Flávia Mantovani ve Patrícia Campos Mello imzasıyla Folha Gazetesi'nde çıkan haberde Sipahi’nin 2007'den bu yana yaşadığı Sao Paulo’da bir restoran işlettiği ve bu ülkede doğmuş bir çocuğu olduğu belirtilirken 'eğer Türkiye’ye gönderilirse 7,5 ila 15 yıl arası bir hapis cezasına çarptırılabilir.' dendi.

Haberde, 'Sipahi’nin tutukluluğu, Brezilya’ya Erdoğan’ın muhaliflerine karşı yapmakta olduğu zulümden ve adaletsizlikten kaçmak için gelen Türk göçmenler arasında da korkuya sebep oldu. Bazıları sıradaki hedef olma korkusuyla Brezilya’dan gitmeye karar verdiler.' ifadeleri kullanılırken adı geçen iş adamı Sipahi'nin Ankara savcılığı tarafından, ''Brezilya-Türkiye Kültür Merkezi’ni (CCBT) ve Brezilya-Türkiye Sanayi ve Ticaret Odası’nı (CCITB) yönetmekten dolayı'' iadesi isteniyor.

2011’de kurulan her iki kurum Brezilyalılar ve Türkler arasında kültürel ve ticari ortaklıklar ve köprüler kuruyordu. 

Haberde 'her iki kuruluşun benzeri dünyanın bir çok ülkesinde faaliyet gösteriyor ve okullarıyla meşhur olan Hizmet Hareketi’ne bağlılar. Kendi mensupları hareketi barışçıl ve eğitime, dini hoşgörüye ve danışmanlık projeler organizasyonu olarak tarif ediyorlar.'' ifadesi geçiyor.

 

Haber şöyle devam ediyor:

Sipahi’nin avukatlarının açıklamasına göre, bu durum Brezilya’da bir ilk. Avukatlara göre Ankara'nın kanıt olarak gösterdiği suçlamalarsa absürd. İade dosyasına göre Sipahi'nin 2013-2014 yılları arasında 2015’te Erdoğan tarafından Hizmet’e bağlı olması iddiasıyla kapatılan Bank Asya’ya 1.721,31 lira para yatırılmasını gösteriyor.

2018’de AKP hükümetine bağlı yargı birimleri bu bankada hesabı bulunanların Hizmet’e mensup, dolayısıyla terörist olduğuna karar verdi. Sipahi’nin savunmasına göre söz konusu banka legaldi – Bank Asya’nın yaklaşık 6 milyon müşterisi oldu

 

Brezilya kanunu adi suç olması (siyasi veya fikri olmayan suçlar) ve suçun vatandaşlık alınmadan önce işlenmiş olması kaydıyla kendi vatandaşını iade etmeye izin veriyor. Sipahi vatandaşlığını 2016’da aldı. 

“Vatandaşlık almış, Brezilya’da oturumu olan veya mülteci konumunda olan yüzlerce Türk aynı problemle karşı karşıya kalmaktan korkuyorlar.” diyor Zaman gazetesi eski Brezilya Temsilcisi Kamil Ergin. Hizmet’e bağlı olan Zaman’ın 650 bin tirajı vardı ve 2016’da kapatıldı. 

Zaman kapatıldıktan sonra, Ergin bir dönem Uber şoförlüğü yaptı ve şu anda bir restoranın ortağı.

Brezilya’da yaklaşık 200-250 Hizmet mensubu Türk olduğu düşünülüyor. Bunların büyük çoğunluğu Türk hükümetinin yapmakta olduğu zulümden kaçarak geldi. 

“Şu an Brezilya’da olmamızın sebebi tamamen demokratik bir ülke olmasından dolayı. Adalete güveniyoruz, çünkü hiçbir suç işlemedik.” diyor Ergin.

Ama çember git gide daralıyor ve birçoğu ülkeyi terk etti. Bir yıldır Kanada’da brezilyalı eşi ve kızlarıyla yaşamakta olan CCBT’nin eski direktörü Yusuf Elemen bunlardan biri. 

Elemen’e göre Sao Paulo Türkiye Başkonsolosluğu çalışanları CCBT’nin Sao Paulo Universitesi ve Katolik Üniversitesi gibi yerlerde derslerini ve aktivitelerini iptal ettirmek için harekete geçtiler ve bu kurumlara baskı yapmaya başladılar. 

