Savcı delil bulamayınca devletin onayı ve bilgisi dahilinde yapılan bankacılık işleminden ‘darbe suçu’ icat etti
Havuz Medyası eliyle Boydaklar'a kurulan kumpas deşifre oldu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin iddianamede 2'nci Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan'ın 25 Nisan 2016 tarihinde Memduh Boydak ve Bekir Boydak'tan iki işlemde toplam 6 milyon lira havale aldığı belirtildi. tr724 yazarı Semih Ardıç o para transferinin kaynağını ve kurulan tezgahı yazdı. İşte o yazı:
Boydak'a son kumpas
Hukuksuz biçimde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devrettikleri şirketleri satabilmek için habbeyi kubbe yapıyorlar. Ne yapıp edip el konan şirketleri darbe teşebbüsü ile iltisaklıymış gibi göstermeliler. Zira şirketleri daha fazla elde tutamayacaklar. Satışa çıkarsalar da devir işlemini yapmaları imkânsız.
Şirketlerin liyakatsiz ellerde gün be gün katlanan zararının hesabı da el koyma kararından mesul savcı, hâkim ve TMSF bürokratlarından sorulacak. Bunun için telaşla elde avuçta ne varsa çarpıtarak ortalığa saçıyorlar. En son tuzağı Boydak Holding’e kurdular. Gizlilik kararı bulunan dosyadan bir bilgi savcının tensibi olmadan hükümete yakın gazete ve internet sitelerine uçurulabilir mi? Maznunların avukatlarından saklanan bilgi veya evrakın sahihliği bir yana bunlar hükümet sözcülüğü ile iftihar eden gazetelerde çarşaf çarşaf haber oluyor.
Dosyada bilgi ya da delil olarak dercolunan evrakın mahiyetini bilmemiz mümkün değil. Amma velakin yazıldığı şekli ile Memduh Boydak ve Bekir Boydak 26 Nisan 2016’da Albay Bülent Gürdoğan’a banka hesabı üzerinden 3+3 olmak üzere toplam 6 milyon lira EFT yapmış. 15 Temmuz 2016’da darbe teşebbüsünün akabinde tevkif edilen Albay Gürdoğan’a bu para gönderildiğine göre Boydaklar darbeye mali destek vermiş. Savcı, darbecilerin EFT ile çalıştığına inanmamızı bekleyerek aklımızla alay ediyor.
ALBAY GÜRDOĞAN ŞİRKET ORTAĞI VE O PARA HİSSE DEVİR BEDELİ
Aile adına avukatlar yazılı beyanatla baştan sona mesnetsiz ithamlara cevap verdi. Haber müsveddesinin sadece ‘EFT yapıldı’ cümlesi doğru. Gerisi kuyruklu yalanlardan ibaret. Evet Albay Gürdoğan’a o para yollanmış. Zira Gürdoğan HES Hacılar Elektrik Sanayi AŞ’de ortak. Kendisi yeni sermaye artışına iştirak etmeyeceğini belirtmiş ve hisselerini devretme kararı almış. Bütün bunlar Genel Kurul zabıtlarında mevcut. Hisseleri devir bedeli olarak 6 milyon lira Gürdoğan’ın banka hesabına geçmiş. Gürdoğan da bu tutarı şirketin diğer ortaklarından Şükrü Boydak’a aynı gün EFT yapmış. Böylece daha evvel Şükrü beyden aldığı borcu ödemiş.
Bütün bu para trafiğinin hülasası şu: Şirket ortakları arasında alacak/borç işlemi de olabilir hisse devri de yapılabilir. Ticaretin en tabiî hallerinden birinden darbe hazırlığı icat ediliyor. Bütün işlemlerin Türk Ticaret Kanunu’nda yer verilen usul ve esaslara uygun yapıldığı 23 Temmuz 2016 tarihli MASAK raporunda da geçiyor.
