Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, alanında ilk olan bir ihlal kararına imza attı. 15 Temmuz gecesi bazı askeri binalarda görüldüğü gerekçesiyle tutuklanıp ardından müebbet hapis cezası verilen Cihangir Çenteli'nin özgürlüğünden mahrum bırakılmasının İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne aykırı olduğuna karar verdi.
Birleşmiş Milletler’in 15 Temmuz kararını hukukçu Dr. Gökhan Güneş sosyal medya platformu X hesabı üzerinden paylaştı.
NÖBET LİSTELERİ, KİMİN HAZIRLADIĞI BELLİ OLMAYAN ATAMA LİSTELERİ
Kararda yer verilen hususların, benzer gerekçelerle tutuklanıp TCK’daki en ağır suçlarla cezalandırılan çok sayıda kişi için de emsal niteliği taşıdığına işaret eden Güneş, “Zira bu kişiler, tıpkı Çenteli gibi sadece nöbet listesinde isimleri bulunduğu, çağrıldıkları birliklerine geldikleri ya da kim tarafından oluşturulduğu belli olmayan atama listelerinde oldukları için cezalandırılmışlardır. Bu kararla birlikte, Çenteli ile benzer durumda olan kişilerin de haksız yere tutuklanıp özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu gibi uluslararası bir merci tarafından ortaya konulmuştur.” dedi.
İHLALE GEREKÇE YAPILAN HUSUSLAR ŞUNLAR
Güneş, kararın detaylarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Başvurucu hukuki dayanaktan yoksun olarak, kendisine suçlamalar bildirilmeden ve tutukluluğuna etkili bir şekilde itiraz edemeden tutuklanmıştır.
En geç 48 saat içerisinde hakim karşısına çıkarılması gereken başvurucu, tutukluluğunun üzerinden 12 gün geçtikten sonra hakim karşısına çıkarılmıştır.
Tutukluluğuna etkili şekilde itiraz edememesi, aleyhine olan delillere erişememesi, tanıkların sorgulanması talebinin reddi, avukat ve müvekkil görüşmesinin gizliliğinin ihlali nedeniyle savunma hakkı ihlal edilmiştir.
Başvurucu aleyhine delil olarak kullanılan video ve ses kayıtlarına kendisi ve avukatının erişimine mahkeme tarafından izin verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkı (silahların eşitliği ilkesi) ihlal edilmiştir.
Başvurucunun mahkumiyetten önce tutuklu kaldığı iki yıl boyunca tutukluluğu yasal olarak öngörülen şekilde gözden geçirilmemiş ve alternatif koruma tedbirleri nazara alınmamıştır.
BAŞVURUCUNUN DERHAL SERBEST BIRAKIN
Kararda ayrıca şu çok önemli tespit ve değerlendirmelere de yer verilmiştir:
Hükümet başvurucuların iddialarının hiç birine cevap verememiştir.
Çalışma Grubu, Türkiye’de yaygın veya sistematik hapsetme veya diğer ciddi özgürlükten mahrum bırakma uygulamalarının “insanlığa karşı suç” teşkil edebileceğini bir kez daha yinelemiştir.
Başvurucunun derhal serbest bırakılması ve kendisine uluslararası hukuka uygun olarak tazminat ve icra edilebilir bir hakkın tanınması istenmiştir.
İlk defa bir kararda Hükümete, başvurucunun keyfi olarak özgürlüğünden mahrum bırakılmasını gerektiren koşulların tam ve bağımsız bir şekilde soruşturulmasının sağlanması ve haklarının ihlal edilmesinden sorumlu olanlara karşı uygun önlemlerin alınması çağrısında bulunulmuştur.
Bu çok önemli ve darbe teşebbüsüyle ilgili yargılamaları doğrudan ilgilendiren kararın İngilizce metni ile Türkçe çevirisine ve kararla ilgili değerlendirmeye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.”