Yazar Ahmet Taşgetiren son dönemlerdeki uzun tutukluluklara dikkat çekerek “Dün bana bir tümgeneralin dava dosyası getirildi. Dosyada tümgenerali suçlayacak en küçük bir malzeme yok. Ama 13 aydır tutuklu” dedi.
Star yazarı Ahmet Taşgetiren dünkü köşesinde kendisine getirilen bir dosyayı incelediğini ve delilsiz bir şekilde bir tümgeneralin 13 aydır tutuklu olduğunu belirterek, yaşanan duruma dikkat çekti. Taşgetiren’in yazısının bir bölümü şöyle; “Dün bana bir tümgeneralin dâvâ dosyası getirildi. Dosyada tümgenerali suçlayacak en küçük bir malzeme yok. Ama 13 aydır tutuklu. Sonra daha geniş yazacağım. Ağabeyi dosyayı eline alıp yollara düşmüş, bir duyarlı yürek bulabilir miyim diye kapı kapı dolaşıyor. Belki bir göz bulabilse dosyayı okuyacak ve bir yürek bulabilse gerçeğin peşinde..... kardeşi kurtulacak cezaevinden ve daha önemlisi bu ağır töhmetten.... Soru şu: Ne zaman sıra gelecek? Bu konuyu ayrıca yazacağım, benzeri dosyalar var aylardır tutuklu ve içinde suç sayılabilecek hiçbir şey bulunmayan...”
Nuh Albayrak bile mağduriyet yazısı yazdı
Taşgetiren yazısına şöyle devam etti; “Bugün burada 2019’u ve Ak Parti’nin handikapını konuşuyoruz. Şunu sormalıyız: 2019’a kadar bu mağduriyetler ne kadar giderilebilecek ve insanların yüreği Ak Parti’den yana nasıl teskin edilecek? Nuh Bey, bu dozda ilk “mağduriyet yazısı” yazıyor, yanlış hatırlamıyorsam. “Mazlûmun” ahı, arşı titretir.” vurgusu dameselenin can yakıcı boyutunu sergiliyor. Eminim ki sayın cumhurbaşkanı dahil, hiç kimse “mazlûmun ahı”nı almak istemez. Ama Nuh Bey’in de ifade ettiği gibi “Fatura sayın Erdoğan’a kesiliyor.”
“Racon” işi bir sorundu, teşkilâttan lidere ulaştı, tavır geldi.
Mağduriyet henüz “Edebiyat” seddini aşamadı
Mağduriyet henüz“Edebiyat” seddini aşamadı, herkes damgalanmaktan ve karambole gitmekten korktuğu için her yerde önüne gelen sorunu yutmayı tercih etti. Ama oradan bedel ödenecek. İşte Nuh Albayrak’ın “mazlûmun ahı”nı seslendirmesi bu yüzden çok önemli. Bilmiyorum şu iki yıl içinde, Liderlik gündemine bu iş “mazlûmun ahı” boyutuyla gelebilir ve orada, “Bir rehabilitasyon dili bulsak mı?” sorusuna yol açabilir mi?
Darbeciye ve ona yataklık yapana kitabın yazdığı her cezayı ver, ama “mazlûmlar” oluşturmadan...”