Bu sözler özel oturuma damgasını vurdu

Bu sözler özel oturuma damgasını vurdu
TBMM'de 23 Nisan özel oturumu yapıldı. Başbakan Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Pervin Buldan'ın açıklamalarının ardından son olarak HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü konuştu.

TBMM Genel Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Meclis'in açılışının 94. yılı dolayısıyla özel gündemle toplandı.  TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplanan Genel Kurul'da ilk olarak İstiklal Marşı okundu.  Genel Kurul'a Cumhuabaşkanı Abdullah Gül de katıldı.

İŞBİRLİĞİ VE DİKTA REJİMİ SÖZLERİ MECLİS'İ KARIŞTIRDI
 Başbakan Erdoğan'ın "Siyasi partilerin Türkiye dışından odaklarından işbirliği ve ittifak yaptıklarını şahit olduk" sözlerine CHP'liler tepki gösterirken, Kılıçdaroğlu'nun  "Bir dikta rejimi kurmaya çalışanları önce Atatürk’ün Balıkesir’de de yaptığı konuşmaları iyice öğrenmeleri gerekir. Milli irade sadece bir şahsın düşünmesinden ibaret değildir. " sözlerine ise AK Partililer tepki gösterdi. Bunun üzerine kısa bir konuşma yapan Akif Hamzaçebi, AK Partililerin 'dikta rejimi' sözlerini üzerlerine neden alındığını sordu.


23 NİSAN'DA SES KAYITLARINI ANLATTI
İşte Erdoğan’ın açıklamaları:

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ardından kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, "Birinci Dünya Savaşı sona erip Osmanlı Devleti’nin toprakları işgal edildiğinde en sonda Başkent İstanbul'da düştüğünde TBMM, Ankara’da bir kurtuluş umudu olarak tesis edildi. 23 Nisan 1920’de TBMM açıldığında meclisin bir kurucu meclis mi yoksa Osmanlı Devleti içinde olağanüstü yetkilerle donatılmış olduğu belirsiz bırakılmıştı. Gazi Mustafa Kemal Meclis’in açılışını duyurduğu telgrafta TBMM’nin sivil ve askeri makamların üzerinde olduğunu ifade etmişti.” diye konuştu. 

O günün Türkiye’sinde daha Cumhuriyet ilan edilmeden Meclis’in en üst makam ve merci olarak belirlenmesinin başlı başına çok büyük bir hadise, çok büyük bir yenilik olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal hayatının her safhasında TBMM’nin en üst merci olduğunu defalarca vurgulamış, her meselenin çözüm yeri olarak Meclis’i işaret etmişti. Aslında TBMM’nin 94 yıllık tarihi işte bu buyük inkılabın çetin münakaşasına sahne olmuştur. Halk TBMM’yi çok büyük bir heyecanla benimsemiş, ona daima inanmış ve güvenmiştir. Halk, TBMM’ni kendi kurumu olarak kendisinin temsil edildiği makam olarak her zaman kucaklamış ve her zaman muhabbet beslemiştir.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meclis tek adam olma, diktatör olma heveslileri için halka ve halkın tercihlerine tepeden bakan kişi ve zümreler için adeta iktidarlarını paylaşmak zorunda olarak bir makam olarak kalmıştır. İmtiyazlı bazı kesimler egemenliği bir kişiden, bir zümreden alalım TBMM’ye devredilmesini hazmedememiştir. 94 yıl işte bunun mücadelesi ile geçmiştir. Askeri darbeler, bürokratik darbe girişimleri, postmodern darbeler, yargı darbeleri, halkın Meclis’ini zayıflatmak, halkın iktidarlarını gasp edip kendi iktidarlarını tesis etmek amacıyla yapılmıştır. Şunu gururla ifade etmeliyim ki Meclis bütün bu darbe ve darbe girişimlerine rağmen dimdik ayakta kalmış, milletin egemenliğini tecelli ettiren bir makam olarak yine bizzat millet tarafından muhafaza edilmiştir.” 

"İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının ses montajlarının insanların mahremine girme ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin TBMM’yi nasıl hedef aldığını gördük. Siyasi partilerin Türkiye dışından odaklarından işbirliği ve ittifak yaptıklarını TBMM’ne tarihleri boyunca yaptıkları gibi bir kez daha kastettiklerine şahit olduk. 23 Nisan 1920’nin öncesinde ve sonrasında yaşanmayanlar son birkaç ay içinde yaşandı."


ERDOĞAN'A TEPKİ 

Başbakanın konuşmasının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise "Sayın Başkan, Sayın Başbakanın biraz önce yaptığı konuşmada hem her vesileyle millî iradeye saygıdan bahsedip hem millî iradenin yansıması olarak bu Parlamentoda bulunan, iktidar partisi de dâhil, siyasi partileri 'Yabancılarla, dış odaklarla iş birliği yaptılar.' şeklindeki ithamını kendisine ve günün anlamına yakıştıramadım." şeklinde konuştu. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasilerde sandığın her şey demek olmadığını söyleyerek ‘‘Sayısal çoğunluğu, egemenlik olarak anlamak ve kullanmaya kalkışmak, ulusal iradenin inkarı ve istismarıdır.’’ dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 23 Nisan vesilesiyle Meclis Genel Kurulu’nda özel gündemli toplantıda konuştu. Günümüzde ulusal egemenlik kavramının çarpıtıldığını savunan Kılıçdaroğlu, bir dikta rejimi kurmaya kalkışanlara Atatürk’ün ‘‘Milli emeller, milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.’’ sözünü hatırlattı. Kılıçdaroğlu, ‘‘Ulusal egemenlik çoğulcu bir rejim, temsilde adalet ve hukukun üstünlüğü meselesidir. Çoğunluğun güçlü, güçlünün de haklı olduğu, yurttaşların baskı, korku, yasaklar, kin, yoksulluk ve istikrarsızlık tehditleriyle yönlendirildiği bir sistem çoğulcu değildir.’’ şeklinde konuştu.

‘DEMOKRASİ YURTTAŞLARIN OY SANDIĞINA HAPİS EDİLMESİ DEĞİLDİR’

‘‘Sandıktan çıktım, ne istersem yaparım’’ anlayışının ulusal egemenlik kavramı ile bağdaşmayacağını ifade eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ulusal egemenliğin sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: ‘‘Egemenlik en son ferdine kadar bütün ulusundur. Sayısal çoğunluğu, egemenlik olarak anlamak ve kullanmaya kalkışmak  ulusal iradenin inkarıdır, istismarıdır. Böyle bir yönetim tarzına demokrasi ve cumhuriyet kelimeleri yakışmamaktadır. Demokrasi özgür yurttaşların oy sandığına hapis olmayan bir iktidar anlayışının rejimidir.’’ 

23 NİSAN’DA BURUKLUK

Üstünlerin hukukun egemen olduğu bir yerde milletin egemenliğinden söz edilemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, kuvvetler ayrılığını ayak bağı olarak görenlerin halkın iradesine saygı duyduklarını iddia edemeyeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, tüm bunların kendilerinin bayram gününde burukluk yaşamalarına neden olduğunu söyledi. 

KONUŞMASINI BERKİN ELVAN İLE BİTİRDİ

Çocukları küresel dünya ile uyumlu bireyler olarak yetiştirmek istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını  ‘‘Bu yıl, grubumun adına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı temel hak ve özgürlükler için canlarını feda eden gençlerimizin ve bir sabah evinden çıkarak Türkiye halkının kalbine gömülen Berkin Elvan’ın güzel anısına adıyorum’’ sözleri ile bitirdi. 

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları;

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''TBMM, yalnızca meşruiyetini ve iradesini milletten alan kurumsal bir yapı değil, aynı zamanda büyük Türk milletinin yaşama, var olma, bağımsızlık ve özgürlük coşkusunun temsil edildiği milli ruhun ta kendisidir.'' dedi.

