BM'den Almanya'ya "kurumsal ırkçılık" eleştirisi!

Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu (CERD) tarafından yapılan oturumlarda, Almanya'nın ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile yeterince mücadele edip etmediği tartışıldı. Son zamanlarda PEGİDA gibi İslam ve yabancı düşmanı hareketler nedeniyle Almanya uluslararası toplumun eleştirilerine hedef oluyor.

Merkezi Cenevre'de bulunan Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu (CERD) dün başlayan ve halen sürmekte olan oturumlarında Almanya'daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığını gündemine aldı. Son zamanlarda PEGİDA gibi İslam ve yabancı düşmanı hareketler nedeniyle uluslararası toplumun gündeminden düşmeyen Almanya, BM'de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile nasıl mücadele ettiği hakkında savunmasını yapıyor.

BM Irkçılıkla Mücadele Komisyonu (CERD), Almanya'ya bir yandan kurumsal ırkçılık ve dış görünüşlerinden dolayı dışlanan insanlar nedeniyle eleştiride bulunurken, diğer yandan da PEGİDA hareketi ve ırkçı saiklerle saldırıya uğrayan vatandaşlar hakkında sorular yöneltti.

"DIŞ GÖRÜNÜŞ" POLİS ARAMASINI HAKLI ÇIKARIR MI?

CERD, Almanya'da insanların hiçbir makul sebep ve şiddet içeren davranışı olmaksızın, sadece dış görünüşleri nedeniyle polisler tarafından kontrol edildiklerine dikkat çekiyor. 18 bağımsız uzman tarafından sorgulanan Almanya ise 1969'da imzaladığı Irkçılıkla Mücadele Anlaşması'nı nasıl uyguladığını anlatıyor. Savunma için birçok bakanlığın ortak hazırladığı raporda Almanya, "Bütün vatandaşların ırkçılığa karşı korunması Alman hukukunun ve siyasetinin önemli bir hedefidir.

Almanya her türlü ırkçılığı kınar ve tehdit altındaki grupları koruma yollarını arar" vurgusunu yapıyor. BM'de 14'üncü kez "ırkçılık ve yabancı düşmanlığı" yüzünden savunma yapan Almanya, hazırladığı son raporda Müslümanların hem etnik kökenleri hem de dini inançları nedeniyle ırkçılığa maruz kalma tehdidi yaşadıklarını vurguladı.

MÜSLÜMANLAR TEMSİL SORUNUNU AŞAMADI

"Almanya'da 4 milyon Müslüman yaşıyor. Bunlardan yüzde 74'ü Sünni, yüzde 13'ü Alevi, yüzde 7'si Şii. Türkiye'den gelen Müslümanların oranı yüzde 63 ve Müslümanların yüzde 50'ye yakını Alman vatandaşı" bilgilerinin yer aldığı raporda Müslümanların inançları dışında ortak bir kuruluşlarının olmadığı kaydedildi. Müslümanlar ile hükümetin ortaklaşa yürüttüğü İslam Konferansı'nın Müslümanların hem hukuki hem de toplumsal olarak Almanya'ya uyum sağlamalarını hedeflediğini belirten Almanya, İslam din dersleri, İslam ilahiyat fakülteleri, imamların eğitimi, cenaze hizmetleri gibi birçok çalışmayla Müslümanların yaşamlarının Alman toplumuna uyumuna yönelik adımlar atıldığına dikkati çekti.

"MERKEL SÖZ VERDİ, NEONAZİ CİNAYETLERİ AYDINLATILACAK"

Sekizi Türk ve biri Yunan olmak üzere dokuz kişiyi öldüren aşırı sağ terör grubu NSU'nun aydınlatılması için Başbakan Angela Merkel'in söz verdiğini dile getiren Almanya, NSU sonrasına alınan tedbirleri ve güvenlik birimlerindeki reform çalışmalarını hatırlattı. Federal bakanlıkların ve sivil toplum kuruluşlarının ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye büyük önem verdiklerine dikkat çeken Almanya, mücadele sürecinin devam ettiğini hatırlattı. BM Irkçılıkla Mücadele Komisyonu'nun Cenevre'deki oturumuna Almanya'dan NSU mağdurlarının avukatlarıyla birlikte Diakoni, Caritas ve Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nün temsilcileri de katılıyor.

İnsan Hakları Enstitüsü, Almanya'yı ayrımcılık ve ırkçılıkla yeterince mücadele etmediği gerekçesiyle eleştirirken, özellikle insanların dış görüşüne göre ayrımcılığa uğraşmasını ciddiye almadığını, ırkçılık ve ayrımcılığı aşırı sağcılık kapsamında ele alarak dar manada yorumladığını iddia etti. Uluslararası Af Örgütü'nün Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan ise Almanya'da birçok siyasetçinin ve partinin net çizgilerle ırkçı yaklaşımlara ve önyargılara karşı mesafe koymadığını ileri sürdü.

CİHAN
05 Mayıs 2015 19:10
DİĞER HABERLER