Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Brüksel'deki NATO karargâhında katıldığı Küresel Tartışmalar programında Türk meslektaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmeye de değindi.
Rus S-400 füzeleri konusunda "net tavırlarını" Çavuşoğlu'ya aktardığını belirten Blinken, Ankara'dan bu sorunun çözülmesi için bazı "adımlar" atmasını beklediklerini ifade etti.
Euronews'in sorularını yanıtlayan Blinken, "Bu konuda Türkiye ile gerçek bir fikir ayrılığımızın olduğu sır değil. Türk meslektaşımla görüştüğümde ona bunu doğrudan söyledim. Bunu diğer müttefikler de yaptı" ifadesini kullandı ve ekledi:
"Türkiye'nin Suriye ile ve terörle mücadele de dahil olmak üzere çok önemli hedeflerde bizimle birlikte çalıştığı, çok uzun süredir iş birliği içinde bulunduğumuz bir müttefikimiz olduğu da doğru. Dolayısıyla Türkiye ile farklılıklarımızı da göz ardı etmeden yakın olarak çalışmaya devam etmekle ilgileniyoruz. Bu yüzden onlarla doğrudan bağlantı kuruyoruz. Çok açık sözlü, net ve olumlu görüşmelerimiz var. Ve umarım Türkiye, örneğin S-400'lerin ittifak için ortaya çıkardığı sorunları çözme konusunda bazı adımlar atar."
Blinken, "Sizce dinliyorlar mı?" sorusu ve Doğu Akdeniz meselesine ilişkin olarak, "Aslında Doğu Akdeniz'de gerginliğin azalmaya başladığını görüyoruz. Bence anlaşmazlığın çözümünde NATO çok iyi bir rol oynuyor. Ve anlaşmazlık yaşanan bölgede tarafların provokatif adımlar atmaması için çaba gösteriyor. Örneğin Türkiye araştırma gemilerini başkalarının da hak iddia ettiği sulara ve bölgelere sokmuyor" yanıtını verdi.
"Bu farklılıkların uluslararası hukuka göre barışçıl çözümünü görmemiz gerekiyor" diyen Blinken, "Bu arada, kaynaklar üzerinde karşılaşılan zorluklar aslında ülkeleri bir araya getirmenin bir yolu olmalı. Kaynakların ortak kullanımı, ortak yatırımlar, birlikte işletilmesi aslında ülkeleri bir araya getiren bir şey olabilir. Bizim de umudumuz bunun olacağı yönünde" görüşünü dile getirdi.
Brüksel ziyaretini, "Bu, gerçek müttefiklerimize, NATO'ya, ittifaklarımıza ve Avrupa Birliği ile olan ortaklığımıza olan bağlılığımızı yeniden teyit etmekti" sözleriyle açıklayan Blinken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında burada söz konusu olan Çin'e karşı bir cephe oluşturmak değil. Bu, Çin'i baskı altında tutmak ya da kontrol altına almakla ilgili de değil. Paylaştığımız çıkarlar ve değerler için birlik olarak durmakla ilgili. Ve bunlardan biri, uzun yıllardır hepimizin üzerinde çabaladığı, kurallara dayalı uluslararası düzen dediğimiz şeydir.
Ülkelerin birlikte çalışabilmelerini ve ilişkilerini verimli bir şekilde yönetebilmelerini sağlamanın en iyi yolunun ortak bir kurallar ve taahhütler bütününe imza atmak olduğunu gördük.
Ve hedefimiz, bu düzeni sürdürdüğümüzden emin olmak. Ve bu yüzden, Çin ya da herhangi bir ülke bunu baltalayan eylemlerde bulunursa, kurallara göre oynamazsa, ayağa kalkıp, bunu yapması gerektiğini söyleme yükümlülüğümüz var. Ve bunu dayanışma içinde birlikte yaptığımızda çok daha etkili oluyoruz."
