''Rezervi zayıf, borcu yüksek, finansman ihtiyacı had safhada bir ekonominin kan kaybetmesi okyanustaki köpek balıklarını da tahrik edecek. Kan kokusu almaya görsünler..''
Semih Ardıç / TR724
Tecrübe ile sabit, araştırmalarla teyit edilmiş kuralları kale almayınca ekonomide ne olur? Türkiye’nin ekonomide maruz kaldığı borç ve kur krizi olur.
Mesela Uluslararası Para Fonu (IMF) merkez bankalarının döviz rezervlerine dair tavsiyelerde bulunuyor. Mecburiyet yok. Riayet edenin kazandığı bir gönüllülük esas.
TÜRKİYE’NİN DÖVİZ REZERVİ IMF’NİN TAVSİYE ETTİĞİ SINIRIN ÇOK ALTINDA
IMF diyor ki: “Kara gün akçesi olarak en az üç aylık ithalat tutarı kadar net döviz (altın dahil) rezervi tut! Dara düşünce etrafta kimseyi bulamayabilirsin.”
Rezerv tutmakta alt sınır kuralına göre Türkiye sınıfta kalıyor. Bir başka ifade ile Türkiye’nin net rezervlerinin asgarî 63 milyar dolar olması elzem.
En son veriye göre net rezervimiz 28,7 milyar dolara geriledi. Türkiye’nin nisan ayı ithalatı 21 milyar dolar seviyesinde tahakkuk etti.
IMF bu tablonun farkında ve Türkiye’yi Güney Afrika, Arjantin ve Malezya ile beraber gelişen piyasalar içinde “en kırılgan olanlar” kategorisinde gösteriyor.
DOLAR DÖVİZ KITLIĞINDAN YÜKSELİYOR
Merkez Bankası’nın doların alıp başını gittiği şu günlerde sadece faiz artırmasının bir sebebi de kasada kâfi miktarda döviz olmamasıdır. Piyasaya döviz satarak da TL’yi destekleyebilirdi. Amma velakin eli kolu bağlı.
Döviz kıt, talep çok olunca fiyatı kontrol etmek de mümkün olmuyor tabiî.
Faiz silahının tek başına ne kadar etkili olabildiğini de esefle müşahede ediyoruz. Dolar 13 Haziran itibarıyla 4,70 TL eşiğinden döndü. Euro 5,50 TL olmak üzere. Sterlin 6,20 TL’yi geçti.
2008’DE GELEN DOLARLAR ANAVATANINA DÖNÜYOR
Bu makale yayımlandığında ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararını ilan etmiş olacak. Kuvvetle muhtemel ki okyanus ötesinde faizler yüzde 2-2,25 aralığına çıkacak.
2008 krizinde bankalara sıfır faizle verdikleri dolar banknotlarını geri topluyorlar. Ta ki enflasyon yüzde 2’yi geçmesin, piyasada fiyatlar yeniden balon (hormonlu) gibi şişmesin.
Türkiye o günlerde gelen ucuz ve bol doları imalat ve ihracat ağırlıklı sektörlerde değerlendirmek yerine betona gömdü. 21. asrın başında Ağustos Böceği bu sefer Türkiye oldu.
Perşembe günü de Avrupa Merkez Bankası (ECB) para musluğunu kısma yolunda ilk adımı atacak.
TCMB’nin repo faizini yüzde 17,75’e çıkarmasıyla bir nebze gerileyen dolar ve euro iki büyük merkez bankasından gelecek kararlarla 5 TL’ye doğru kulaç atmaya devam edecek.
Haritada kırmızıdan yeşile doğru kaydıkça ülkenin döviz yeterliliği “zayıf”tan “güçlü”ye gidiyor. Türkiye “kırmızı” ile döviz rezervi açısından en kırılgan ülkeler arasında bulunuyor.
TL KÖPEK BALIKLARININ HEDEFİNDE
Rezervi zayıf, borcu yüksek, finansman ihtiyacı had safhada bir ekonominin kan kaybetmesi okyanustaki köpek balıklarını da tahrik edecek. Kan kokusu almaya görsünler..
Köpek balıklarına kızmakla mesele hallolmuyor. Açık denizde köpek balıkların insafına terk edilen 81 milyon insan ekonomiye bu denli kan kaybettirilmesini sigaya çekmeli.
Lüks ve israf yüzünden kamu maliyesinin en önemli kozu olan ‘mali disiplini’ denizin dibine batıran, ballı ihalelerle Hazine’yi boşaltan hükûmete, Saray’ın kerameti kendinden menkul müşavirlerine hesap sorulmalı.
TL’nin çelimsizliği ve ufuktaki tehditler daha evvel TL nevinden varlıklara uzun vadeli yatırım yapan fonlara da geri adım attırıyor.
“DOLAR 4,28 TL OLACAK” DEDİ, 4,64 TL’DEN CANINI ZOR KURTARDI
TD Securities Türk Lirası’nda dolara karşı aldığı uzun pozisyonu yüzde 3,1 zarar ederek 4,64 TL seviyesinde zarar-kes ile kapattı.
Kurum TCMB’nin 7 Haziran’da 125 baz puanlık faiz artırımının akabinde dolar/TL 4,49 seviyesinde iken 4,28 hedefi ile lirada uzun pozisyon açmıştı.
Gel gör ki evdeki hesap çarşıya uymadı: Dolar 4,28 TL’ye inmek bir tarafa yeniden 4,60 TL’yi aştı. Zarar daha fazla artmasın diye TL varlıkları elinden çıkardı.
Toronto Dominion (TD) Menkul Değerler de yatırımcılara TL’den uzak durun mesajı verdi.
TD’ye göre gelişen piyasalarda imalat verileri genele yayılan zayıflığa işaret ediyor. TD’nin raporunda Türk Lirası, Meksika Pesosu ve Malezya Ringiti için “en riskli üç para birimi” tespiti yer aldı.
TD de Türkiye’nin döviz rezervinin IMF’nin tavsiye ettiği oranın altında olduğuna dikkat çekti.
DAHA ZOR GÜNLERE HAZIR OLALIM
Fed’in faiz artırımları devam ederken, ABD tahvil faizlerinde artışla birlikte sıkılaşan likidite şartları Türkiye ekonomisini çok daha zor günler beklediğine işaret ediyor.
TL değer kaybettikçe dış borçlar katlanıyor, faiz ve enflasyon tırmanıyor. Türkiye’de haftalık ya da aylık tahminler/hesaplar bile giderek mânâsını kaybediyor.
Enflasyon ve faiz şoku iki ay sonra en fazla konuşulan başlık olacak.
Bütün bu riskler ekonominin ihtiyaç duyduğu sıfırdan yatırımları imkânsız hale getiriyor. Daha vahimi elde avuçta kalan sermaye yurt dışına kaçıyor. Haliyle sermayedar kendisini riskten uzak tutma gayretinde.
Nisan ayı itibarıyla Türkiye’den kalkan 2,8 milyar dolar doğrudan yatırım kervanı artık başka memleketlerde konaklıyor.
Döviz az, doları faiz artışı da durduramıyor. Bu da demek oluyor ki yaz aylarında şok faiz artışları sürpriz olmaz.
Zor günlerin altın kuralı: Nakit kraldır. Sakın harcama!