       Bahçeli’nin TBMM Özel Oturumu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle bir konuşma yaptı. ''Milletimiz kendi geleceğine bizatihi kendisinin yön vereceğini 23 Nisan 1920 itibariyle göstermiş, temsilcileri eliyle tüm dünyaya duyurmuştur.” diyen Bahçeli, şöyle devam etti: ''Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle ifade edecek olursak; Büyük Millet Meclisi, bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşamak hakkımızı müdafaa etmek üzere toplanmıştır. Çorak, bakımsız ve kerpiç evli Ankara’nın göbeğinde bağımsızlığımızın rotası şekillenmiş, istikbalimizin haritası çizilmiştir. 23 Nisan 1920, Mondros’taki aldatmaya ve işgal planlarına en etkili cevaptır. 23 Nisan 1920, boğaza demirleyerek toplarını devrin başkentine çeviren şımarıklığa ve cüretkârlığa rest çeken, isyan ve itiraz eden milli direniştir. 23 Nisan 1920, asırlarca vatan topraklarının istilasını hedefleyen, Türk’süz Anadolu özlemiyle yanıp tutuşan vesayetçi ve sömürgeci güçlere en kalıcı mesaj, en tutarlı duruştur. Devletini kurmadan Meclisi’ni açacak kadar cesaret ve öngörü sahibi olan Türk milleti, TBMM vasıtasıyla köleliğe meydan okumuş, tutsaklığa başkaldırmıştır.''

İLK MECLİS DEMOKRASİNİN ERDEMİNE İNANDI

Savaş şartlarının ağırlığına rağmen, ilk Meclis demokrasinin erdemine, katılım ve çoğulculuğun önemine inandığını ifade eden Bahçeli, ''Toprakları istila edilmiş, ordusu dağıtılmış, insanı yorgun, yoksul ve bitkin düşmüş bir ülkenin, bir milletin demokrasiye bağlı kalarak, Meclis’i açık tutarak varlık mücadelesine atıldığı tarihte çok ender görülen bir gerçektir. Bu açıdan TBMM, yalnızca meşruiyetini ve iradesini milletten alan kurumsal bir yapı değil, aynı zamanda büyük Türk milletinin yaşama, var olma, bağımsızlık ve özgürlük coşkusunun temsil edildiği milli ruhun ta kendisidir. Birinci Meclis’te görev alan vekillerin geçmişle gelecek arasındaki bağı sorumluluk bilinciyle ve büyük bir özveriyle kurduğunu tartışmasız söyleyebiliriz. İçlerinden Meclis-i Mebusan’dan gelen sayıca kalabalık bir grup vardı. İçlerinde toplumun her kesiminden, vatanımızın her yöresinden, sosyal ve ekonomik hayatın her veçhesinden çıkıp gelenler bulunuyordu. Buna rağmen İlk Meclis Türkiye Cumhuriyeti’nin harcını karmış, temellerini kazmış, duvarlarını örmüştür.'' diye konuştu.


BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan'ın konuşmasından satır başları:

BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Kürt sorununun da çözüm imkânlarının her zamankinden çok daha fazla olduğunu belirterek, "Sayın Öcalan'la geçtiğimiz yıl İmralı'da başlatılan diyalog süreci artık müzakereye dönüştürülmeli ve demokratik siyasal çözüm adımları zaman kaybetmeden atılmalıdır. Demokratik çözüm süreci yasal bir statüye ve çerçeveye kavuşturulmalıdır." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışının 94. yıldönümü, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ve günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla Mecliste özel bir oturum yapıldı. Oturumu Meclis Başkanı Cemil Çiçek yönetiyor. Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grup Başkanı Hakkâri Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın yerine konuşan Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, buruk da olsa bütün çocukların ve Türkiye halklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladığını ifade etti. Elbette böylesine anlamlı günleri sadece kutlamalarla geçiştirmemek gerektiğini belirten Buldan, demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük bağlamındaki en temel sorunları ve eksiklikleri bütün yönleriyle ele almak, doğru sonuçlar çıkartmanın tarihî bir sorumluluk olduğuna dikkat çekti. Bu 23 Nisanı da öncekilerde olduğu gibi, demokrasi ve özgürlüklerin yeterince yerleşmediği, çoğulcu, sivil, demokratik yeni bir anayasanın yapılmadığı, demokratik siyaset kanallarının tümüyle açılmadığı, çözüm sürecinin henüz barışa evrilmediği bir ortamda karşıladıklarını anlatan Buldan, bundan doksan dört yıl önce Büyük Millet Meclisi'nin, Türkleri, Kürtleri, bütün farklılıkları kucaklayan çoğulcu bir temsiliyet ilkesine göre kurulmuş ve bu ilke 21 Anayasası'yla güvence altına alındığını kaydetti. 

