Bosna'nın ve bizim ihtiyacımız

Her köşesi yemyeşil ,gürül gürül akan sularıyla Bosna- Hersek Cennetin Dünya’daki iz düşümü adeta. Atalarımız 600 yıl önce gelmişler buralara. Önce Alperenlerle gönülleri kazanmışlar ,Daha sonra Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmet ile kaleleri feth etmişler. Ne var ki 20. Yüzyılın sonunda vahşeti, insanlığın bittiğini görmüş Bosnalılar. Çoluk çocuk demeden, ihtiyar kadın demeden top yekun bir soy kırıma uğramışlar. Bunca yıl geçmesine rağmen hala binalardan silinemeyen bomba izleri şehirlerin her yerindeki beyaz şehitlikler anlatıyor her şeyi. Bu güzel ülkede bulunmak her defasında heyecanlandırıyor beni. Gezdiğimizi gördüğümüzü, yediğimizi içtiğimizi anlatırım elbette ama ilk önce küçük bir tespitimi paylaşmak istiyorum. İlk defa 2005 yılında gitmiştim Bosna Hersek’e o günlerde soykırımın izleri daha tazeydi. Binaların birçoğu harabeydi sağlam kalanlar da bomba ve kurşun izleri taşıyordu. Şimdilerde bir çok bina restore edilmiş, parlamento binası yenilenmiş, meşhur Saraybosna Kütüphanesi yeniden açılacağı günü bekliyor. Karşılık sona erdikten sonra Boşnaklar, kendilerine bomba yağdıran Hırvat ve Sırplar ile birlikte yaşamak zorunda bu topraklarda. Her etnik gurubun bir hamisi olmuş,Sırplar Sırbistan ve Rusya’ya güvenirken Hırvatların Ağabeyliğini de Almanya yapar olmuş . Boşnakların da güvendikleri tek yer Türkiye ve İslam dünyası. Türkiye’nin Bosna Hersek’e ilgisi ve yardımı artarak devam ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun en çok ziyaret ettiği ülkelerden biri Bosna Hersek. 1995 yılında açılmaya başlanan Türk okullarının sayısı 9’a ulaşmış. İki Türk üniversitesi Ülkeyi eğitimde farklı bir yere taşımış. TİKA ,Yunus Emre Kültür Merkezi , Ziraat Bankası bizi temsil eden kuruluşlar. Avrupa Birliği Gücü kapsamında Bosna – Hersek’te bulunan 300 askerimiz Türkiye’nin yardım elini uzatıyorlar. Ancak bunların hiç biri yeterli değil. . Sivil toplum örgütleri, İş adamları, müteşebbisler ve yerel yönetimler de gözlerini buraya çevirmeli .Çünkü bu küçük ülkede Avrupalı Amerikalı ,İranlı, Suudi Arabistanlı,Katarlı,Rusyalı yüzlerce kuruluş farklı alanlarda faaliyet gösteriyor. Ben özellikle güzel bir örnek üzerinden Belediyelerimize bir pencere açmak istiyorum. Hafta sonu Sultanbeyli Belediyesi ile Bosna Hersek'in Jajce Belediyesi arasında gerçekleştirilen ‘Kardeş Belediye’ protokolünün imzalanmasına şahit oldum. Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ,Yardımcıları ve belediye meclis üyeleri ile birlikte Jajce’ye gittik. Şehir merkezine girdiğimizde hemen anladık ki bu şehirle kardeş olmak için illa bir imza atmak gerekmez. Başta Belediye Başkanı Nisvet Hrnjic olmak üzere bütün Jajce bize büyük ilgi gösterdi. Şehir merkezide dolaşırken bizim Türkiye’den geldiğimizi anlayanlar bizimle sohbet etmek istediler. Cuma namazında yanımda oturan yaşlı amca İstanbul’u duyunca oldukça duygulandı. Avrupa’nın en güzel şelalelerine sahip Jajce 30 bin civarında tarihi ve küçük bir kale şehri. Büyük çoğunluğu Müslüman . Saat kulesi , Kalesi ve tarihi camileriyle hemen dikkat çekiyor. Yakınındaki Plivska gölü ise doğal güzelliği ve tarihi değirmenler ile dikkat çekiyor. İstanbul’dan kilometrelerce uzakta bu güzel belde ile Sultanbeyli Belediyesi’nin kardeş olması çok önemli . Bir defa burada yaşayan kardeşlerimiz kendilerini yalnız hissetmeyecekler. Türkiye’nin eli Bosna’nın ücra bir beldesine de ulaşıyormuş diyecekler. Zaten dediler de. Sultanbeyli Belediyesi belediyecilik anlamında tecrübelerini buraya aktaracak. Jajce’de yaşayan gençlerin Türkiye’ye gelmesi İstanbul’u görmeleri bile ufuklarının genişlemesi için yeterli olacak. Sultanbeylili gençler de belki Bosna Hersek’i görecek onlarında düşünceleri değişecek. Bu kardeşlik protokolü için Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin’i iki açıdan tebrik etmek gerekiyor. Birincisi Yardımcıları ve Belediye meclis üyeleriyle buraya gelerek, hem Jajce halkına moral verdi; hem de muhataplarına ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bu beldede yakın zamanda yaşanan katliam heyetteki herkesi derinden etkiledi. Başkan Keskin’i ekibine kazandırmaya çalıştığı vizyon için bir kez daha tebrik etmek gerekiyor.. Yani bu ziyaretten hem Jajceliler hem de Sultanbeylililer karlı çıktı. Jajce’den ayrılırken Başkan Keskin’e ‘Tebrik ederim ne kadar güzel bir belediye seçmişiniz’ dedim. O da biz görmeden görücü usulü ile kardeş olduk ama çok güzel bir beldeymiş dedi. Darısı diğer belediyelere diyelim. Gezdiğimizi gördüğümüzü yediğimizi içtiğimizi farklı bir yazıya bırakalım. Boşnakların dediği gibi ‘Allah’a emanet’
22 Ekim 2012 17:35
DİĞER HABERLER