Kimdir? İşte TÜRKAN SAYLAN

<b>Kimdir?</b> İşte <B>TÜRKAN SAYLAN</B>
PKK'lılara burs vermeden, misyoner faaliyetlere kadar pekçok noktada Türkan Saylan adı geçiyor.Peki kimdir bu Türkan Saylan?
TÜRKAN SAYLAN KİMDİR NE YAPAR? 13 Aralık 1935 günü İstanbul'da dünyaya geldi. Cumhuriyet döneminin ilk mütahhitlerinden Fasih Galip Bey ile evlendikten sonra müslüman olup Leyla adını alan İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin beş çocuğunun en büyüğüdür. 1957'de evlenmiş, iki oğlan çocuk annesi olmuştur. Biri grafiker diğeri hekim iki oğlundan iki torunu vardır. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmiştir. Halen bu görevi sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001’de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş ve bu görev Şubat 2007’de bitmiştir. TÜRKAN SAYLAN'IN ÇOK TARTIŞILAN SÖZLERİ Bu ülkede hristiyanlığı nasıl yayabiliriz. KÜRDİSTAN’ın temellerini nasıl atabiliriz: - ATATÜRK ismini kullanırsak bunu daha rahat yapabiliriz. Hem para toplar hem destek alırız, kampanyalar düzenler, TÜRKLERDEN topladığımız paralarla, KÜRTLERİ daha bilinçli hale getiririz, cahil insanlarla KÜRDİSTAN’ı kuramayız, Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün. -Türkler tarihten beri yakan yıkan bir millet. -Bir öğrenci sıranın üzerinde namaz kılacağına bale yapsın. Çağdaş Türkiye böyle olur. -"Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık. Biz yakıp yıkmak için var değiliz. Biz yaratmak, geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız." -"Gençlik Orkestrası'nı yaratan ve yöneten arkadaşımızın ismi Muhammed. Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?" -"Biz TSK’yı bir sivil toplum örgütü gibi görüyoruz" Türkan Saylan’ın VAN'DAKİ MİSYONER FAAİLETLERİ Van 100. yıl üniversitesi soruşturmasında rektör yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel üzerinden ÇYDD ilişkileriyle özellikle genç kızlara burs vermek yolu kullanılarak misyonerlik faaliyetleri yapıldığı ile ilgili birçok iddia basında da yer almasının akabinde kamuoyunda hakkında çokça soru işareti oluşan derneğin başkanı. ÇYDD’ye bölücülük davası Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) yöneticileri hakkında bölücülük yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı. İl Emniyet Müdürlüğü, Defterdarlık ve Vergi Dairesi yetkilileri, İstanbul Valisi Erol Çakır'ın izni ile bir soruşturma yaptı. Soruşturma sonucunda 18 ayrı nedenden dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu, yöneticilerle ilgili dava açıldı. Beyoğlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, ÇYDD yöneticilerine yönelik en büyük suçlama ise 'bölücülük' suçlaması. Bölücülük dışında ÇYDD hakkında, eksik mal bildirimi, depremden toplanan paraları borsaya ve repoya yatırmak, yurtdışından izinsiz para transferi ve gayrimenkul bildiriminde usulsüzlük suçlamaları var. 29 Nisan 2001 BİZİM İSTEMEDİĞİMİZ ŞEYİN OLMASI MÜMKÜN DEĞİL Türkan Saylan, üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılması yönündeki kanun çalışmalarına karşı çıkarak, "Bizim istemediğimiz bir şeyin Türkiye'de olması mümkün değil." dedi Darbeciler tarafından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'i hatırlatan Saylan, "Menderes ne dedi? 