Birleşmiş Milletler, mültecilerle ilgili yeni bir yasa tasarısı hazırlayan İngiltere hükümetini uyardı. Manş Denizi’nden ülkeye gelen göçmen botlarını durdurmak için sunulan yasa tasarısının “çok endişe verici” olduğunu vurgulayan BM yetkilileri, uluslararası hukukun açıkça ihlal edileceğinin altını çizdi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), İngiltere hükümetinin Manş Denizi’nden ülkeye gelen göçmen botlarını durdurmak için sunduğu yasa tasarısının “çok endişe verici” olduğunu belirtti.
UNHCR’ın Birleşik Krallık Temsilcisi Vicky Tennant, BBC’ye yaptığı değerlendirmede, önlemlerin uluslararası hukukun ihlali olacağını ve Manş Denizi geçişlerini durdurmak için böyle bir düzenlemeye gerek olmadığını söyledi. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ise yasayı geçirmek ve hukuki itirazların üstesinden gelmek için “mücadeleye hazır” olduğunu söyledi. Muhalefetteki İşçi Partisi tasarının “kaosu daha da büyütme” riskini barındırdığını savundu.
YASA VATANDAŞLIĞA BAŞVURMAYI ENGELLİYOR
İngiltere hükümeti Salı günü Birleşik Krallık’a yasa dışı yollarla ulaşan kişilerin sığınma talebinde bulunmasını fiilen engelleyecek yeni bir yasa tasarısı sundu. Tasarı, ülkeye yasa dışı yollarla geldiği anlaşılan kişilerin, ileride İngiltere’ye geri dönmesi ya da İngiltere vatandaşlığına başvurmasını da engelliyor. 2018’de yasa dışı yollardan ülkeye girenlerin sayısı 300 kişi iken bu sayı 2022’de 45 binin üzerine çıktı. Hükümet yeni göçmen yasa tasarısını, bu trafiği kontrol altına almak için gerekli olduğu gerekçesiyle savunuluyor.
İLTİCA İÇİN GEÇERLİ SEBEPLERİ OLANLAR BİLE BAŞVURAMAYACAK
BBC’nin Newsnight programına konuşan BM yetkilisi Tennant, “Çok endişeliyiz. Bu tasarı, Birleşik Krallık’a düzensiz yollarla gelen insanların iltica hakkına erişimini fiilen yok ediyor” dedi. Bunun Mülteci Sözleşmesi’nin açık bir ihlali olduğunu vurgulayan Tennant, “Unutmayın, iltica için çok geçerli sebepleri olan insanlar bile bu durumda başvuru imkanı bulamayacak” diye konuştu.
1951 yılında kabul edilen ve149 ülkenin imzaladığı Mülteci Sözleşmesi, kimlerin mülteci olarak nitelendirileceğini ve sözleşmeye taraf olan ülkelerin bu insanları nasıl koruma altına alacağına ilişkin yükümlülükleri belirliyor.
Birleşik Krallık’ın “uzun bir insani geleneğe” sahip olduğunun altını çizen Tennant, göçe ilişkin problemlerin gerekli kontroller ve daha iyi yönetilen bir sistemle çözülebileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “İltica sistemini işletin. Adil, etkin ve hızlı işleyen bir sistem haline getirin. Sığınmaya hak kazanmayan insanları ülkelerine geri gönderin. Eğer mülteci statüsü almaya hakları varsa o zaman onları entegre edip, işlemleri de hızlıca sürdürmeye çalışın.”
YENİ YASA NELERİ İÇERİYOR?
Birleşik Krallık’tan sınır dışı edilen kişilerin gelecekte ülkeye geri dönmesi veya İngiltere vatandaşlığı talep etmeleri engellenecek.
Göçmenler gözaltında tutuldukları ilk 28 gün boyunca kefaletle serbest kalamayacak ya da adli inceleme talebinde bulunamayacak.
Birleşik Krallık’a “güvenli ve yasal yollarla” yerleşecek mülteci sayısına bir sınır getirilecek. Bu sayı yıllık olarak parlamento tarafından belirlenecek.
Birleşik Krallık’a yasa dışı yollardan gelen kişileri gözaltına alıp Ruanda’ya ya da güvenli bir “üçüncü ülkeye” gönderme konusunda içişleri bakanına verilen yetki, bir kişinin iltica hakkının üzerinde olacak.
18 yaş altındaki, sağlık açısından uçakla yolculuk etmeye elverişli olmayanların ya da götürüleceği ülkede ciddi zarar görme riski taşıyanların sınır dışı kararları ertelenebilecek.
Diğer iltica talepleri ise sınır dışı edildikten sonra uzaktan takip edilecek.
SUNAK: HER ŞEYİ DENEDİK OLMADI
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, yasayı yürürlüğe koymak için ülkenin AİHM’den ayrılmasının gerekmeyeceğini, hükümetin “uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğini” söyledi. “Söz konusu önlemlerin sertliği ile ilgili tartışmalar olacağını biliyorum” diyen Sunak, “Söyleyebileceğim yalnızca bir şey var: O da, her yolu denedik ve işe yaramadı” dedi.
Sunak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konudaki politikam oldukça basit: Buraya kimin geleceğine suç çeteleri değil, bu ülke ve sizin seçtiğiniz hükümet karar verecek.”