“Burda beni takip etmeleri daha zor, o yüzden Kanada’ya geldim.” diyor Elemen. Siyasal Bilimler alanında Master yapmış olan Elemen, şu an Kanada’da Uber şoförlüğü yapıyor ve ek olarak bir depoda çalışıyor. 

Sipahi’nin ortağı ve CCBT’nin başkanı Mustafa Göktepe ailesiyle beraber ABD’de tatildeydi ve 9 Nisan’daki dönüşünü belirsiz bir tarihe erteledi: “Ali gibi ben de Guarulhos Havalimanında uçaktan inişte tutuklanmaktan korkuyorum.”

Göktepe Sabah gazetesi tarafından “F...’nün Brezilya’daki imamı olarak tarif ediliyor. Türk hükümeti Hizmet’i sadece bu kısaltmayla anıyor.

CCBT Brezilya’da Türklerin iltica başvurularında yardımcı oluyor ve Göktepe’nin anlattığına göre yaklaşık 100 kişi başvuru sürecini başlatmış bulunuyor.

Türk hükümetinin, Gülen’in iadesine yönelik talepleri ABD tarafından delil yetersizliğinden ötürü geri çevriliyor. NBA oyuncusu Enes Kanter gibi, yurtdışındaki başka Türkler de terör iddiasıyla bu gibi problemlerle karşı karşıya. 

Sipahi’nin avukatları müvekkillerinin Brezilya’da bir işi ve ailesi olmasından ötürü kaçma riski bulunmadığı ve Türkiye'de adil yargılama yapılmadığı gerekçeleriyle tutuksuz yargılama istiyor.

“Tarafsızlık ve yargı bağımsızlığı eksikliği Erdoğan’ın otoriter hükümetinin en belirgin karakteristiğidir.” diyor Avukat Theo Dias. “Brezilya yargısı yargı bağımsızlığına ve uluslararası insan hakları anlaşmalarına saygı duymayan bir hükümetle işbirliği yapmamalıdır.” diye ekliyor.

Brezilya’daki Türkiye Büyükelçiliği Sipahi’nin durumuyla ilgili henüz herhangi bir yorum yapmıyor. 

Hukukçulara göre, bir grubun global olarak terörist ilan edilmesi için objektif kriterler bulunmuyor. Bu konularda Brezilya BM Güvenlik Kurulu'nun listesine tabi olurken 'Hizmet Hareketi' bu listede bulunmuyor.

Ama iade konusunda, inisiyatif STF’ye kalmış durumda. 

“Herkes Türkiye’nin bir diktatörlük olduğunu ve bizim bir terörist yapı olmadığımızı biliyor.” diyor Mustafa Göktepe. Aynı zamanda Hizmet sempatizanı olarak Türk hükümetinin listelerinde olan insanların pasaportlarını yenileyemediklerini, hatta Sao Paulo’daki Türk konsolosluğuna giriş bile yapamadıklarını belirtiyor. 

Sipahi’nin serbest bırakılması dilekçesinde, Brezilya eski başkanı Fernando Henrique Cardoso, Sao Paulo Yahudi Cemaati (CIP) hahamı Michel Schlesinger ve Sao Paulo Metropolit Piskoposluğu’ndan Peder Jose Bizon'un Sipahi’ye yönelik olumlu deklarasyonları bulunuyor.

Eski Başkan Cardoso, “Yurtdışındaki Hizmet kurumlarına ulaşmak için Türk hükümeti diplomatik temsilcilikleri aracılığıyla elinden geleni yapıyor.” diyor. Konuşmasının devamında kendi ismini taşıyan vakfın arandığını ve CCBT ile olan işbirliğini bitirmeleri talep edildiğini belirtiyor. 

Fernando Henrique Cardoso Vakfı’nın direktörü, CCBT’nin danışma kurulu üyesi ve sosyolog Sergio Fausto, Folha gazetesine Sipahi’ye yönelik suçlamanın ‘deli saçması’ ve CCBT’nin terörist yapı olduğunu söylemenin ‘kötü bir şakadan’ öteye gitmeyeceğini belirtiyor. Kara propagandayı ise “Türk devletinin eşi görülmemiş bir şekilde kendince politik düşman addettiği insanları taciz etmek için ürettiği yalan haberler.” diye tanımlıyor.

Erdoğan’ın tasfiye ettiği Türkler:

150 bin kamu çalışanı işten atıldı.

96 bin insan hapiste.

319 gazeteci hapiste.

190 medya organı kapatıldı.