SÖZCÜ TV'de gündeme dair soruları yanıtlayan Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı yardımcısı ve İBB Başkanı İmamoğlu, "Ne hikmetse her seçim öncesi bir şekilde terör örgütü üyeleri konuşur. Muhalefeti över, ondan kazançlı olan iktidar olur. Ne tesadüftür ki, her gün PKK'nın bir açıklaması var. Ne tesadüftür ki PKK'nın bütün açıklaması bu iktidara yarıyor, muhalefete yaramıyor. Bu nasıl bir tezgah, bu nasıl bir oyun?" dedi.
Türkiye 14 Mayıs'taki seçimi geride bırakırken, gözler 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimine çevrildi.
Siyasetin nabzını tutan SÖZCÜ TV'nin Liderler Özel programına bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu konuk oldu.
SÖZCÜ TV Genel Müdürü Alişer Delek moderatörlüğünde, SÖZCÜ TV moderatörü Serap Belovacıklı ve SÖZCÜ gazetesi yazarları Uğur Dündar ile İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan İmamoğlu, 14 Mayıs sonuçlarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı;
İSTANBUL ÖRNEĞİNİ VERDİ*Bir kere 2019 seçimleri İstanbul ölçeğinde burada sistemin çok bire bir mekanizmayla işlettiğimiz bir zaman dilimi oldu. Yani ben adaylığımı ilan ettiğim an itibariyle sürecin bütün aktörleriyle çok sıkı bir süreci yönettik.
*Orada hem il başkanımız hem de 39 ilçe başkanımız olsun ki ittifakımız da vardı. İYİ Parti örneğini verirsek, biz zamanı iyi ayarladık. Bir İstanbul felsefesi hazırlıyoruz. Günde en az bir saat sandık güvenliğine mercekle bakarak süreci yönettik.
*Türkiye ekseninde bir seçim dönemini yönetmek çok farklı bir boyut. 192 bini aşan sandık sayısı, 81 il örgütü, CHP tarafı var bir de bizim listemizde olan 4 parti var artı İyi Parti’nin kendi listesiyle girdiği veya tayin ettiği sandık yetkilileri var.
“SİSTEM HAKKINDA BİLGİLERİ ALDIK”*Dolayısıyla A’dan Z’ye hepsinde bilgim var diyemem. Dolayısıyla dönem dönem bu konuyu Genel Başkanımızın da gündemine taşıyarak yetkililerle toplantı yaptık ve toplantılara Mansur Yavaş’la biz katılmak istedik. Toplantılara katıldık ve sistemle ilgili teknolojiyle ilgili bilgileri aldık.
*Eksileri de gördük, artıları da gördük, katkılarımız oldu. Bu katkılar üzerinden bir süreç yürütüldü.
*Bu süreçten önce şunu da konuştuk; ‘eğer manipülatif bir durum sezersek buna ben ve Mansur Bey mutlaka cevap vermeliyiz. Bu kabul gördü.
*Kaldı ki şu da düşünüldü, Eğer ilerleyen süreçte makul bir sonuç aşaması olursa liderlerle birlikte Genel Başkanımızın çıkıp bir açıklama yapma tablosu da ortaya çıkabilirdi.
ANADOLU AJANSI’NA TEPKİ*Keşke bizim ülkemizin kurumları tedbirler konusunda bizi tatmin edebilse ama olmadı.
*Anadolu Ajansı bizi yüzde 35, yüzde 60’a yakın bir oranla kendilerini gösterdi. Biz de 19.40 itibariyle bir sonuç paylaştık. Hangi sonucu paylaştık; yüzde 20’leri bulmuş sandık giriş verileri var ve 2 ya da 2.5 puan önde olduğumuz bir sonuç açıkladık.
*Bu sonuç da doğru bir sonuçtu. Ancak bu manipülasyon devam etti. Bir ara 20-25 dakika oranlar yerinden oynamadı.
*Şaibeli Anadolu Ajansı aynı şekilde İstanbul’un açılışında yapmıştı. Yüzde 58 AK Parti’yi açıklamıştı ve bütün ilçeler AK Parti’ydi. Ankara’yı ise yüzde 82 ile göstermişlerdi. Şimdi bu kadar şaibeli bir kurum varken tabi ki biz orada çıkıp hakkımızı arayacağız. Biz Mansur Yavaş’la çıkıp onu yaptık.
*Daha sonra makul bir veriye ulaşınca yeniden ekranın karşısına çıkıp güncel verileri verdik. Daha sonra üçüncü veriyi paylaştığımızda kafa kafaya gelmiştik.
