Biz nasıl vicdanlarımızı kaybettik böyle?

Bunca zulüm varken sessizlik isyan ettiriyor..
Yeni Asya Gazetesi bir KHK mağdurunun mektubunu yayınladı...   

Ben de bir KHK mağduru olarak size son iki yılda başımızdan geçen olayları yazmak istedim. Şunu da belirteyim bunu kendim için değil sadece eşim için yapıyorum. 15 Temmuz darbesi girişimi sonrası binlerce insan gibi biz de payımıza düşeni aldık. Tam düğün hazırlıkları yaparken eşimi bir sabah (4 Ağustos 2016) saat 6’da gelip aldılar. Hem de düğünümüze 10 gün kala. Evimizi tutmuştuk. Maalesef o gün bu gündür eşim tutuklu ve bir kez olsun mahkemeye dahi çıkarmadılar. Neredeyse 17 ay oldu ve biz halen ne suç işlediğini dahi bilmiyoruz. Tam yuvamızı kuracakken hayatlarımız altüst oldu. Eşim tutukluluk döneminde ne hastalıklar geçirdi. Ameliyatından bile bir hafta sonra haberimiz oldu. Ancak cezaevinde yatan kişilerin ailelerinin haber vermesiyle. Allah için bu nasıl ülke? Biz nasıl bu hale geldik? Biz nasıl vicdanlarımızı kaybettik böyle? Ve bu kadar acı şeyler yaşanırken gözlerini ve kulaklarını kapatanlar... Ey Allah’ım bu yaşananları sadece ve sadece sana havale ediyoruz, siz de şahit olun... Bu arada bana gelince 1987 Eruh doğumluyum. Hayatımız boyunca ailemle birlikte terörden hep kaçtık. (Ama maalesef kaçamamışız terör yine bizi büyük şehirde vurdu.) Babam bizi okuttu. Bu olaylar en çokta onu üzdü, onun emeklerine yazık oldu. Eşimi aldıklarından 4 ay sonra 677 sayılı KHK ile beni de işimden attılar. Bir anda gelirimizden de olduk. Kirayı ödeyecek durumum bile artık yok. Ve o gün bu gündür eşim çıksın diye ben de (...) bulduğum en ufak işte bile çalışmaya uğraşıyorum. Her halde 17 ayda 5 veya 6 işe girip, çıktım. Ben aynı zamanda şehit yakını ve yıllarca terör mağduru olarak yaşamış biri olarak bunları söylüyorum. 

Ben hakkımı bu üç zümreye helâl etmiyorum: 

1- Bu darbeyi yapanlara ve sebep olanlara. 

2- Bunlara hâlâ göz yumanlara. 

3- Mağdur olanların seslerini görmezlikten ve duymazlıktan gelenlere... 
29 Ocak 2018 11:21
DİĞER HABERLER