'Odunu koysam mebus yaparım. Siz isteseniz şeriatı bile getiririz' dedi. Bunlar geçmişte olan şeyler. Ne oldu sonuçta? Onlar ne oldu?" sözleriyle üstü kapalı tehditte bulundu. Saylan, Kardelenler Projesi ile kızların eğitim alması için çalışmakla başörtülü kızların okula girmesini engellemek arasında bir tezat olmadığını savundu. Üniversitede başörtüsüne karşı sonuna kadar savaşacaklarını söyleyen Saylan, "Bu savaş demokratik yollarla olacak. İkincisi sivil itaatsizlik denen çok çağdaş yöntemlerle olacak." dedi. Dışarıda Türkiye'nin örnek ülke görüldüğünü anlatan Türkan Saylan, başörtüsü serbestliğini 'asla gerçekleşmemesi gereken bir durum' olarak niteledi. Saylan, "Bu uygun bir şey değil. Çoğunluğu sahip diye anayasayı nasıl değiştirebilir? Hele MHP'nin payandalığını hiç affetmiyorum. Nerelerden nerelere kadar geldik." diyerek kanun çalışmasına tepki gösterdi. PKK'LILARA BURS VERDİ İDDİASI ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'la ilgili sanal ortamda çok sayıda zincir e-posta dolaşıyor. ÇYDD'nin PKK'lı öğrencilere burs verdiği, bölücülük yaptığı gibi iddiaları içeren metin, binlerce kişinin e-posta adreslerine ulaştı. 15 Temmuz 2007 Askerin bildirisinden sonra ADD ve ÇYDD'den miting kararı Genelkurmay'ın 27 Nisan 2007 tarihli gece yarısı bildirisinde dile getirdiği 'teröre karşı kitlesel eylem yapılması' çağrısı üzerine Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) miting yapma kararı aldı. DTP'liler Türkan Saylan'a sahip çıktı Cumhuriyet mitinglerinin düzenleyicilerinden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı (ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan'a 'terör örgütü uzantısı' olarak suçlanan DTP'den ilginç bir destek geldi. DTP lideri Ahmet Türk, Saylan'ın çizgisini çok beğendiklerini vurgularken, "Türkan Saylan'ın söylemlerini her zaman önemsiyoruz" dedi. Geçtiğimiz aylarda ADD'den istifa eden Üsküdar Şube Başkan Yardımcısı Asuman Özdemir, Saylan'ın PKK'ya destek niteliğinde çalışmalar içinde olduğunu savunmuştu. Cumhuriyet mitinglerinin organizatörü Türkan Saylan, ulusalcı kesimden sonra terör örgütü PKK'yla aynı tabanı paylaşan DTP'den de tam destek aldı. Ahmet Türk, Milliyet Gazetesi'nden Devrim Sevimay'a verdiği röportajda Saylan'a övgüler yağdırdı. Cumhuriyet mitinglerinde demokrasi vurgusunun eksik olduğunu belirten Türk, "Ama biz Türkân Saylan'ın çizgisini çok beğendik. Zaten Türkân Saylan'ın her zaman söylemlerini önemsiyoruz. Çünkü her türlü antidemokratikliğe karşı duran bir anlayışı var. Biz mantığın önde tutulduğu bütün söylemleri destekliyoruz" diye konuştu. Ahmet Türk, seçimlerle ilgili de ilginç bir iddiada bulundu. 'Gerçek bir demokratik seçim' yapılması durumunda AK Partiyi geriletebilecek tek partinin DTP olduğunu savunan Türk, "O yüzden kimse sanmasın ki bize baskı yapılınca oylar MHP'ye, CHP'ye dağılır diye... Bize gelmeyen oy mutlaka AKP'ye gider" iddiasında bulundu. Yıllarca samimi duygularla çalıştığı ÇYDD'nin PKK'nın siyasallaşmasına katkı sağladığını savunan Özdemir, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 'Kardelenler Projesi' adı altında İstanbul'a getirilen kız öğrenciler, DTP kadro açığını karşılıyor. ÇYDD'nin Kandilli Kız Lisesi gibi yerlerde okuttuğu kızlardan bazılarının akrabaları hâlâ dağlarda Türk askerine kurşun sıkıyor. ÇYDD'nin yetiştirdiği kızlar Güneydoğu'da Kürtçülüğün, PKK'nın daha çok sivilleşmesine hizmet eder hale geldi" iddialarına yer vermişti. 