15 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı davasının 9. celsesi tamamlandı...
Hulusi akar tanık olacak mı
15 Temmuz kontrollü darbe girişiminde Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yaşanan çatışmalarla ilgili olarak açılan ve Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 9'u tutuksuz 69 sanıklı davanın 9. celsesi başladı.
Mahkemenin yeni başkanı Bayram Kantık'ın tüm dilekçeler ve gelen evrakları kayıtlara geçirmesi 1.5 saat sürünce sanıklar ve izleyiciler kendi arasında sohbete başladı. Bunun üzerine Başkan Kantık, "Dinleyin, 1 saattir bunun için uğraşıyorum. Sonra vay dilekçe gönderdim, bakılmadı demeyin" diye tepki gösterdi. Başkan, sanıkların çapraz sorgusuna geçileceğini açıklayınca bazı avukatlar müvekkillerinin nkara dışındaki cezaevlerine gönderildiğini, SEGBİS'le saglıklı sorgulama yapılamayacağını belirterek tüm sanıkların duruşmada hazır edilmesini istedi. Başkan Kantık sesinin hiç duyulmadığı uyarıları üzerine de mikrofona yaklaşıp, "Ne yani hep böyle mi konuşacağım" dedikten sonra duruşmaya öğlen arası verdi.
“LİSTENİN HAZIRLAYICILARI OLDUĞU BELİRTİLEN KİŞİLER BUNU REDDETTİ”
Duruşmanın saat 14.00'te başlayan öğleden sonraki bölümünde mahkeme başkanı Bayram Kantık, müşteki tarafın hazır olmadığını bildirmesi, ayrıca çoğu sanığın duruşmada hazır edilmemesi sebebiyle bugünkü celsede çapraz sorguya geçemeyeceklerini söyledi ve sanıklar ile avukatlarının tahliye dışındaki taleplerini almaya başladı. Sanık Adem Loga darbede fiziken bulunmadığını, isminin bir listede bulunduğu gerekçesiyle tutuklandığını hatırlatarak, "Listenin hazırlayıcıları olduğu belirtilen kişiler bunu reddetti. Listelerin kriminal incelemesi de yapılmadı. Artık bende burada bir kasıt olduğu düşüncesi oluştu" dedi. Bir bacağının protez olduğunu kaydeden Loga, olay yerinde fiziksel olarak bulunup da tutuksuz yargılananlar varken kendisinin 14 aydır tutuklu yargılandığını söyledi.
“BÜYÜK KIZIM VE OĞLUM BENİ SURİYE'DE BİLİYOR”
Sanık Alperen Berat Durmuş da hakkındaki tek iddianın listede adının bulunduğunu belirterek, "Bu listelerin şüpheli olduğunu ve hukuki değeri olmadığını ispat etmeye çalışıyorum" dedi. Emrah Şentürk ise o gece burada yargılanan hiçbir sanığa mühimmat vermediğini anlatıp, şöyle konuştu:
"Evliyim, 3 çocuğum var. 2015'te Ankara'ya gelmemin sebebi, MS hastası olan eşim ile küçük kızımın tedavisidir. Acındırmak için söylemiyorum, 24 saatlik nöbetime gittim, 14 aydır onlardan ayrıyım. Büyük kızım ve oğlum beni Suriye'de biliyor. Oğlum, 'baba para biriktirdin mi?' diyor."
Sanıklardan Fatih Uysal ailesinin yaşadığı sıkıntıları dile getirerek, "Bi zahmet malvarlığı üzerindeki şu lanet şeyi kaldırsanız. Allah rızası için" dedi.
Sanıklardan Gökhan Mercan da yargılananlardan 33'ünün adının listelerde bulunduğu için tutuklu olduğunu vurgulayarak, kriminale gönderildiği takdirde bu listelerin sahte olduğunun ortaya çıkacağını ve bu 33 kişiden özür dileneceğini öne sürdü.
“HELİKOPTERİN KALKMASINA KİM İZİN VERDİ”
Davanın önemli sanıklarından eski yarbay ve ÖKK vardiya amiri olan Mehmet Ali Çelik, Başkan Bayram Kantık'ın Semih Terzi'nin gelişi ve Ömer Halisdemir'in şehadetiyle ilgili bir sorusu üzerine, “O teröristin gelmesine, o helikopterin kalkmasına kim izin verdi, onu sormak lazım" dedi.
Çelik, Başkan’ın bir başka sorusunu cevaplandırırken Zekai Aksakallı paşanın o gece karargaha gelmediğini hatırlatarak, “Semih Terzi'nin atanma kararını öğrendiği saatte gelse orayı kontrol altına alabilirdi" iddiasında bulundu.
“AKSAKALLI’YI ALMAYA GİDERKEN HELİKOPTERDEN AÇILAN ATEŞ SONUCU…”
MS hastası sanık Mustafa Algan da Özel Kuvvetler eski Komutanı Zekai Aksakallı'yı, "Eşini teselli ediyor, gelip birliğinin başına geçmiyor" diye eleştirdi. Sağlık durumunun ağırlaştığını, hala Adli Tıp’a gönderilmediğini belirten Algan, "12 kişilik koğuşta 23 kişi kalıyoruz. Koğuşta halime acıyıp, nöbet bile yazmıyorlar. Öncelikle sağlığıma kavuşmak istiyorum" dedi. Darbe gecesi Aksakallı'nın emriyle onu almak için giderken helikopterden açılan ateş sonucu yaralandığını ve dört ameliyat geçirdiğini anlatan Mustafa Koyuncu, heyete bacağına takılan platini gösterdi.