*Ben sistemle ilgili bir iki eksik nokta tespit ettim. Şu anda bizim desteklediğimiz bir mekanizmayla genel merkezde meşakkatli bir çalışma sürdürülüyor. İkincisi; bir miktar sandıklardan bize oy tutanağı çok geç geldi.
*Şimdi bununla ilgili soruşturmalar sürüyor. 4 bine yakın sandığı itiraz da yapıldı.
*Ama günün sonunda sonucun artık değişmeyeceğini net olarak öğrendik ve ikinci tura gidileceği açıklamasını yaptık.
*İşin ucunda zaten şu yok, ‘Ekrem İmamoğlu birinci turdan tatmin mi oldu' Hayır tatmin olmadım, daha çok oy bekliyordum.
“YA BEN ÜMİDİMİ SÖYLEYEMEYECEK MİYİM?”*O akşam işte çıktı ‘Ekrem İmamoğlu seçimi alacağız' dedi. Ya ben ümidimi söyleyemeyecek miyim? Ben çıktım, ‘Evet ben ümitliyim, biz bu seçimi alacağız, sandıklar sayıldıkça çıkıyor' tabiî ki ümidimi ortaya koyacağım.
*Nereye kadar? Son ana kadar. ‘Yanılttılar özür dilesinler' Hayır, ben yanılmadım. O akşam bizim verdiğimiz mesaj biz süreci takip ediyoruz. Ve saniye saniye akışı sizinle paylaşacağız. Sandığın başında durum. Peki ne oldu? 49,5- 45 bitti. 0.5 oy oranıyla ilk turu kazanan olmadı.
“BU ANADOLU AJANSI, BAŞKA USÜLLER, BU SEÇİMİ ALIR EVE GÖTÜRÜRLERDİ”*Birinci turun kazananı yok. Biz bütün bu hesapları yapmasaydık bunlar, bu Anadolu Ajansı, başka usüller, bu seçimi alır eve götürürlerdi. Biz ne dedik, ‘ bu seçimde bir kötülük de yapsanız, atı alan Üsküdar'ı geçeriz dedirtmeyeceğiz' dedirtmedik de.
*Yarın önemli bir toplantı var, bir sonraki gün var. Bu aşamalardan sonra biz yine Pazar günü gerekeni vatandaşımızla paylaşarak yapacağız. Biz bir manipülasyon varsa ona cevap veririz cumhurbaşkanımız adına diye Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş görevini yaptı.
“2023'TE NE DEMEK SANDIK GÜVENLİĞİ? AYIP DEĞİL Mİ?”*Bir parti her sandığa insan koyamayabilir. Bazı mahallelerde, bazı yerlerde, köylerde güvenlik açısından bile koyamıyorsun. Bu benim işim değil, bu görüntüleri yaptırmayacak olan devlet. Bir oy bile devlet için namus demiyor muyuz. 2023'te ne demek sandık güvenliği? Ayıp değil mi? Utanılacak bir şey.
SİNAN OĞAN AÇIKLAMASI*Karar kendisine aittir. Ama bütün demokrasilerde, hiçbir siyasetçi, oylar ben ne kadar verirsem benim peşimden gelir yargısıyla hareket etmemeli. Ben hiçbir dönem bunun başarılı olacağını düşünmem.
*Ben aynı durumda olsam, bir karar versem, ‘bana her oy veren buraya oy verecek' diyemem. Çünkü güvendiğimiz demokrasiye inanmış topluma hakaret etmiş oluruz. Ama kişisel bir karar vermiştir. Saygı duymak lazım. Bunu zaman içinde göreceğiz.
“TÜRKÇE BİLMEYENLER OY KULLANDI”*Bir vatandaş oy kullanıyor, Türkçe'nin ‘T'sini bilmiyor ve bu ülkeyle ilgili fikri yok. Bu ülkenin geçmişini bilmiyor. Bir ülke bilinci, milli birlik bilincinin olmadığı bir insana siz nasıl vatandaşlık, oy hakkı verirsiniz. Veremezsiniz kardeşim!
*Vatandaşlık meselesi başka bir meseledir. Bu ülkenin 86 milyon insanını oy verdi, vermedi diye birbirine düşüren dili kullanan sen, diyorsun ki ‘git 250 bin dolar ya da 400 bin dolar ev al…' Böyle bir mantıkla o insanlara vatandaşlık sat. Ben ev satılmasına karşı değilim ama ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının satılmasına karşıyım.