29 Mayıs 2007 ÇYDD- ÇEV burs verirken fişliyordu Müfettişler hazırladığı raporda Gülseven Yaşer'in kişisel çıkarları için vakfı zarara uğrattığı da dile getirilmiş; vakfın, yurtdışından topladığı bağışlar için Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı'ndan izin almadığı tespit edilmişti. Vakıfta ele geçen mülakat formlarındaki şu bilgiler hafızalara kazınmıştı: "C. H.; Alevi, hemen verilmeli. M. Ş.; Kürt ve akıllı çocuk, olumlu. A. O.; tarikatlara inanıyor, olumsuz. S. Ç.; ihtiyacı var, ancak bana gerici gibi göründü. A. A.; resmen takiyye yapıyor. Ç. A.; Fethullah Hoca hayranı, ret." “Türkan Saylan bizi Hristiyanlığa çağırıyor” Saylan'ın, "Haydi Kızlar Okula" kampanyası başta olmak üzere birçok kampanyayı Van merkezli örgütlediği biliniyor. Şehrivan gazetesine konuşan birçok genç, Türkan Saylan ekibinin kendilerini Hıristiyanlığa çağırdığını anlatıyor... Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, öğrencilere ÇYDD adına burs sağlıyor, ev bulmalarına yardımcı oluyor. Şehrivan gazetesinin görüştüğü bu öğrencilerden biri olan C.K. şunları söylüyor: "Bize ödenen ev kirası ve bir miktar para desteği ile kimilerine borçlu kaldık veya öyle hissettik. Tanımadığımız hocalar eve gelerek Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar ve CD'ler verip, konuşmalar yaptılar. Eğitimimiz bitene kadar bize maddi destek vereceklerine, doktora için Amerika'ya göndereceklerine söz verdiler. Başka bir öğrenci M.K. ise şunları anlatıyor: "Üniversitede misyonerlik çalışmaları var. Fakir aile çocukları okuyabilmek için istemeyerek bunların tuzaklarına düşüyor. Bana yapılan aylık 150 dolar burs teklifini kabul etmedim." 22 Ekim 2005 Saylan’ın Ergenekon yorumu: Saylan, Ergenekon örgütü kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD ) Genel Başkanı Emekli Orgeneral Şener Eruygur 'un 'vatansever ve saygın' askerler olduklarını söyledi. ÇYDD Genel Başkanı Saylan, ayrıca Ergenekon iddianamesi ve AK Parti aleyhine açılan kapatma davalarına da göndermede bulunarak 'dipsiz kuyunun içindeyiz' benzetmesinde bulundu. Ergenekon iddianamesi ile ilgili ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, yapılan operasyonlarda intikam alındığını iddia etti. "İçerde ve dışarda bu kadar üzücü olay yaşandıkça hepimiz artık telefonlarımızdan korkar olduk " diye konuşan Türkan Saylan , 'huzursuz' olduklarını ifade etti. Saylan, "Mahkeme tarafından devletin gerçek sahiplerini huzurlu edecek karar verilmesini bekliyoruz." diye konuştu. "Mitinglere yandaş değilim. Ancak bunu bir intikam olarak görüyorum. Yoksa onlar kadar masum, yurtsever insanların bir araya geldiği ve hiçbir olayın çıkmadığı, güzel şeyleri yok etmek ya da küçümsemek kimsenin başarabileceği bir şey değil. İnsanlar içtenlikle bu duyguları taşıyorlar. Bu duyguları taşıyarak sessiz kaldılar . Ne sonuç alınacak merakla bekliyoruz." şeklinde konuştu. Tarih: 15.07.2008 Emin Manisalı’nın Eruygur’a verdiği Saylan Fişi E.M (Emin Manisalı): Ulusal Birlik Hareketi esas benim konum. Toplantıya Yaşar Hacısalihoglu gitti. Benim birçok konuda birlikte çalıştığım güvenilir bir kişi. Bizzat katılmayı uygun görmediğim yerlere onu gönderiyorum. Bana bilgi getiriyor. UBH'da Türkan Saylan gibi gardrop Atatürkçüler var. Atatürkçülüğü istismar ediyor, kullanıyor. Bülent Berkarda'yı