Bu iki soruya cevap veremedi!

Bu iki soruya cevap veremedi!
''Balyoz Planı'' davasında tutuklu sanık emekli Albayın cevap vermediği sorular... Avukatın ise savunması pes dedirtti...
''Balyoz Planı'' davasında tutuklu sanık emekli Albay Hakan Büyük, Savcı Kırbaş'ın ''Nakşibendi tarikatının Adıyaman Menzil grubunun ikamet ettiği Bilvanis çiftliğine yönelik hava fotoğraflarının çekilmesi gibi çalışmalara ilişkin sorusuna ve ''Madem bunlar basit gözlem raporları da neden Hava Kuvvetleri Komutanlığına gönderildi?'' sorusuna cevap vermedi. Sanık avukatı Ülgen'in, ''Bunlar o dönemde suç değil. O dönemde bu emirleri yerine getirmemek suç sayılıyordu." sözleri hayrete düşürdü... ''Balyoz Planı'' davasında savcı Savaş Kırbaş, tutuklu sanık emekli Albay Hakan Büyük'e, altında imzasının bulunduğu kırtasiyeye ve burada çalışanlara ait bilgilerin yer aldığı raporları okuyarak, ''Bu çalışmalar sanıkların savunmalarında reddediliyor. Bunların sahte olduğu iddia ediliyor. Hakan Büyük'ün yaptığı bu çalışma, bunların yapıldığının bir delilidir'' dedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Kırbaş dünkü duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Albay Hakan Büyük'e hava istihbarat subayı olmasına ilişkin sorular yöneltti. İstihbarata karşı koyma subayı olarak görev yaptığını ifade eden Büyük, hem iç hem dış tehdide yönelik güvenlik kapsamında bilgi, tesis ve mercinin korunmasında çalıştığını söyledi. Kırbaş'ın ''Aktif olarak sahaya çıkıp çalışıyor musunuz?'' sorusuna Büyük, ''Hava istihbaratçının sahaya çıkıp insan takip etme görevi yoktur'' dedi. Bunun üzerine Kırbaş, altında Büyük'ün imzasının bulunduğu 2004 yılında N.T adlı bir kırtasiye ait ön izleme raporu okudu. Raporda, ''3 Ocak 2004 tarihinde saat 08.00'de kırtasiyenin kontrol edildiği, kepenklerinin kapalı olduğu, dini içerikli kitapların, kasetlerin ve CD'lerin satıldığı, kırtasiyenin her görüşten müşterisi olduğu, bazı dergiler satılırken kırtasiyenin üst katında bulunan okuma bölümünde ikna yöntemiyle abone işlemlerinin de yapıldığı, çalışanlar arasında tesettürlü bayanlar olduğu'' şeklinde ifadelerin yer aldığını söyleyen Kırbaş, Büyük'e, bu raporu kabul edip etmediğini sordu. Büyük de, mevcut MGK kararları, yönetmelik ve yönergeler gereği yapılan bazı faaliyetler olduğunu belirterek, ''Askeri hiyerarşi içinde yapılır. Bunların suçlamalarla ilgisi yok. Cevap vermeyeceğim'' yanıtını verdi. -İmam Hatip Lisesi- Kırbaş, sanık avukatı Celal Ülgen'in itirazı üzerine de, ''5-7 Mart tarihlerinde yapılan plan seminerinde, dış tehdit ve buna bağlı olarak iç tehdit görüşüldüğü savunulmaktadır. İddia edilen 'Balyoz Planı'nda darbe yanlısı, gözaltına alınacaklar, tutuklanacakların isimlerinin yer aldığı listeler var. Bu çalışmalar sanıkların savunmalarında reddediliyor. Bunların sahte olduğu iddia ediliyor. Hakan Büyük'ün yaptığı bu çalışma, bunların yapıldığının bir delilidir'' diye konuştu. Kırbaş, imam hatiplere ilişkin bir raporda da, ''İmam hatip lisesinde anma ve kutlamalar için tören yapılıyor. Ancak 10 Kasım törenleri, bahçenin ön kısmında geniş alan bulunmasına rağmen yoldan geçenlerin göremeyeceği pansiyon kısmında yapılıyor. Bayan öğretmenler türbanlı değil. Ancak bayan öğretmenlerden üçünün şehirde türban ya da başörtüsü taktıkları gözlendi. Bir bayan öğretmenin kütüphanede başörtüsü taktığı görüldü. Öğrenciler namaz kılmak için zorlanmıyor. Oruç tutmak için zorlanmıyorlar ama zorunlu hissetmeleri oluşturuluyor. Namaz nedeniyle derslere geç giren öğrencilere müsamaha ediliyor'' ifadelerinin yer aldığını belirtti. Büyük de, bu konuyla suçlanmadığını belirterek, sorulara cevap vermeyeceğini dile getirdi. -Bilvanis çiftliği- Büyük, Savcı Kırbaş'ın ''Nakşibendi tarikatının Adıyaman Menzil grubunun ikamet ettiği Bilvanis çiftliğine yönelik hava fotoğraflarının çekilmesi gibi çalışmalara ilişkin sorusuna da yanıt vermedi. Büyük, yaptıkları çalışmanın istihbarat çalışması değil, sadece gözleme dayalı olduğunu belirterek, bu çalışmaların, belli bir amaca dayanmayan sadece basit bir gözlem raporu olduğunu dile getirdi. Kırbaş'ın, ''Madem bunlar basit gözlem raporları da neden Hava Kuvvetleri Komutanlığına gönderildi?'' sorusuna da Büyük, cevap vermedi. Savcının sorularının ardından söz verilen avukat Celal Ülgen, davanın dayanağı olarak gösterilen 11-16 ve 17 No'lu CD'lerin, üretilmiş ve sahte olduklarının ispatlandığını ifade ederek, iddia makamının, seminerde yapılan konuşmalara ilişkin ses kayıtlarından bir şeyler çıkarmaya çalıştığını söyledi. Ülgen'in, ''Bunlar o dönemde suç değil. O dönemde bu emirleri yerine getirmemek suç sayılıyordu. Burası karşı devrim mahkemesi değil. Ne zaman ki burası karşı devrim mahkemesi olur, o zaman bu tarz soruların sorulmasına izin verilir'' sözleri üzerine, salondaki izleyicilerin bir kısmı tarafından alkışlandı. Başkan Diken, daha önce çok kez bu konuda uyarıda bulunduklarını belirterek, izleyicilerin salondan çıkarılmalarına karar verdi. Diken'in duruşmaya kısa bir ara vermesinin ardından, öğlene kadar salona alınmayacakları bildirilen izleyiciler buna tepki gösterdi. Bazı sanık yakınları ve izleyiciler salondan çıkmak istemeyince, Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu birçok sanık, yakınlarına salondan çıkmalarını söyledi. Aranın ardından devam edilen duruşmaya, izleyici alınmadı. Bu arada, duruşma salonunun kapısına bazı izleyiciler tarafından asılan ''Alkışlamak yasaktır'' yazısı görevliler tarafından fark edilince, kaldırıldı.
30 Kasım 2011 10:35
DİĞER HABERLER