Brezilya'da yolsuzluk operasyonu yeni bir krizi tetikleyebilir

Brezilya tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında faaliyeti durdurulan şirketlerin kredi borcu 400 milyar dolara ulaştı. Çoğu inşaat alanında faaliyet gösteren 29 şirketin borçlarını ödeyememesi durumunda ülkede bankacılık sektörü yeni bir krize girebilir.

İktidara yakın düşünce kuruluşu Perseu Abramo Vakfı Başkanı Marcio Pochmann, 'Brezilya'daki Eşitsizlik' adlı kitabının tanıtım programında yabancı basın mensuplarıyla mevcut durumu değerlendirdi. Ünlü akademisyen, kredi akışının sağlanabilmesi için şirketlerin faal duruma geçmesi gerektiğini aksi halde şirketlerin batabileceği veya bankaların işlem yapamaz duruma düşeceğini iddia etti.

Bankaların sağladığı kredilerin arka planında devlet destekli toplu konut evleri, otoyollar, metro ve havaalanı inşaatı gibi projeler bulunuyor. Lula döneminde temelleri atılan bu kalkınma hamlesi, son dönemde yaşanan mali kriz ve siyasi istikrarsızlık sebebiyle büyük ölçüde sekteye uğradı. Harcamaların bütçeyi zorlaması ve planlanandan daha uzun sürmesi protestolara konu olmuştu.

Gelişen ülkeler kategorisinde yer alan Brezilya'da ihaleye sunulan dev ölçekli altyapı yatırımları kamu harcamalarındaki artışın en büyük nedeni. Çoğu uzmana göre yolsuzluğun yanı sıra ülkedeki federal yönetim tarzına ilişkin problemler de kadroların şişmesine ve maliyetlerin artmasına yolaçıyor.

Ekonominin gidişatıyla ilgili bir başka problem ise Brezilya'nın sanayi üretiminin milli gelir içindeki payının yüzde 9'a kadar gerilemesi. Dış ticarette endüstriyel ürünler baz alındığında ülkenin 100 milyar dolar açığı bulunuyor. Ayrıca doların yükselmesi, Brezilya'nın uluslararası ticarette rekabetten kopmasına ve pazar kaybetmesine sebep oldu. Uzmanlar, Brezilya'nın yükselmeye başladığı 2002 yılına kadar 6,4 seviyesinde bulunan doların bundan sonra 4 bandında kalıcı olabileceğine dikkat çekiyor.

Ekomominin ne zaman toparlanacağı konusunda ise kafalar karışık. Uzmanlar, yaşanan sıkıntının iç meselelerden çok küresel etkilerden kaynaklandığını ileri sürüyor. Bir yanda siyasi gerilim, diğer yanda enflasyon artışı ülkeye nefes aldırmıyor. Kur artışından kaynaklanan dış ticaret açığı büyüyor. Her şeye rağmen ülkenin ekonomik yapısının fırtınalara karşı dayanıklı olduğu ve bu sürecin geçici bir durum olduğu görüşü baskın. Brezilya'da dünyanın önde gelen 500 şirketinin tamamının yatırımları bulunuyor ve ülke halen doğrudan yatırım alan ilk beş ülke arasında yer alıyor.

Süreçten en çok zarar gören kurum ise Brezilya'nın sembollerinden biri haline gelen kamu kuruluşu Petrobras oldu. Büyüme stratejisini okyanustan çıkardığı petrol üzerine kuran ve 2020 yılına kadar dünyanın 5. büyük üreticisi olmayı planlayan Brezilya, bu süreçte hedefinden bir hayli uzaklaşmış oldu. Uzmanlara göre dev bir finansal yapıya sahip olan Petrobras'ın piyasa değeri düşse de halen istihdam ve üretim sağlayabiliyor. Ancak şirketin daha kırılgan bir yapıya evrildiği ve artık büyük yatırımlara yönelecek kapasiteye sahip olmadığı rivayetler arasında.

Bankacılık sektörünü içine çekmesi beklenen krizin çözümüne yönelikse iki farklı senaryo gündemde. Beklentiler, hükümetin şirketler ve banka yöneticileri ile uzlaşarak kredi akışının sağlıklı yürümesine aracılık edeceği yönünde. Bu gerçekleşmezse hükümet, daha önce yürürlükten kaldırdığı banka işlem vergisini tedavüle sokabilir. Bu durumda bankacılık düzeninde haraç dönemi başlayacak ve bu adım ülke için geriye dönüşün sembolü haline gelecek. CİHAN
18 Kasım 2015 11:13
DİĞER HABERLER