu belirten Prof. Dr. Yeşilada, şunları söyledi: "Bitkisel çaylar birçok sorun için mükemmel bir seçimdir. Özellikle yatıştırıcı olmaları nedeni ile stresi gidermekte oldukça faydalıdır. Yaz aylarında sıcakta yoğun bir trafikte seyreden sürücüler çok stresli olur. Bu gibi durumlarda yapılabilecek en güzel şey papatya çayı içmektir. Bu çay sıcak içilebileceği gibi soğuk olarak da tüketilebilir."
Lavanta ile birlikte karıştırılan papatyadan demlenen bir bardak çayın temizlik hissi vereceğini, kasları gevşeterek mideyi rahatlatacağını aktaran Yeşilada, "Yine uzun yolculuklara çıkan kişilere önerebileceğimiz bitki çaylarından bir diğeri biberiye çayıdır. Konsantrasyonu artırıcı özelliği olan biberiye çayı ayrıca hafızayı güçlendirir ve hazımsızlığı giderir" dedi.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, bitkilerin etki ve cinslerine göre kullanılması gerektiğine dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu: "İçinde kuvvetli biyolojik etkiye sahip bileşenler bulunan bitkilerin çay olarak kullanılması tehlikelidir. Yüksükotu gibi bitkilerin yer aldığı bu grup, aşırı dozda alındığında zehirlenmelere neden olabilir. Orta etkili bitkiler ki uygun miktarlarda kullanıldığında zararlı olmazlar. Zayıf etkili bitkiler; önerilen miktarlarda kullanıldıklarında sakıncalı olmayan bitkilerdir. Papatya, tıbbi nane ve ıhlamur gibi bitkiler bu grupta yer alır."
İLAÇ DEĞİL; AMA TEDAVİYE YARDIMCI
Halk arasında ilaç olarak adlandırılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Erdem Yeşilada, "Bitki çayıyla tedavi olmaz, bazı şeylere yardımcı olur" diyerek bazı bitkilerin özelliklerini şöyle sıralıyor;
Ihlamur: Soğuk algınlığını geçiremezsin ama iltihap giderici özelliği var ve şikâyetleri azaltır.
Ekinezya: Etkili bileşenleri suda çözülmez. Çay olarak kullanılmaz.
Papatya: Sakinleştiriyor.
Yasemin: Keyif çayı.
Zencefil: İltihap giderici. Safra söktürür, hazmı kolaylaştırır. Safra taşı olanlarda ve safra kesesi olmayanlarda ağrı yapar. Hamileler günde en fazla bir bardak içebilir.
Tarçın çayı: Şeker düşürücü etkiye sahip.
Meyve çayları: Aromalı keyif çayı.
Nane çayı: Sindirimi kolaylaştırır.
Rezene: Sindirimi kolaylaştırır, gazı giderir.
LİMON, ADAÇAYINI ETKİSİZ KILAR
Öte yandan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ersin Karabacak, özellikle adaçayının limon sıkılarak içilmesinin çok yanlış olduğunu söyledi. Adaçayının birçok faydası bulunduğunu ve 1920 yılında Amerika'da boğaz ağrısı ve diş eti hastalıklarında kullanılması için tıbbi onay alındığını kaydeden Karabacak, daha başka olarak bağırsak gazlarını giderip bulantıyı kestiğini, gargara yapılması halinde ağız, dişeti ile dildeki şikâyetlerle boğaz, bademcik enfeksiyonlarına karşı faydalı olduğunu dile getirdi. Karabacak,
"Limonun, adaçayı ve diğer bitki çaylarında şifa kaynağı olan yağları öldürdüğünü tespit ettik. Halk arasında doğru bilinen yanlışlardan biri de bütün bitki çaylarına limon sıkılmasının iyi olduğudur. Oysa bu bilimsel değildir, sadece bir alışkanlıktır" diye konuştu.
Bitki çayları nasıl hazırlanmalı?
Yaklaşık 35 yılını bitkilere ve onları araştırmaya adayan Prof. Dr. Yeşilada, bitki çayı hazırlarken özellikle taze kaynamış klorsuz su kullanılması gerektiğini ifade etti.
Bitki çaylarının siyah çay gibi kaynatılmamasını tavsiye eden Yeşilada, bu çayların hazırlanması hakkında şu bilgileri verdi:
Bitki çayının hazırlanacağı demlik ya da fincanların kaliteli porselen olması tercih edilmelidir. Özellikle uçucu bileşenlere sahip bitki çayların hazırlanmasında kapaklı fincan kullanılması önerilir.
Suyun birkaç kez kaynatılması, içindeki mineralleri değiştirdiği için çayın kalitesini olumsuz etkiler.
Bitki çaylarının hazırlanmasında uygulanan en klasik yöntem; enfüzyondur. 100 derecelik bir ısıya sahip olan suyun, çayın üzerine dökülmeden önce 80 dereceye kadar soğuması beklenmelidir.
Porselen bir demliğe önce çayını yapacağınız bitkiyi koyun ve üzerine gerekli miktarda su ekleyin. Genellikle 1 tatlı kaşığı kuru veya bir avuç taze ot için dörtte bir litre su kullanmak gerekir.
Çayın demlenmesi için 2-5 dakika yeterlidir. Kök bitkilerden çay yapacağınızda (zencefil, havlıcan gibi) aynı miktarda su ve bitkiyi birlikte cezveye koyup kaynatma yoluyla çayınızı yapabilirsiniz.
Bitki çaylarının fazla içilmesi zararlı. Kışın yoğun şekilde tüketilen bitki çaylarının tıpkı ilaç gibi düşünülmesi, günde 3 fincandan fazla içilmemesi gerekir.