Blinken, Rusya ile ilişkiler konusunda ise, "Bu, NATO'da bu hafta görüştüğümüz önemli bir konuydu. Bence Rusya'nın bazı agresif eylemleri hakkında derinden paylaşılan bir endişe var" mesajını iletti.
"Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde Solarwinds siber saldırısına maruz kaldık. Seçimlerimize müdahale edildi" diyen Blinken, "Afganistan'daki kuvvetlerimiz kimi sınırlamalarla karşılaştı. Ve tabii ki, Rusya'nın Doğu Ukrayna'da devam eden saldırganlığından bahsetmeye gerek yok. Aleksey Navalny'nin kimyasal silah ile zehirlenmesini ve öldürülme teşebbüsünü gördük. Tüm bunlar ve gelişmekte olan yeni silah sistemleri sadece bizi değil, müttefiklerimizi ve ortaklarımızı da ilgilendiriyor. Ve bence Rusya'nın ortaya çıkardığı sorun konusunda birlikte sergilenen ortak bir tavır ve taahhüt var" diye konuştu.
Kuzey Akım 2 projesi hakkında da değerlendirmede bulunan ABD Dışişleri Bakanı, şunları kaydetti:
"Bakın, ilk ve her şeyden önemli olan şey, Almanya'nın dünyanın her yerinde en yakın müttefiklerimizden ve ortaklarımızdan biri olmasıdır. Ve her gün, vatandaşlarımızın hayatlarını derinden etkileyen pek çok konuda birlikte ve en yakın ortaklar olarak çalışıyoruz. Kuzey Akım 2 konusunda somut bir anlaşmazlığımızın olması genel ortaklığı ve ilişkileri etkilemeyecektir.
Ama bu konudaki tavrımız başından beri çok net. Başkan Biden, Kuzey Akım'ın Avrupa için kötü bir fikir ve anlaşma olduğunu düşündüğü konusunda çok netti. Bize göre boru hattı, ittifakın enerji güvenliği ve enerji bağımsızlığı açısından temel AB ilkelerini baltalıyor. Bence Ukrayna, Polonya ve önemsediğimiz diğer ülkeler için bir meydan okuma teşkil ediyor. Bu yüzden bunu doğrudan ve net bir şekilde arkadaşım Heiko Maas'a bir yanlış anlaşılma olmaması için söylemenin benim için çok önemli olduğunu düşündüm. Şu da bir gerçek ki, Amerika Birleşik Devletleri'nde boru hattını inşa etmeye maddi olarak yardımcı olan şirketlere yaptırım uygulamamızı gerektiren yasalarımız var. Bu yüzden, ortaklarımızın bu konudaki pozisyonumuzu ve bundan sonra ne yapmamız gerektiğini anladığından emin olmak istedim.
Yeni bir sayfanın açıldığı ilişkilerde rahatsız edici konular elbette var. Bu hafta AB liderleri Brüksel'de gerçekleşen zirvede bir araya geldi ve özel konuk olarak Başkan Joe Biden'ı da video konferans ile kendilerine katılmaya davet etti. Sizin de bildiğiniz gibi Avrupa şu anda ciddi bir aşı krizi yaşıyor. 27 üye devletteki kısıtlamalar ekonomilerine büyük darbe indirmiş durumda.
Bu, Birleşik Devletler'de hepimiz için büyük bir tarihi meseleydi. Salgın nedeniyle yarım milyon kişiyi kaybettik. Avrupa'ya getirdiği yıkımı, zorluğu ve bunun insanların yaşamları üzerindeki derin etkisini biliyorum. Bakın, biz kendimizi bu konuda çok güçlü bir uluslararası ortak ve lider olmaya adadık. Yaklaşık 10 gün önce, QUAD olarak adlandırılan Avustralya, Japonya ve Hindistan ile, aşılara erişimi zaman içinde önemli ölçüde artıracak bir girişime imza attık. Yakın komşularımız olan Meksika ve Kanada için aşı tedarik ettik ve önümüzdeki haftalarda bu yönde adımlar atmayı sürdüreceğiz".