Evrensel gazetesinin geleneksel Metin Göktepe gazetecilik ödülünü Bülent Ceyhan’ın “İşte Gökhan Açıkkollu Cinayetinin Belgeleri” haberi kazandı.
Önce Bülent Ceyhan tarafından bakalım:
Bülent Ceyhan, zorunlu olarak yurt dışında yaşıyor.
Bir internet sitesinde haber yapıyor, TR724.com
Ülkesinde hakkında dava veya davalar var, yargılanıyor.
Boynunda yüzlerce gazeteci meslektaşı gibi aynı yafta asılı.
Yurt dışında olmayanın anlayamayacağı yığınla imkansızlık içinde (ülkede muhatap bulamama, kaynaklara ulaşamama, gazetecilerden destek alamama, resmi kurumlara erişememe, ulaşabildiği isimlerden de ilgi görememe vs gibi) işkencenin belgelerine ulaştı.
Bunu gazetesinde basamadı, TV’sinde gösteremedi, internette yayımladı.
Gazeteciliğinin bir maddi karşılığı da yok.
Dışarıdaki çokları gibi bunu, içerdeki arkadaşlarına karşı sorumluluğunun gereği sürdürmeye gayret ediyor.
Geriye doğru haberleri ve haberciliğiyle temayüz etmiş bir isim ve kalitesini tüm ülke biliyor.
Haberi adeta patladı. Şu son birkaç senedir görülmediği biçimde ilgi gördü. Gerek medya mahallesinde gerekse rejim çevrelerinde.
Kimse itiraz edemedi. Kimse nazire getiremedi. Kimse, yalan diyemedi.
Ülke çok yakın gelecekte mağduriyetlerde birleşecek. Bunun ilk işaret fişeği oldu, öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun işkence altında öldürüldüğünü gösteren belgeler.
***
Şimdi de…
Medya mahallesi, ödül jürisi, Evrensel gazetesi ve Metin Göktepe açısından bakalım:
Metin Göktepe sıradan bir isim değil. 22 sene önce, 8 Ocak 1996’da gittiği haberde gözaltına alındı, polislerce dövülerek öldürüldü. Cinayet davası yıllar sürdü, devlet delilleri sakladı, polisler önce adaletten kaçırıldı, sonra mahkeme heyeti sürekli değiştirildi vs. En son ceza aldılar, çok sürmedi Rahşan affıyla salındılar.
Evrensel gazetesi, o gün bugündür adını yaşatıyor, gazetecilik ödülleri dağıtıyor.
Yazılı, görüntülü ve foto haber dalında, belli başlı üç anlamlı ödülü var. Öyle 40 tane plaket dağıtmıyor.
İlk sırada “yazılı haber” dalında ödül, Bülent Ceyhan’ın oldu. Bu çok anlamlı çünkü, Metin Göktepe işkence altında öldü, lince varan dayak nedeniyle, iç kanama ve beyin kanaması geçirdi. İşte ödül alan Bülent Ceyhan haberinde 22 yıl sonra başka bir mazlumun işkence altında ölümünün belgelerini yayımladı. Tam da adına layık bir ödül oldu bu.
Ödül jürisi, yurt dışında yaşayan bir gazetecinin, yurt dışında yayın yapan bir sitede yayımlanan haberine ödül vererek çok çok anlamlı bir iş yaptı. Adeta ezber bozdu.
Evrensel gazetesinin çizgisi belli. Ödül alan haberin sahibi ve yayımlandığı mecra ile bir alışverişi yok. Esasen öteden beri pek hazzettiği de söylenemez. Takdire şayan olan, belki bu yazının en önemli maddesi de bu; Önyargıları bir kenara bırakıp haberi ve habercinin kıymetini teslim etmek. Evrensel bunu yaptı ve şapka çıkarılacak bir inisiyatif aldı, helal olsun.
Medya mahallesi, önce habere ilgi gösterdi, sonra da ödülü alkışladı. Bu da gazeteciliğin öldüğünü düşündüğümüz yurdumuzda, halen bir damarın attığını gösteriyor ki, ben buna çok önem veriyorum.
Jüri üyelerini anmadan geçmek olmaz: Belma Akçura, Berkant Gültekin, Celal Başlangıç, Çiğdem Toker, Elif Görgü, Erol Önderoğlu, Fikret İlkiz, İnan Kızılkaya, Kamil Tekin Sürek, Kumru Başer, Melis Alphan, Nazan Özcan, Nazım Alpman, Turhan Günay.
Çoğu mahkeme kapısında, bir kısmı içeri girip çıkmış, bir kısmı işsiz, bir kısmı dışarıda, halden ve haberden anlayan bir ekip. Çok iyi oluşturulmuş.
Özellikle yurt dışındaki gazeteciler (maalesef tamamı olmasa da mühim bölümü) mağduriyetlerde birleşme çağrısı yaparken, temel evrensel ilkeler etrafında buluşmayı hedeflerken, yurt içinden böylesi güzel bir hareket umudu perçinliyor.
***
Diyebilirsiniz ki,
Tebrik edip geçebilirdin.
Ne gerek vardı bunca lafa söze?
Yok öyle değil.
Karanlıkta bir meşaledir bu.
Bataklıkta bir güldür.
Sonra ikincisi, üçüncüsü eklenir.
Ve ancak böyle aydınlığa çıkabiliriz.
***
Bülent Ceyhan’ı bir kez daha yürekten kutlarım.
Başarısı daim olsun.