MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmaması, ittifak arasında ‘‘KKTC’ çatlağı büyüyor mu?’ sorusunu akıllara getirirken, AKP’li Şamil Tayyar’dan dikkat çeken bir paylaşım geldi. MHP’nin ‘sessiz külliye boykotu’nun büyük yıkımı önlemek için bir fırsat olabileceğini savunan Tayyar, ”Siyaset kurumu, iç ihtilafları giderip dizginleri eline almalıdır.” dedi.	
	
				AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna ve gün boyunca düzenlenen törenlere MHP lideri Devlet Bahçeli katılmamıştı. Bahçeli’nin söz konusu hamlesinin ardından, KKTC seçimleri sonrası yaptığı ‘Türkiye’ye katılmalı’ çıkışı ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışın sonrasında yaptığı ” Bizim Kuzey Kıbrıs’a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Yapılan önemli bir seçimdir ve Kıbrıs Türkünün iradesi bizim için çok saygındır” sözleri gündeme gelmişti.
Siyaset kulislerinde konuşulan gerginlik iddialarıyla ilgili olarak AKP’li Şamil Tayyar’dan dikkat çeken bir yorum geldi.
X hesabından paylaşımda bulunan Şamil Tayyar şu ifadeleri kullandı:
“MHP’nin sessiz külliye boykotu, cumhur ittifakı fay hattındaki birikmiş enerjiyi kademeli boşaltarak büyük bir yıkımı önlemek için fırsat olabilir.
Belki küçük bir molaya, biraz duraksayıp nefes almaya, yakın geçmişi muhasebeleştirip güven tazelemeye ihtiyaç var.
Zira, Devlet Bey’in de MHP yönetiminin de keyfini kaçıran Kıbrıs’tan çözüm sürecine, atamalardan İstanbul soruşturmalarına kadar olaylar dizisi hayli kabarık.
Devlet nizamına uymayan bir paralel yapının oluştuğunu ve siyasetin rotasını belirlediğini düşünüyorlar.
Naçizane, kişisel olarak katıldığım/katılmadığım tarafları var ama siyaset kurumunun kendi gündemine hükmedemediğini düşünenlerdenim.
Misal.
Türkiye her sabah bir operasyonla uyanırken, hükümet, yüzyılın konut projesi gibi önceliklerini pozitif gündemde tutamıyor.
Oysa, iktidar, oluşturulan gündemin rüzgârına kapılmak yerine, kendi oluşturduğu gündemin rüzgarıyla sağı solu sarsmalıydı.
Özetle.
Siyaset kurumu, iç ihtilafları giderip dizginleri eline almalıdır.”