"Bugün en fazla ihtiyaç duyduğumuz ademimerkeziyetçilik anlayışı da temel bir prensip olarak 1921 Anayasası'nda açıkça yer almıştı." diyen Buldan, ne var ki 1924 Anayasası'na geçişle birlikte bu çoğulculuk esasının terk edildiğini vurguladı.  Bunun yerine tek tipçi, retçi ve inkârcı bir sisteme geçildiğini ifade eden Buldan, bu sistem üzerine inşa edilen katı ulus devlet yapısının bu ülkenin kuruluşunda omuz omuza mücadele veren bütün kimlikleri ve kültürleri dışladığını, farklılıkları birer birer yok etmeye çalıştığını kaydetti.
Bunun faturasının ise çok ağır olduğunu belirten Buldan, ret ve inkâra dayalı sistemin bu ülke halklarına çok büyük felaketler yaşattığını söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Kürkçü: Her vekil, layık olduğu liderce yönetiliyor

Halkların Demokrasisi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, "94 yıl sonra bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi hâlâ demokrasinin döl yatağı, egemenliğin sahibi değil; sadece para ve güç sahiplerinin egemenliği için halktan onay üreten bir kurumsa, bunun sorumluluğunu liderlere atfedemeyiz. Her vekil, layık olduğu liderce yönetiliyor." dedi. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışının 94. yıldönümü, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması ve günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla Mecliste özel bir oturum yapıldı. Oturumu Meclis Başkanı Cemil Çiçek yönetiyor.  Halkların Demokrasisi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, sözlerine "Resmî takvime göre bugün bayram. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bundan 94 yıl önce kurulmuş olmasına ve çocuklarımıza adanmış bir bayram. Bayramınız kutlu olsun." ifadeleriyle başladı.

 "Çocuklar bugün biraz olsun eğlendiriliyor olabilirler belki ama çoğumuz, Meclise de baktığımızda görüyoruz, neşe doluyor değiliz, tekerlemede olduğu gibi." diyen Kürkçü, 23 Nisanı bayram ilan edenlerin toplumu bir umutsuzluk deryasından kurtaran başarılarını kutlamakta hiç de haksız sayılmadıklarını kaydetti. "Bu kurtuluşun nimetlerini o gün de, bugün de bu toplumun üyeleri arasında eşit olarak paylaşmıyoruz." diyen Kürkçü, "Cumhuriyetçi ütopyanın sürekli beslediği yanılsamaya karşı, hiçbir zaman kederde, tasada ve kıvançta bir; imtiyazsız, sınıfsız bir kitle değiliz. Dünyada gelir dağılımı adaletsizliğinde 3'üncü sırada yer alan bir ülkede bu yanılsama da sadece kuru laftan ibaret değil." diye konuştu.

'GÜNÜN SORUSU..'

Kürkçü, günümüzün sorusunun "Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün halklarımızın kaderini değiştirmek üzere geçmişin bu yüklerinden kurtulmak için harekete geçebilecek mi, 1920'ler ve 30'lardan devralınan bu sorunları çözme iradesini ele alacak mı, savaşa son vererek Kürt halkına ve bütün halklarımıza barış ve özgürlük içinde bir yaşam sunacak mı?" olduğunu kaydetti. 

23 Nisan 2014 14:34
DİĞER HABERLER