Türkiye'de yeraltı kaynakları bakımından en fazla çeşitliğe ve zenginliğe sahip olan Yukarı Fırat havzasında bulunan Tunceli'de her geçen gün yeni maden sahaları açılıyor.
Türkiye'de yeraltı kaynakları bakımından en fazla çeşitliğe ve zenginliğe sahip olan Yukarı Fırat havzasında bulunan Tunceli'de her geçen gün yeni maden sahaları açılıyor. 145 maden projesinin bulunduğu Tunceli’de, şimdi de 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları'nın tamamının maden sahası ilan edildiği ortaya çıktı.
Evrensel’in haberine göre, maden aramalarına ilişkin kaygılarını dile getiren TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, “Bu bölgeyi, maden sahası olarak görüyorlar. Ama bu bölgede, dünyanın en değerli temiz suyu kaynakları var” dedi. Maden ve su kaynaklarına sahip olma üzerinde yürütülen güç ve iktidar ilişkilerine de dikkati çeken Küçük, “Bu bölgeleri insansızlaştıracak, kimliksizleştirecekler. Amaç, bölge insanlarını kendini geçindiremeyecek duruma getirmek” dedi.
Türkiye’de var olan enerji dönüşüm sistemlerinin kullanabilen kapasitenin çok üstünde olduğunu belirten Küçük, “Buna rağmen halen çok enerji tüketiliyor varsayımıyla bazı sektörler, bütün coğrafyaya yoğun olarak yerleştirildi. Ve bunlar tamamıyla yabancı sermayenin elinde, doğayı altüst eden sistemlerdir. Buna rağmen hâlâ enerji sistemleri kurmaya çalışıyorsanız, bu yalandır. Toplumu kandırıyorsunuzdur” değerlendirmesinde bulundu.
“Maden projeleri hukuka aykırı”
Maden sahası ilan edilen alanın Ovacık sınırları içerisinde 43 bin 350 hektarlık bir saha olduğunu belirten Avukat Barış Yıldırım, “Bu Munzur Milli Parkı’ndan daha büyük bir saha” dedi. Bu sahanın altın, gümüş, krom ve bakır gibi maden projelerine ruhsatlandırılmış durumda olduğunu anlatan Yıldırım “Bu maden ruhsatı kapsamında 5 ayrı saha var. Beş ayrı sahadan ilk yapımına karar verilen ve ÇED gerekliliği kararı alınan Geyiksu’dakine bir dava açtık. Dava sırasında bilirkişi, ‘Munzur havzası Türkiye’nin en güçlü florastik zenginliğine sahip sahalarından bir tanesidir. Bu havzanın korunması gerekiyor’ değerlendirmesinde bulundu” diye konuştu. Bunun üzerine projenin iptal edildiğini ve bunun Munzur Havzası için verilen en kapsamlı bilirkişi raporu olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Halihazırda burası sahip olduğu çevresel, kültürel ve doğal unsurlar nazara alındığında bu projelerin hukuka aykırı mahkeme kararıyla saptanmıştı” hatırlatmasında bulundu.
Bu maden projeleri uygulamaya geçirilirse Munzur’daki binlerce bitki türünün yok olacağını, yer altı sularının ve yaban hayatının bundan olumsuz etkileneceğini ifade eden Yıldırım, “Erzincan’ın İliç ilçesinde de siyanür kullanılarak yapılan altın üretiminin bölgedeki ekolojik ortama verdiği zarar verilerle saptandı. Hatta o projenin Munzur Dağları’na doğru kapasite artırımı söz konusu. Biz ona da dava açtık ve iptal kararı aldık” diyerek Tunceli’deki kültürel ve doğal mirası korumak için hukuksal girişimlerde bulunacaklarını söyledi.