HES AŞ’NİN BOYDAK’LA BERABER 250 ORTAĞI VAR
HES Elektrik AŞ hisseleri Boydak ailesi ve Gürdoğan grubu gibi 5 aile ve yaklaşık 250 ortak arasında paylaşılıyor. Çok ortaklı şirketlerde sermaye artışına bazen ortaklar iştirak etmeyebilir. Hissesinin kıymetinin düşmemesi için payını ortaklardan birine devredebilir. Ya da ortaklardan birine borçlanarak ortaklığa sermaye koyabilir. Boydak ailesinin avukatları, HES AŞ’deki işlemlerin aynen böyle olduğunu gayet berrak biçimde ortaya koydu:
“Bütün işlemler ilgili kamu kuruluşlarının bilgisi dahilinde, banka yolu ile yapılmış şeffaf bir para transferidir. Bu para transferinin sebebi 23.07.2016 tarihli MASAK raporunda, banka dekontlarında, tüm diğer kayıtlarda da açıkça belirtildiği üzere hisselerin devir bedelidir. Bülent Gürdoğan bu hisselerin devri ile de HES Hacılar ortaklığından da ayrılmıştır. Zaten yukarı da belirttiğimiz borçlanmadan dolayı bu miktar aynı tarihte ve aynı tutarda Bülent Gürdoğan tarafından Şükrü Boydak’a gönderilmiştir.”
MASAK raporunda para transferinin Gürdoğan haricinde başka ortaklara da yapıldığı bilgisi var. Hisselerini devredecek diğer Gürdoğan aile mensuplarına da devredilen hisseleri oranında ilgili tutarlar yatırılmış. Bu çerçevede yeni hisse yapısı muvacehesinde 2016 kâr dağıtımı yapılmış ve bu kâr payları yeni hisse oranlarına göre ortaklara dağıtılmış. Genel Kurul kararlarında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı namına gelen hükûmet komiserlerinin de imzası var
SAVCI TEKZİP ETMEZSE KUMPASIN FÂİLİ OLARAK ANILACAK
Bahse konu para transferine dâir isim, tarih, sayı ve IBAN numaralarına kadar her safahat devletin kayıtlarında mevcut iken böyle bir yalan nasıl hakikat gibi takdim edilebildi? Bu dosyaya bakan savcı veya savcılar ya çıkıp malum gazete ve internet sitelerinde yayımlanan haberi tekzip etmedikleri her gün Boydak’a kurulan kumpasın failleri olarak zikredilecek.
Bir şekilde ismine atıf yapılan MASAK da işin aslını izah etmeli ki Boydak ailesi bu haksız ve mesnetsiz ithamdan daha fazla zarar görmesin. MASAK hangi malî işlemin suç olduğunu hangi işlemin suç olmadığını en iyi bilmesi icap eden müessese. Boydak ailesi adına avukatlar işlemlerin sebebini ve mevzuata uygunluğunu açıkladı. Madem son derece sıradan bankacılık işlemeleri çarpıtıldı MASAK da hakikatin ortaya çıkmasına hizmet edebilir. Elindeki bilgileri beyan etmelidir. Ben MASAK’ın bu tezgâhtan bîhaber olduğu kanaatindeyim. Gazeteler kendilerine verilen bilgileri çarpıtmadıysa kumpasta olağan şüpheli savcılıktır.
DARBEYE DESTEK İÇİN BANKADAN EFT Mİ YAPILIR?
Hacı Boydak, Şükrü Boydak, Memduh Boydak, Bekir Boydak ve Sami Boydak gibi ailenin ekseriyeti hapiste. Kendilerini müdafaa etmekten mahrum kalan Boydak’ın şirketlerine el konulması birilerinin iştahını kabartmış anlaşılan.
