BM Özel Raportörü Nils Muiznieks'ten AB'ye ağır eleştiri: Avrupa Konseyi Türkiye Konusunda Sınıfta Kaldı

Birleşmiş Milletler Belarus’taki insan hakları durumuna ilişkin Özel Raportöru Nils Muiznieks, AİHM kararlarını sistematik biçimde tanımayan Türkiye'ye karşı Avrupa Konseyi kurumlarının yetersiz kaldığına dikkat çekti.

2016’dan bu yana Türkiye’de yargı bağımsızlığının erozyonu ve avukatlara yönelik baskılar konusunda uluslararası raporlar yayımlayan insan hakları kuruluşu Arrested Lawyers Initiative’in YouTube kanalında, İnsan Hakları Haftası kapsamında insan hakları alanında uluslararası ölçekte tanınan Nils Muiznieks ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirildi. Röportajda özellikle Türkiye’nin Avrupa Konseyi ve AİHM mekanizmalarına meydan okuyan tavrı ele alındı.

Avrupa Kurumları Yetersiz Kalıyor

Arrested Lawyers Initiative’in YouTube kanalında Coşkun Yorulmaz’a konuşan 2012–2018 döneminde Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, 2020–2024 arasında Amnesty International Avrupa Bölge Direktörü olan Birleşmiş Milletler Belarus’taki insan hakları durumuna ilişkin Özel Raportöru Nils Muiznieks Türkiye’nin AİHM kararlarını sistematik biçimde tanımamasına dikkat çekerek Avrupa Konseyi kurumlarının bu durum karşısında yıllarca yetersiz kaldığını vurguladı.

Avrupa Konseyi Türkiye Konusunda Sınıfta Kaldı

Muiznieks açıklamalarından dikkat çeken bölümler şöyle:

“Belirttiğiniz gibi, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının Ankara tarafından sıklıkla görmezden gelindiğini görüyoruz.

Benim eski Komiser olarak edindiğim tecrübeye dayanarak, Avrupa Konseyi’nin içerisinde farklı mekanizmalara bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Bazılarının Türkiye nezdinde daha fazla kredibilitesi var. Komiserlik — en azından benim dönemimde ve sonrasında da — insan hakları ihlallerini açıkça dile getirip Türkiye’yi değerlerine uymaya çağırma konusunda oldukça sesli oldu.

Parlamenter Meclisi zaman zaman iyi iş çıkardı, fakat tutarlı değildi. İzleme mekanizmaları da göreceli olarak iyi iş gördü.

Ancak Avrupa Konseyi’nin yetersiz kaldığı yer, Bakanlar Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesidir. Avrupa Konseyi — özellikle Mahkeme ve Bakanlar Komitesi — uzun yıllar boyunca Türkiye konusunda başarısız oldu (sınıfta kaldı).

Yargı İnsan Hakları İhlallerine Alet Oldu

Türkiye, darbeler, ağır ihlaller, bu ihlallere yargının alet olması, olağanüstü hal yönetimleri ve muhalefetin kriminalize edilmesine rağmen, iyi durumda bir üye gibi kabul edilmeye devam etti.

Mahkeme bireysel ihlaller tespit etti ancak daha geniş modeli, genel eğilimi görmek istemedi ve bunu açıkça söylemedi. Mahkeme içinde daha aktivist bir tutum alma, daha hızlı hareket etme, daha geniş bir perspektiften bakma ve daha cesur konuşma yönünde çağrılar var. Hakim Pavli de yakın zamanda böyle bir çağrı yaptı.

Parlamenter Meclisinin de daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorum. Genel Sekreter ise ironik biçimde, bir ülkeyi hedef alabilen tek aracı — 52. madde kapsamındaki yazılı açıklama talebini — hiç kullanmadı; yani bir ülkeye neden yükümlülüklerini yerine getirmediğini sorabileceği aracı.

Dolayısıyla kredibiliteyi artırmak için çok alan var; ancak Avrupa Konseyi’nin farklı organlarına ayrım gözeterek bakılması gerektiğini vurgularım.”

09 Aralık 2025 19:10
DİĞER HABERLER