450 kilometrelik yürüyüşün son 3 kilometresini tek başına yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu, 17.58 itibariyle alana giriş yaparak kürsüye çıktı ve yurttaşları selamladı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
“Maltepe Meydanı’ndan bütün İstanbul’a bütün Türkiye’ye kucak dolusu selamlar, sevgiler, muhabbetler.
15 Haziran 2017’de başlattığımız yürüyüşü noktaladık.
Ama kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin.
Bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır.
Protesto eden yurttaşlarım da şunu bilsin ki, ben demokratik hakkını kullanan yuttaşlarıma saygılıyım.
Türkiye tam demokrasiyi hak ediyor 9 Temmuz yeni bir doğuştur.
Kimse bu yürüyüşün son olduğunu düşünmesin.
Harp Okulu'nda tutuklu oğlu için yürüyen Veysel Amca'ya saygılarımı iletiyorum.
Kimse unutmasın, biz yürürken taşkınlık yapacağımızı düşünüyorlardı.
Dünyanın en barışçıl yürüyüşünü yaptık.
Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük. KHK'lerle hocaların atılması tam bir demokrasi ayıbıdır.."
NEDEN YÜRÜDÜK?
Olmayan adalet için, mazlumların hakkı için, hapisteki milletvekilleri ve tutuklu gazeteciler için yürüdük.
Şiddet mağduru kadınlarımız için yürüdük.
Linç edilen erler için yürüdük, KHK’larla görevlerinden atılan, işlerine geri dönmek için hak arayan, hak aradıkları için ‘terörist’ ilan edilenler için yürüdük.
Haksız yere kamu görevinden atılan memurlar için, çocuk işçiler, taşeron işçiler, hapisteki er ve erbaşlar için yürüdük.
Hak aramak için açlık grevindeki kardeşlerimiz Nuriye ve Semih için yürüdük.
Adalet tüm inançların ortak temelidir.
Adalet düzeni olmayan bir toplum, devlet çöker.
Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Üniversite hocaları için yürüdük.. Geçmişte bunu 1402’liklerle yaşadık…
Nazi Almanyası’nda gördük…
Kaboğlu gibi hocaları üniversiteden atıp yurtdışına çıkışlarını yasaklayanları kınıyorum.
Taşeron işçiler için, mevsimlik işçiler için, 20 Temmuz darbesine karşı olduğumuz için, IŞİD ve PKK terör örgütlerine karşı olduğumuz için yürüdük, açlık grevindeki kardeşlerimiz için yürüdük…