Bir an için böyle bir teşebbüsün içinde yer aldıklarını düşünelim. Hangi akl-ı evvel darbe hazırlığı için lazım gelen parayı ileride aleyhine delil olacak şekilde bankadan yollar. Kaldı ki mahalle bakkalından bahsetmiyoruz! Boydak gibi her adımı devletin bilgisi dahilinde olan şeffaf şirketlerde gayr-i resmî işlem yapılamaz. Patron da olsanız mevzuat harici adım atamazsınız. Boydak gibi enerji şirketlerine ve bir katılım bankasının (Türkiye Finans) yüzde 20 payına sahip bir grup iseniz hesaplarınız ilgili bakanlıklara ilaveten Hazine, Merkez Bankası, Rekabet Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) tarafından da 24 saat mercek altında tutulur.
Mahalle bakkalının bile yapmayacağı usulsüzlüğü Boydak’a yamamaya çalışanlar delilden suçluya gitmeyenlerin ta kendisidir. Memduh Boydak bir seneden beri Ankara Sincan Cezaevi’nde. Diğer isimler Ağustos 2016’dan beri mahpus. Haklarında suç delili olarak bula bula mevzuata göre yapılmış EFT’yi buldular. Evvela hapse at, akabinde delil uydurmaya çalış! İsminde ‘adalet’ kavramı geçen AKP’nin meğer adaletten kastı bu imiş.
BOYDAK’A BU ZULMÜ REVA GÖRENLER MİLLÎ, ÖYLE Mİ?
Kayseri’de tahsil edilen her 100 liralık verginin yarısını ödeyen, doğrudan 15 bin kişiyi istihdam eden ve 500 büyük şirket arasında 8 markası ile ekonomiyi sırtlayan bir aileye bunları reva görenlerin yerli ve millî olduğuna inanmıyorum. Acı hakikat şu ki Anadolu sermayesi, kendilerinin yerli olduğunu iddia eden AKP kadroları tarafından talan ediliyor.
Boydak gibi Naksan, Koza, Kavuk, Davulcuoğlu (Alfemo), Sesli, Akbulut (Ortadoğu Tekstil), Coşkun (Süvari) gibi binlerce ailenin şirketlerini delilsiz gasp edenlerin telaşı sebepsiz değil. Şimdi böylesine kumpaslarla çaldıkları minareye kılıf dikmeleri lazım. Satışa çıkardıkları o şirketlerde müsadere hükümlerini tatbik edemeyecekleri için sahte veya çarpıtılmış evrakı sözde delil diye dosyalara koyuyorlar. Öfkeleniliyorlar. Zira Boydak gibi malları yağmalandığı halde duruşundan, inandığı değerlerden taviz vermeyen yiğit insanları gördükçe iyiden iyiye çileden çıkıyorlar.
İRAN DEVRİMİ’NDEN AL, TÜRKİYE’YE UYARLA
Karıncayı incitmemiş insanlardan terörist ya da darbeci çıkarmak için habbenin kubbe yapılmasından her ehl-i vicdan derin elem duymalı. Hukuksuzlukların zararı sadece Boydaklara dokunmuyor. Memleketin ufku kararıyor, bizi bir arada tutan zemin ayaklarımızın altından kayıp gidiyor.
İranlı yazar Daryush Shayegan’ın ‘Yararlı Bilinç’ isimli kitabında geçen o kısa hikâye nasıl da denk düşüyor bugünün Türkiye’sine…
“Yıllarca ülkesinden uzak kalmış orta yaşlı bir adam İran’a döndüğünde Tahran Hava Limanı’ndan evine gitmek için bir taksiye biner. Yarı yolda şoföre, ilk tütüncü dükkânında durmasını söyler.
Şoför sorar:
–Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?
–Sigara alacağım.
–Sigarayı artık camide satıyorlar beyim.
–Camide mi? Cami Allah’ın (cc) evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?
–Hayır beyim! İbadet etmek için artık üniversiteye gidiliyor.
–Peki, o zaman öğrenim nerede yapılıyor?
–Öğrenim hapiste yapılıyor beyim.
–Hapiste hırsızlar, soyguncular yok mu?
–Hırsızlar, soyguncular artık memleket idaresinde beyim!”