Bu Gemi Ne Zaman Demir Atar?

Samanyoluhaber.com yazarı Hüseyin Odabaşı'nın yazısı
HÜSEYİN ODABAŞI

Sürecin üzerinden eğer 2016'daki darbeyi esas alırsak 7 sene geçti. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunu esas alırsak 9 veya 10 sene geçmiş olduğunu var sayabiliriz. Dershane olaylarını da düşünürsek 10 seneden beri hukuk dışı soy kırıma benzer bir süreci yaşadığımızı söyleyebiliriz. Ne zaman biter? Bittiği zaman. Dahasına yok derman. Çünkü zamanın sahibi değiliz. Mugayyebat-ı hamseyi Allah elimize vermedi; kendi elinde tutuyor. (Lokman, 34) 

Bu kadın ve çocuklara kadar dokunan ağır süreç birdenbire mi geldi çattı. Alamet ve işaretleri yok muydu hiç? Yağmuru bile gök gürültüsünün ardından yağdıran Allah bu ağır sürecin alametlerini de işaretlerini de çok önceden bize gösterdi. Allah'ın nuruyla bakanlar, hikmetle olayları bir kitap gibi okumasını bilenler okudu.  Gören gördü. İş tedbir almaya gelince. Herkes her tedbiri alamaz. Gücün nispetinde tedbir alabilirsin. “Hasbiyeler” neden var. Hasbunallahu ve nimel vekil’i niçin söyleriz. Almakta güç yetiremediğimiz tedbiri gücü yetene havale etmek için. 

Şu an elimde Ahmet Kurucan’ın “Bize de Çekmek Düştü” adlı Hocaefendi’nin Bamteli sohbetlerine yansımayan ama daha çok beş on kişiyle beraberken yaptıkları dostane ve samimi konuşmaları ele alan, irdeleyen bir kitabı var.  Bu kitap Işık Yayınları’ndan 2013 yılında basıldığına göre Hocaefendi ile alakalı burada yazılanlar, bahsedilen olaylar en az 2012 senesi ve öncesine ait olaylar olması gerekir. Fakat 2013 yılında basılan bu kitapta öyle bir vakıadan bahsedilir ki; 2016 darbe olayından sonra başımıza gelecek olan muhacereti de beraberinde getiren ve halen daha devam etmekte olan bu elim sürecin yaşanacağını gösteren bir alameti ve işareti gibi. 

Kurucan, “Haset Realite Tanımaz ve Te’vil-i Ehadis” başlığı altında Hocaefendi ile ilgili yaşadığı bir anısını anlatmadan önce kaleme alıp almama hususunda tereddütlüdür. Çünkü yeis, ümitsizlik ve derin bir derdi ifade eden bir olaydan bahsetmenin faydasından daha çok cemaat üzerinde ümit kırıcı olması açısından zararı da olabilir. Kurucan, böyle bir tereddüt yaşadığını ifade ettikten sonra kendisini de şoke eden konuyu başlar anlatmaya. Hocaefendi der ki:

“Şu anda vücuduma bıçak saplasanız, damarlarımdan bir damla kan çıkmaz.” Tabiri caizse ağzını bıçak açmayan bir insan vardı bugün derste. Bir arkadaş Elmalılı’yı okurken O, okyanusun kenarında güneşin batışını seyreden insan misali bakışını ufkun enginliklerine salmış dalgın dalgın düşünüyordu. Daha fazla devam edemezdi bu ders. Nitekim böyle oldu. Bir ara fasla gelince “Öylesine oturmuş dinliyorum, burada keselim.” dedi ve kestik.  

"Haset realite tanımaz"

Öğlenden sonra illerde yapılan Türkçe Olimpiyatları’nı izliyorduk. Arada mikrofon uzatılanların bazıları kendisine selam gönderiyor... Hepsi de “estağfurullah” sözleri ile karşılık buluyor. “Keşke beni demeseler” diyor.” 

Kurucan, Hocasına estağfirullah diyorsunuz ama bu da bir “Reailete” efendim anlamında mukabelede bulununca Hocaefendi, “Haset realite tanımaz” karşılığını veriyor. Böylece sabahki moral bozukluğunun sebebi de anlaşılmış oluyor. Yeniden kitaba dönelim: “Sonrası malum, yeniden derin düşüncelere daldı ve çoğu zaman yaptığı gibi tefe’üle müracaat etti...

Müminun Suresi 28 ve 29. ayetleri çıktı.  Bu ayetlerde Allah Teala, Hz. Nuh’a hitaben şöyle buyuruyor: “Sen ve beraberindeki kimseler gemiye bindiği zaman: Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun, de. Yine deki: Ey Rabbim! Beni güvenli ve bereketli bir yere indir. Sen, konuk edenlerin en iyisi, en mükemmelisin.”  

Evet aradan 10 seneden fazla zaman geçti. Türkiye'de baskılar arttı, mazlumiyetler çoğaldı. Anadolu coğrafyasının mağdur insanları pek çoğu çareyi muhacerette buldular. Hizmet gemisi sakinleriyle beraber yola koyuldu. Yola koyuldu fakat, hala bu Nuh'un gemisi demir atacak bir karaya sahile yanaşamadı. Kara görününce yolculuk süreci bitecek fakat karanın ne zaman görüneceğini ancak Allah biliyor. Bu yer değiştirme ne zaman biter? Bu gemi ne zaman Cudi'sini bulup sakinlerini güvenli bir liman bırakır, bilinmez? Şu an Müminun Suresi’nde Hz. Nuh’tan yapılması istenilen duanın kendisine ve makuliyetine biz de ne kadar muhtacız; Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun!

Ey Rabbim! Beni ve bizi güvenli ve bereketli bir beldeye indir, ulaştır.  Sen, konuk edenlerin en iyisi, en mükemmelisin.

Amin!
04 Haziran 2023 16:49
DİĞER HABERLER