BM'ye bağlı araştırma komisyonu, Venezuela lideri Maduro'yu 2014'ten beri yaşanan ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu tuttu. Raporda Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi göreve çağrıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından Venezuela'da 2014'ten itibaren kaydedilen ihlalleri incelemek üzere görevlendirilen komisyonun raporunda Venezuela yönetimine ağır suçlamalar yer aldı.
Araştırma komisyonunun raporunda Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve kendisine bağlı üst düzey yetkililerin keyfi adam öldürme, sistematik işkence gibi insan hakları ihlallerini planladığı ve gerçekleştirdiğine dair makul dayanak noktalarının bulunduğu kaydedildi. Raporda bu ihlallerin bazılarının "insanlığa karşı suç" kapsamında değerlendirilebileceği belirtildi.
Mağdurlar, tanıklar, eski yetkililer ve avukatlarla yapılan 270 mülakat ve gizli belgelere dayandırılan araştırmanın sonuç bölümünde ihlallerin münferit olaylar olmadığı, devlet politikalarıyla uyumlu bir şekilde üst düzey hükümet yetkilileri ve askeri yetkililerin bilgisi dahilinde ve hatta yardımlarıyla koordineli bir şekilde gerçekleştirildiği ifade edildi.
"İçişleri ve savunma bakanları emir verdi"
Raporda Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile içişleri ve savunma bakanlarının, muhalefeti susturmak amacıyla bu ihlallerin emrini verdiği ya da ihlallere katkıda bulunduğu yönünde makul nedenler bulunduğu belirtilerek "Yetkililer suçların işlenmesi için emirler vermiş, eylemleri koordine etmiş, planların hayata geçirilmesi için kaynak temin etmiştir" ifadesine yer verildi.
Araştırma komisyonunun 400 sayfalık raporunda, incelenen 223 vakadan 48'ine ayrıntılı yer verildi. Komisyon bu vakalara ek olarak aynı şekilde işlenen 2 bin 900 suç ve şiddet vakasını analiz etti.
Yargısız infazlar
Raporda ordudaki subaylar, polis ve istihbarat servisinin yargısız infazlarda bulunduğu suçlaması yöneltilerek Venezuela Milli İstihbarat Teşkilatı'nın eski başkanı General Christopher Figuera'nın bu yetkililer arasında yer aldığı belirtildi.
Raporda, Maduro'nun yeniden seçildiğinin açıklandığı 2018'deki seçimlerin ardından çıkan protestolarda güvenlik güçlerinin ihlalleri de yer aldı. Komisyon, güvenlik güçlerinin muhalif göstericilere karşı öldürücü güç kullandığı ve çok sayıda protestocunun ölümüne sebebiyet verdiği suçlamasında bulundu.
"İstihbarat sahte deliller üretti"
Komisyonun araştırması sonucunda "istihbarat teşkilatının mağdurlara karşı sahte deliller ürettiği, belgelerde tahrifat yaptığı, istihbarat ajanlarının tutuklulara işkence uyguladığına dair makul dayanak noktaları bulunduğu" belirtildi. Raporda muhalif milletvekili Fernando Alban'ın 2018'deki ölümü, işkence sonucu ölümlere örnek gösterildi. Hükümet Alban'ın intihar ettiğini açıklamış, ancak partisi cinayete kurban gittiğine inandığını söylemişti. Raporda, darbeye teşebbüs suçlamasından gözaltına alınan Deniz Kuvvetleri komutanlarından Rafael Acosta'nın da askeri istihbaratta yapılan işkence sonucu öldüğüne inanıldığı kaydedildi.
ICC'ye soruşturma çağrısı
Venezuela'da hukukun üstünlüğünün geçerli olmadığına ve demokratik kurumların işlemediğine işaret edilen raporda, devlet görevlileri tarafından gerçekleştirilen ihlallerin soruşturulmadığı kaydedildi. Raporda Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), mağdurların ve kurbanların çıkarlarını korumak üzere vakit geçirmeden soruşturma açmaya çağrıldı. ICC, 2018 yılında Venezuela'daki ihlaller ile ilgili ön soruşturma başlatmıştı.
Venezuela'da devlet başkanlığı krizi, Ulusal Meclis'in 2018 Devlet Başkanlığı seçimlerini gayrimeşru ilan etmesi ve Maduro'nun Ocak 2019'daki ikinci seçim zaferini tanımamasıyla gelişti. Meclis Başkanlığına seçilen Juan Guaido, serbest seçimler yapılana kadar Anayasa'nın 233'üncü maddesi uyarınca geçici devlet başkanlığını ilan etti. Guaido aralarında ABD ve Britanya'nın da bulunduğu 70 kadar ülke tarafından tanınırken Maduro ise Türkiye, Rusya, Çin, İran ve Küba tarafından destekleniyor.
Siyasi, ekonomik ve insani kriz nedeniyle 5 milyonu aşkın Venezuelalı ülkesini terk etti. Maduro'nun hükümet ve ordu üzerindeki kontrolü ise sürüyor.