“ARTIK SUÇLU SUÇSUZ AYRILSIN”
Eski kurmay albay Ertuğrul Bozçam, çalakalem yazılmış, bir üsteğmenin cebinden çıkan bir kağıt parçası yüzünden 14 aydır tutuklu olduğunu belirterek, "Sıkıyönetim görevlendirme listelerinde adı geçen kurmay albay, generallerin tahliye edilmeye başlandığını görüyoruz. İlk anda tutuklamaları anlıyorum, ama 14 ay geçti. Artık suçlu suçsuz ayrılsın" dedi.
“BAKARSIN TUTUKLU YARGILANANLAR BERAAT EDER TUTUKSUZLAR HÜKÜM GİYER”
Haziran ayındaki celsede tahliye edilen 9 uzman çavuştan ikisi sanıklardan Fatih Uysal'ın torbada mühimmat verdiğini öne sürünce salonda gerginlik yaşandı. Söz alan Uysal, "Kamera kaydı varsa, cebimde şişkinlik varsa, delilleri varsa suçlamayı kabul edeceğim. Ama bu iki arkadaş anlaşmış, bana iftira atıyor. Zaten üçüncü celsede şu anda salonda bulunan, ÖKK'dan mı görevli biri bilmiyorum onlara, 'hiç kafanızı yormayın, çıkacaksınız' dedi. Demek ikisi anlaşmış, iftira atıyorlar" iddiasında bulundu. Bunun üzerine Başkan Kantık, "Tutuksuz yargılama beraat anlamına gelmiyor. Bakarsınız sonuna kadar tutuklu yargılanan beraat eder, tutuksuz yargılanan hüküm giyer" ifadelerini kullandı.
Aleyhte ifade veren tutuksuz sanıklar Fatih Uysal'ın kendilerine küfrettiğini söyleyince de Başkan Kantık, Uysal'i şöyle uyardı:
"Beyefendi, bak beyefendi diyorum. Bu ülkede darbeye teşebbüs olmadı mı? Bir olay oldu ya!.." Bu gerginlikten sonra duruşmaya 20 dakika ara verildi.
AKAR’IN KONUŞMASININ DAVA DOSYASINA GETİRİLMESİNİ İSTEDİ
Verilen aranın ardından Bolu, Burhaniye, Düzce ve Tavşanlı cezaevinde olan diğer sanıkların SEGBİS'le beyanları alındı. Bu sanıklardan 8'inin beyanı sırasında savcının yerinde olmaması dikkat çekti. Duruşmaya Tavşanlı'dan bağlanan Bekir Kurt cemaatle görüştüğünü samimiyetle itiraf ettikten sonra can güvenliği gerekçesiyle tek kişilik odaya alındığını sonra Tavşanlı'ya gönderildiğini anlatıp, "Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar gibi oldu" deyince başkan Bayram Kantık, "Taleplerine gelir misin? Sen mi bizi yargılıyorsun?" diye müdahale etti.
Sanıklardan Bilal Tosun da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın 14 Temmuz günü ÖKK'nda kursiyer mezuniyet töreninde yaptığı konuşmanın kaydının dava dosyasına getirilmesini istedi.
"BU İŞİN BAŞ MİMARI AKSAKALLI"
Sanıkların taleplerinin ardından avukatların beyanları alındı. Av. Ayten İzmirli, “Hulusi Akar, ayrıca Zekai Aksakallı'nın bizzat mahkeme huzuruna getirilip, tanık sıfatıyla çapraz sorguya alınmasını talep ediyorum" dedi.
Av. Şemsettin Tolga Altan müvekkilinin sadece listede adı olduğu için tutuklandığını vurgulayarak şunları söyledi:
"Bu kimin hazırladığı meçhul bir liste. Öte yandan 7 yaşındaki çocuğun bile bildiği sıkıyönetim listesi. 400 kişi, aralarında Hulusi Akar da var. Bu 400 kişinin hepsi tutuklu mu? Hulusi Akar'a işleyen hukuk müvekkilime işlemiyorsa, orada adaletten söz edilemez."
Av. Emir Yakın da heyetin sürekli değiştiğine dikkat çekerek, bu dava ile Ömer Halisdemir davasının birleştirilmesini istedi ve "Zekai Aksakallı da gelip tanıklık yaparsa bu işi düzgün yaparız" dedi.
Av. Selen Bayün ise 14 Temmuz'daki mezuniyet töreniyle ilgili olarak Hulusi Akar ve Mit Müsteşarı Hakan Fidan'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Av. Turgay Özcan da Zekai Aksakallı için "bu işin baş mimarı" ifadesini kullandı.
Mahkeme heyeti 1 buçuk saat aradan sonra 21.15'te kararını açıkladı. Sanıkların tutukluluğuna devam kararı veren heyet bir sonraki duruşmayı 26-27 Ekim'e erteledi.
Mahkeme heyeti ayrıca, Hulusi Akar, Hakan Fidan ve Zekai Aksakallı'nın tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine, Zekai Aksakallı'nın müdahilik talebinin kabulüne, mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılması talebinin reddine, Oyak'taki hesaplar üzerinde tedbir bulunmadığına dair Oyak'a yazı yazılmasına, isim listeleriyle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, TBMM ve Milli Savunma Bakanlığının davaya katılım talebinin kabulüne karar verdi.
odatv