Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Bumin Dündar, boy uzattığı iddia edilen ürünlerin fayda sağlamadığını, aksine sağlığı tehdit edecek yan etkiler oluşturduğu bildirdi.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Başkanı da olan Doç. Dr. Dündar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık konusundaki bilgisizliğin suistimal edildiğini, bilimsel temeli olmayan bazı ürünlerin, ''herşeyin çaresi gibi'' lanse edildiğini ifade etti.
İnsanların sağlık sorunları nedeniyle, içeriği ve yan etkileri belli olmayan ürünlerden ''medet umduğunu'' belirten Dündar, son dönemde çocuklarda boy uzattığı öne sürülen bazı ilaçlarla ilgili de reklamların yayınlanmaya başladığını aktardı.
Dündar, dernek olarak bilimsel dayanağı bulunmayan bu ilaçlara karşı uyarı kampanyası başlattıklarını, Sağlık Bakanlığı ve RTÜK'e de bu ürünlerin reklamlarının yasaklanması konusunda başvuruda bulunduklarını açıkladı.
Bu ürünlere ait reklamlarla halkın ''açıkça kandırıldığını'' savunan Dündar, şöyle konuştu:
''Kimi firmalar günde 2, kimisi 3 tane alınmasını öneriyor. 'Ne kadar uzun süre kullanırsanız o kadar iyi sonuç alırsınız' diyorlar. 12 yaşından itibaren kullanımları öneriliyor. Bu arada kutusu 50 TL civarında, fazla alırsanız indirim de yapılıyor. İşin komik tarafı, boyunun uzaması tıbben mümkün olmayan yetişkin kişiler, bu reklamlarda boylarının uzadığını iddia ediyorlar. Yasal boşluktan yararlanıp gıda takviyesi şeklinde ruhsat alan firmalar, ithal ettikleri veya kendilerinin hazırlattıkları bu ürünlerin hiçbir bilimsel temeli olmayan reklamlarıyla halkımızı sömürüyor.''
Bu ilaçların çocuklarda kullanılmasının ''sakıncalı olduğunu'' vurgulayan Doç. Dr. Dündar, ''İddia edilen ürünlerin içerdiği maddelerin, diyabet, mide ve bağırsaklarla ilgili yan etkiler, karaciğer, böbrek, hipofiz bezi, hipotansiyon bozuklukları, alerjik reaksiyonlar gibi çok ciddi yan etkiler yapabildiklerini görüyoruz'' diye konuştu.
Dündar, tedavi edilebilecek durumdaki boy kısalığının tedavisinin mümkün olduğunu, ancak bu tip tedaviler yüzünden geç kalan ebeveynlerin, tedavi şansını da kaybettiklerini sözlerine ekledi.