tanırım. Elini taşın altına koymaz. Atatürkçülüğün altını eğitim politikası, ticaret politikası vs ile doldurmazsan ayaksız masa gibi olur. YENİ KAPATMA DAVASI PEŞİNDEYDİ Saylan, yeni bir kapatma davası için herkesi göreve çağırdı Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkında verdiği kararı beğenmeyen ÇYDD başkanı Türkan Saylan tuhaf bir çağırı yaptı. Radikal Gazetesi'nin kendisine tahsis ettiği yorum sayfasındaki 'Bir Durum Değerlendirmesi' başlıklı yazısında Saylan, "Anayasa Mahkemesi'nin, odak olduğu gerekçesiyle AKP'ye verdiği ceza eğer hâlâ doğru değerlendirilemez ve halkımıza meydan okuma ve bildiğini, işine geleni kimselere danışmadan ya da salt yandaşlarla kafa kafaya vererek yapma alışkanlığından uzaklaşılamazsa, ülkede ve halkın çoğunda yaratılan huzursuzluk ve güvensizlik azalmayacak, aksine artacaktır." Diyerek tehdit etmiş. İşte Saylan'ın o çağrısı: "Bütün bu odak olma olaylarından sonra, halk olarak hepimize düşen görev, rejim karşıtı tüm irili ufaklı olayları belgeleyip ilgililere sunmak ve ardını aramaktır. Hukuk bir üstyapı değil bir altyapıdır, unutmayalım ve ona güvenelim. İsterseniz işe ruhsatsız Kuran kursundaki 18 kızımızın başına gelenleri halkça sorgulayarak başlayalım, ne dersiniz?!" Saylan çağrısında Ak Parti hakkında yeni bir dava açılabilmesi için başsavcılığa vakit geçirmeksizin yeni deliller toplanması çağrısında bulunuyor. İlk delil olarak da Konya'da yıkılan yurt binası olayından başlanması gerektiğini iddia ediyor. 8 Agustos Radikal Saylan Göreve çağırdı ÇYDD kapatma davasıyla ilgili kararın verilmesine saatler kala Türkan Saylan imzalı bir "göreve çağrı" açıklaması yaptı ama yetmedi. İşte o açıklama ve mesajlar. ...Eğer bu gidişin önüne geçilemez ise, bundan toplumun bütün kesimleri ve Türkiye Cumhuriyeti zarar görecek.... ....Bu nedenle, başta yürütme, yasama ve yargı organları olmak üzere, bütün resmi kurum temsilcilerini ve tüm yurttaşları, Anayasa'mızın öngördüğü, insan haklarına dayanan demokratik ve laik hukuk devletini, toplumsal barışı hedefleyerek yeniden oluşturmak için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz... Saylan, Türkiye'nin içinde bulunduğu bunalımı hak etmediğini belirterek, "Türkiye'nin birikimi, olağan demokratik rejime dönüş için yeterlidir. Bunun başarılabilmesi, bütün devlet görevlilerinin ve toplum kesimlerinin, hukuk devletinin ilkelerine saygı duymasıyla mümkündür" dedi. ÜZERİNİZE DÜŞEN GÖREVİ YAPIN Saylan şöyle devam etti: "Eğer bu gidişin önüne geçilemez ise, bundan toplumun bütün kesimleri ve Türkiye Cumhuriyeti zarar görecek, hatta ülkemizin önemli ve özgül konumu dikkate alındığında, söz konusu bunalım, gerek Avrupa mekânı, gerekse bölgemizdeki toplumlar üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu nedenle, başta yürütme, yasama ve yargı organları olmak üzere, bütün resmi kurum temsilcilerini ve tüm yurttaşları, Anayasa'mızın öngördüğü, insan haklarına dayanan demokratik ve laik hukuk devletini, toplumsal barışı hedefleyerek yeniden oluşturmak için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz." Açıklama ÇYDD'nin internet sitesine de kondu ve site açılır açılmaz ekrana ayrı bir pencere olarak açılması sağlandı. AKTİFHABER

ERGENEKON'DA 12. DALGA - FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN

13 Nisan 2009 14:09
DİĞER HABERLER