“OĞAN'IN SÖYLEMLERİNE BİREBİR EŞLESEN SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'DUR”*İşçi çalıştırmanın bile bir usulü bir oranı var. Bu mutlaka ve mutlaka denetlenmeli. İstanbul'un aksi takdirde 5 kişiden birisi 2050 yılında İstanbul'da bugün mülteci dediğimiz vatandaşların oylarıyla yönetilir.
*Teknik ve bilimsel olarak söylüyorum. Bu tür sığınmacı meselesiyle ilgili aynı şeyi düşünüyorsak, aynı söylemleri söylediysek sığınmacı meselesi üzerinden, ben diyorum ki, biz sayın Oğan'ın söylemlerine birebir eşlesen ve bu konuda en net mesajları veren Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
İNCE'DEN POZİTİF BİR SÖYLEM BEKLİYORUM*İlişkimiz hiç kopmamıştır. Parti içindeki süreçte de biz aynı tarafta olamadık ama birbirimize bu sevgi ve saygı hiç kopmadı. Kendi takdiridir. Ama net söyleyebilirim ki hem şahsım adına hem partim adıma, genel başkanımızın da duyguları açısından söylüyorum ki, kötü bir diyalogu taşıyacak zerre bir kötü zemini yok ilişkinin. Bu bağlamda pozitif her söylemi ben ondan beklerim. Ama negatif hiçbir söylemi ondan beklemem.
MECLİS ÇOĞUNLUĞU*Tabiî ki biz, meclisin çoğunluğunun Millet İttifakı'nda olmasını isterdik, olmadı. Cumhur İttifakı'nda çoğunluk var. Olabilir. Yarınları da belli olmaz. Yani yanlış hatırlamıyorsam milletvekili sıralarında Demokratik Sol Parti var. HÜDA-PAR, Yeniden Refah var, MHP var. Yarın MHP'nin devlet, millet lehine tersi bir kararı da olabilir. O bakımdan meseleye öyle bakmamak lazım.
“SENİ UYANIK”*Kanal İstanbul'un A'sını ağızlarına alamadılar 3 aydır. Niye? Kanal İstanbul'un, İstanbullu için bela olduğunu herkes biliyor. O kaybedeceklerini biliyorlar. Uyanık seni, ağzına bile almıyorsun. Kanal İstanbul'u anmıyorsun bile. Seni uyanık. Hadi gitsene orada, ‘Temel attık' diye kendinizi paralıyordunuz.
*Bir kelam desene, diyemezsin kardeşim. Niye? Oy için her yol mubah. Gerekirse susarım, gerekirse yalan konuşurum, gerekirse iftira atarım. Anlayış bu. Şu anda bu gücün temsil ettiği anlayış, yarın orada gelir İstanbul'un ortasına bir ihanet kazığını daha dikebilir.
“BU SEÇİM, BU REJİMİ GÖNDERME SEÇİMİDİR”*Bu seçim, bu rejimi gönderme seçimidir. A partisi gitsin, b partisi gelsin seçimi değil ve bir denge sisteminin kurulma seçimi olmalı. Bu şımarık sistemin değişmesini sağlamak için bir yolculuk oluşturmak adına bu oyun Sayın Kılıçdaroğlu'na verilmesi zarureti vardır.
“BU NASIL BİR TEZGAH, BU NASIL BİR OYUN?”*Ne hikmetse her seçim öncesi bir şekilde terör örgütü üyeleri konuşur. Muhalefeti över, ondan kazançlı olan iktidar olur. Bak sen ya ne tesadüf. Ne tesadüftür ki, her gün PKK'nın bir açıklaması var. Ne tesadüftür ki PKK'nın bütün açıklaması bu iktidara yarıyor, muhalefete yaramıyor.
*Bu nasıl bir tezgah, bu nasıl bir oyun? Kim oynuyor bu oyunu? Benim genel başkanı kaç kez terörü lanetledi, PKK'nın terör saldırısına uğradı. IŞİD'in tehdidi var, bana dahi var. Tezgah kuruyorlar vatandaşları kandırıyorlar.
SAHTE SEÇİM BROŞÜRLERİ*Ben bu kadar etkili olacağını düşünmedim. Benim insanım bu iğrençliğe aldanmaz dedim. Tabii ki bunu sezmeliydi ve ona göre belki bir söylem kampanya modeli geliştirilmeliydi. Bunu sorgulayacağız.