Hürriyet Gazetesi yazarı Gülse Birsel: Bu ülke, tarihinin en büyük ahlaki çöküşünü yaşıyor
Onun yerine taksicilerin dernek başkanı, “Onları ülkemizde istemiyoruz” diyor ve “Adalet farklı bir karar verirse sabrımız taşar” diye ekliyor.
Son yıllarda istediğini yaptırmanın biçimi özünde bu. ‘Onlar, işimize gelmeyenler, bizim gibi olmayanlar, sevmediklerimiz ülkeden gitsin’, bir. ‘İstediğimiz olmazsa ne kötülükler yaparız nasıl saldırırız siz düşünün’, bu da iki.
‘Şaşırma, sabrımı taşırma’ devrinde hayatımın en güzel yaşlarını geçiriyorum iyi mi? Son yıllarda yarı şaka yarı ciddi söylenen, slogan atılan bu kalıbın tercümesi nedir? ‘Benim istediğim tarz ve kalıbın bir milim dışına çıktığın anda, hak hukuk bilmem, seni fena yaparım!’
Bir kazada hayatını kaybeden gencecik insanların arkasından edilen çirkin sözlerin de kökü burada aslında. ‘Bizim gibi değillerdi, o zaman başlarına gelen her kötülüğe seviniriz!’ Yani, ‘şaşırdılar ve tabii böyle oldu!’ Sevilen sanatçılar hastalandığında da artık zarif geçmiş olsun mesajlarının yerine, sanatçının siyasi duruşunu beğenmeyenlerden, “Oh iyi olmuş”lar okuyoruz dehşet içinde. ‘Oh iyi olmuş, çünkü benim gibi düşünmüyordu ve tamı tamına benim gibi olmayan herkesin başına çok kötü şeyler gelmeli!’
Büyük bir kafa karışıklığı. Bu ülke, tarihinin en büyük ahlaki çöküşünü yaşıyor kanımca. Sana dokunmamış, hiçbir suçu olmaya genç insanların kazada ölmesine alkış tutmaktan, arkalarından hakaret yağdırmaktan daha büyük ahlaki zaafiyet ne olabilir?