"Darbe davalarında, suçlanan sanıkların aileleri zulüm görmedi. Hiçbir asker ailesi lojmandan atılmadı. Sanıkların maaşları çalıştı, kurumları sahip çıktı. Doğu Perinçek içeride diye İşçi Partisi’ne birşey olmadı. Atatürkçü Düşünce Derneği, basılmadı. Türkan Saylan’ın vakfı yoluna devam etti" diyerek geçmişte yaşananları sıralayan Tarık Toros "Elinizi vicdanınıza koyun" diyerek bugün olan biteni yazdı.
"Kendine “ana akım” veya “merkez medya” diyen güruh…
Günlerdir Melek İpek’e evinin kapısının önünde yapılan zulme sessiz.
Şu var:
Hasbelkader buralarda çalışan arkadaşlar olan biteni yakından izliyor.
Görüntüleri seyredip içi kan ağlayan kaç kişi aradı, oradan biliyorum.
Lakin…
Ne haberini yapabiliyorlar, ne de sosyal medyada paylaşabiliyorlar.
Korku esir almış tüm bünyeleri
**
Tüm gazeteleri okuyorum, sayfa sayfa.
Malum ikisi üçü müstesna…
Sadece, Ahmet Hakan ses verdi, önceki gün.
Haksızdır, dedi.
Hukuksuzdur, dedi.
Zulümdür, dedi.
**
Ahmet Hakan, geçmişte “Aman bana Ergenekoncu, darbeci” derler diye…
Oradaki zulümlere, haksızlıklara, hukuksuzluklara ses çıkarmayanların sonra mahcup olduğunu yazdı.
“Melek İpek’e ses etmeyenler de benzer bir mahcubiyeti yaşayacaklar” dedi.
**
Darbe davaları sürecinde, kasten dosyanın zayıf yönlerini öne çıkaranların niyetleri halis değildi.
Lakin şuna katılırım:
Orada İlhan Selçuk, Türkan Saylan, Kuddusi Okkır gibi isimlerin maruz kaldıkları kimi haksızlıklara ses vermek, “Ergenekoncu” damgası yemenize neden olabilirdi.
**
İki itirazım var:
İlki, o süreçte kendine “ana akım” diyen medya, sanıkların maruz kaldığı hukuksuzlukları gazetelerine ve ekranlarına epey güçlü biçimde taşıdı.
Darbe davalarını ciddiye alıp geniş yer veren medya ise, “sulandırma cephesi” karşısında adeta mevzilendi. Olan budur.
**
İkinci itirazım da şu:
Darbe davalarında, suçlanan sanıkların aileleri zulüm görmedi.
Hiçbir asker ailesi lojmandan atılmadı.
Sanıkların maaşları çalıştı, kurumları sahip çıktı.
Doğu Perinçek içeride diye İşçi Partisi’ne birşey olmadı.
Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın başındaki isimler terörden yargılanıyordu, ancak ne gazeteye ne de kanala kimse dokunmadı.
“Oda TV” davasına adını veren Oda TV internet sitesine erişim engellenmedi.
Mehmet Haberal’ın televizyonu “Kanal B” yoluna devam etti.
Atatürkçü Düşünce Derneği, basılmadı.
Türkan Saylan’ın vakfı yoluna devam etti.
Daha sıralasam, bu sütun yetmez!
**
Bugün böyle mi?
Azıcık elinizi vicdanınıza koyun söyleyin:
Olan biten Ergenekon’un rövanşıysa…
Bir kişiye karşılık on binler hallaç pamuğu gibi atılmıyor mu?
Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin."
Tarık Toros - Özgür Düşünce