Tahşiye Grubu’nun evlerinde bulunan bombaların suçunu kendi içlerinde anlaşmazlığa düştükleri üyelerinin üzerine yıkmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Müşteki ‘Tahşiye sanığı’ Mahmut Eren, “Mustafa Kaplan, evinde bombalar bulunan Yıldırım’a bombayı benim koyduğum yönünde ifade vermesini söyledi. Ben de onlara ‘Bombayı polis koydu’ dedim” itirafında bulundu.
Terör örgütü El Kaide bağlantılı olduğu gerekçesiyle radikal ‘Tahşiye Grubu'na operasyon düzenleyen uzman polislerin ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın yargılandığı davanın dünkü duruşmasında ilginç bir gelişme yaşandı. Tahşiye Grubu üyelerinin, “Polis koydu” dedikleri bombaları daha önce de kendi içlerinde anlaşmazlığa düştükleri Mahmut Eren'e yıkmaya çalıştıkları ortaya çıktı.
MÜŞTEKİ TALEBİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Hidayet Karaca, Emniyet Müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ve Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı. Önceki duruşmada polis avukatlarının sorularına cevap veremeyen ‘müşteki' Mustafa Kaplan, bu duruşmanın öğleden önceki bölümüne ‘rahatsız' olduğu gerekçesiyle katılmadı. Bunun üzerine duruşma salonunda bulunan Tahşiye Davası sanıklarından Mahmut Eren müşteki olma talebinde bulundu. Mahkeme bunu kabul ederek Eren'in dinlenmesine karar verdi.
CEZAEVİNDE TALİMAT VERDİ
Eren, müşteki olan diğer Tahşiye grubu üyelerini işaret ederek “Bunlardan bir tanesinin bile helal lokması yoktur” dedi. Eren'in iddiaları bununla da bitmedi. Tahşiye Yayınları yöneticilerinden Mustafa Kaplan'a “Sen âlim değilsin, milleti kandırma” dediğini belirten Eren, şunları söyledi: “Bunu söylediğim için beni sevmiyordu. Kaplan, cezaevine girdiğinde Turgut Yıldırım'a (Polislerin El Kaide ile bağlantılı olduğu iddia edilen Tahşiye grubuna yönelik operasyonunda evinde bomba yakalan kişi) bombayı eve benim koyduğum yönünde ifade vermesini söyledi.
Ben de bunun üzerine onlara ‘Bombayı polis koydu' dedim.” Eren, çapraz sorgusu sırasında sanık avukatlarının, “Bombaları polisin koyduğunu nereden biliyorsunuz” şeklindeki sorusuna ise “Bilmiyorum, haberlerden okudum. Polis koymuştur, polis böyle şeyler yapar” dedi.
Eren, bir avukatın, “Mustafa Kaplan'ı neden eleştiriyorsunuz” sorusuna ise, “Kaplan'ın tek derdi para toplamak. Dini kullanıyorlar. Dini istismar ediyor. Bunların tek derdi paradır” diye cevap verdi.
İŞİ PARALELE BAĞLADI
Suçlamaların odağındaki Mustafa Kaplan, duruşmanın öğleden sonraki bölümüne katıldı. Mahkeme salonuna girdiğinde “Mahmut Eren'in geldiğini duyunca kalktım geldim” diyen Kaplan, Eren için “Bu arkadaş Paralel'in içimizeki ajandır” diye konuştu. Bunun üzerine aynı sırada oturan Eren ve Kaplan arasında tartışma çıktı. Kaplan, Eren'e dönerek “Son gülen iyi güler sen gül” diye seslendi. Daha sonra avukatlar Kaplan'ın Eren'i tehdit ettiğini kaydetti. Eren'in yanına bir jandarma oturtularak güvenliği sağlandı.
'TAHŞİYE GRUBUNDANIM'
Polis avukatlarından Yurtkan Yücel, Mustafa Kaplan ve Tahşiye davası sanığı hakkında geçen bir telefon görüşmesini dinletti. Konuşmada kişilerin kendilerinden ‘Tahşiye Grubu' diye bahsettiği görüldü. Kaplan'ı arayan kişi sokakta bazı kişilerle tanıştığını bu kişilere hangi cemaatten olduklarını sorunca “Okuyucu, Yazıcı” cevabını aldığını söylüyor. Bu kişilerin kendilerine “Sen kimdensin” diye sorduğunu aktararak, “Ben de ‘Molla Muhammed grubundan, Tahşiye grubundanım' dedim” ifadelerini kullanıyor. Polisler hakkında hazırlanan iddianamede ‘Tahşiye' isminin polis tarafından uydurulduğu iddia edilmişti.
ÖCALAN'DAN TAHŞİYECİLERE SELAM
Önceki gün ifade veren müşteki Mustafa Kaplan, polis avukatlarının çapraz sorgusu sırasında ortaya çıkan deliller nedeniyle zor duruma düştü ve susma hakkını kullandı.
El Kaide için terör örgütü diyemeyen Kaplan, PKK terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın Tahşiye Grubu'nu öven sözlerine cevap veremedi. Kaplan'a soru sormak için söz alan Emniyet eski Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İmralı Tutanakları kitabından bir bölümü okuyarak Öcalan'ın Tahşiyeciler'i öven tespitleri olduğunu açıkladı. Yılmazer, tutanaklara göre heyetin Tahşiyeciler'den Öcalan'a bir rapor götürdüğünü anlatarak şunları söyledi: “Öcalan, ‘Kim verdi' diye soruyor.
Heyet ‘Tahşiyeciler verdi' deyince Öcalan, ‘Gülen'in iç yüzünü açıklayıp operasyona uğrayan grup değil mi' diye soruyor. Karşısındakiler de 'Evet onlar' diyor. Öcalan ‘Onlara sahip çıkın, bunlar önemlidir. Bu gruplara sahip çıkın yok, olmalarına izin vermeyin. Onlara da benden selam söyleyin. Bunu Hakan Fidan'ın önüne götürün önemlidir' diyor.”
İmralı tutanaklarında Tahşiyeciler'in gönderdiği bir rapordan bahsedildiğini anlatarak “PKK, Tahşiyeci ve MİT Müsteşarı. Nasıl bir denklem bu” diye soran Yılmazer, Kaplan'a "Sizin özelliğiniz nedir? Bu devlet niye size sahip çıkıyor" sorusunu yöneltti. Kaplan "Aleyküm selam” diyerek selamını aldığı Öcalan ile hiçbir şekilde irtibata geçmediklerini iddia etti. Kaplan, “17 Aralık olmasaydı Tahşiyeciler devletin umurunda mı olacaktı” dedi.
YILMAZER: ERDOĞAN'A BİZZAT BİLGİ VERDİM
Tahşiye davasında söz alan emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer önemli bir açıklamada bulundu. Yılmazer, “Tahşiye operasyonu öncesinde dönemin Başbakan'ına bizzat çıkarak bilgi verdim. Operasyon sonrasında da ortaya çıkan bilgi, belgeleri tekrar gidip Başbakan'a sundum” dedi.