Hand in Hand Engelliler Platformu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde KHK'lı engellilerin karşılaştıkları problemleri dile getirdi.
3 Aralık, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Engelliler Günü olarak kabul ediliyor. Böylece engellilerin politik, ekonomik, sosyal ve kültürel hayattaki görünürlüğünü sağlamak, daha rahat bir yaşam sürmeleri için çözüm üretmek, sahip oldukları haklara dair farkındalığı artırmak, yaşadıkları zorluklara son vermek hedefleniyor.
Türkiye'de engellilerin binlercesi, bir çok problemin yanı sıra OHAL döneminde çıkartılan KHK'lar ile de mağdur edildi.
KESK verilerine göre yüz binlerce ihraç edilen emekçi içerisinde, ortopedik, görme, işitme, zihinsel, çoklu engelli olduğunu ifade edenlerin yanı sıra ‘kalıcı hastalıkları’ olanlar da yer aldı . Yapılan araştırmada ihraç edilen engellilerin de ihraç edilmeden önce herhangi bir idari veya adli kovuşturma/soruşturma işlemi geçirmediği, ihraç işlem esnasında savunma haklarının kullandırılmadığı ortaya çıktı.
Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış bir engelli mağdur tarafından, engellilerin sesi olmak için kurulan Human Rights Defenders (HRD) bünyesinde HAND in HAND Platformu '3 Aralık Dünya Engelliler Günü' sebebiyle bir açıklama yayınlandı.
Türkiye'de ve dünyada engellilerin problemlerinin dile getirildiği açıklamada özellilke OHAL döneminde çıkartılan KHK'lar ile engellilerin daha da mağdur edildiğine dikkat çekildi.
İşte açıklamanın tamamı:
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun % 15 oranına denk gelen bir milyardan fazla engelli insan bulunduğu bildirilmektedir. Birçok fiziksel engel, kötü yaşam koşullarından, fakirlikten, sağlık ve tedavi hakkına ulaşamamaktan kaynaklanmaktadır. Dünyadaki görme engeli vakalarının dörtte üçü tedavi edilebilir göz enfeksiyonları veya A vitamini eksikliğinden kaynaklandığı için önlenebilir durumdadır.
Engelli bireyleri, "paralel bir dünya“ içerisine hapsederek toplumsal yaşamdan dışlamaya ve görünmez kılmaya yönelik politikalar günümüz modern dünyasında yavaş yavaş terk edilmeye başlanmıştır. Engelli insanlar, içerisinde yaşadıkları toplumun onurlu birer üyesi olarak eşit hak ve sorumluluklara sahiptirler. Devlet; seyahat özgürlüğü, eğitim hürriyeti, çalışma hürriyeti, ifade hürriyeti gibi anayasal vatandaşlık haklarının tamamını, engelli vatandaşlarına da fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde sunmakla yükümlüdür. Engelli insanların, başkalarının iradelerine, merhametlerine veya keyfiyetlerine bağlı olmaksızın kendi kaderlerini tayin etmeleri „anayasal vatandaşlık“ temelinde en doğal haklarıdır.
Engelli insanları, içinde yaşadıkları toplumun eşit haklara sahip bireyleri olarak toplum yaşamında daha fazla görünür kılmak, kendilerine fırsat eşitliği sunmak, toplum yaşamında söz sahibi ve katılımcı olmalarını sağlamak, kendilerine gerekli mobilite imkanları sunmak ve bu imkanları en ücra köşelere kadar ulaştırmak devletlerin temel sorumluluklari arasında yer almalıdır.
Engelli insanlar, devletlerin, herkese insanlık onuruna yaraşır bir hayat düzeyi sunma yükümlülüğünden muaf tutulamazlar. Fiziksel ve zihinsel olarak dezavantajlı durumda olan bireylerin karşılaştıkları en büyük sorun, kendi engellilik durumları değil, devlet ve toplum tarafından kendilerine çıkarılan engellerden kaynaklanmaktadır.
Engelli bireylerin, insanlık onurlarına saygı gösterilmesi, doğuştan sahip oldukları temel bir haktır. Dezavantajlarının ve engellerinin nedeni, türü ve ciddiyeti ne olursa olsun, her şeyden önce olabildiğince normal, tatmin edici ve insanca bir yaşam hakkı başta olmak üzere toplumda yaşayan diğer insanlarla aynı temel haklara sahiptirler. Devlet, engelli vatandaşlarının yeteneklerini geliştirmelerine yardım etme, bağımsız hareket edebilmelerini sağlama ve mümkün olduğunca, sosyal ve gündelik yaşama entegrasyonlarını teşvik etmekle görevlidir.
Toplumsal yaşamdan dışlanmış, kendi kabukları içerisinde yaşamaya zorlanmış, başka insanların merhametine, acıma duygularına veya başkalarının kendileri hakkında verecekleri kararlara mahkum edilmiş değil, toplumsal yaşamın her alanında kendi kaderlerini tayin hakkına sahip eşit bireyler olarak engelli insanların toplumsal görünürlüklerini teşvik etmeye yönelik politikalar devam ettirilmelidir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi uyarınca, engelli bireylerin, her türlü sömürüden, ayrımcı, yaralayıcı veya aşağılayıcı muameleden korunacakları garanti edilmesine rağmen 2016 yılından sonra giderek otoriterleşen Türkiye Cumhuriyeti'nde engelli bireylere yönelik hak ihlalleri artan bir şekilde devam etmektedir. Türkiye'de pek çok engelli, hukuksuz bir şekilde kanun hükmünde kararnamelerle işlerinden edilmiş, başka bir işte çalışmaları da engellendiği için açlığa ve sosyal soykırırma mahkum edilmiştir. Bütün bunlar, ‘insanlık onuruna’ değer verilmediğinin çok acı ve trajik örnekleridir.
Öte yandan keyfi gözaltı, tutukluluk ve mahkumiyetler sonucu hayatlarını hapishanelerde geçirmek zorunda kalan engelli insanların yaşam ve bakım imkanları giderek daha da zorlaşmaktadır.
Toplum tarafından dışlanan, acımasız devlet şiddetine maruz kalan ve çaresizlikten, engelli çocuğunu öldürdükten sonra intihar etmek zorunda kalan annelerin hikayeleri Türkiye'de yaşanan acımasız süreci en açık şekilde özetlemektedir. Türkiye'de, her türlü sosyal yardım ve tıbbi tedavi imkanları ellerinden alınan KHK mağdurlarına yönelik ihlaller devam etmektedir. Halen hapishanelerde, "toplum yaşamı için tehdit görülen ve hatta terörist ilan edilen“ keyfi tutukluluk ve mahkumiyetlerle yaşamlarına devam etmek zorunda kalan pek çok engelli birey bulunmaktadır.
Cezaevlerinde tek başlarına yasamlarını idame ettiremeyecekleri üniversite hastaneleri ve Adli Tıp raporları ile ortaya konulmasına rağmen halen pek çok engelli Türk vatandaşı, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine aykırı olarak cezaevlerinde keyfi olarak tutulmaktadır. KHK'lı yakınlarının engelli aylıkları keyfi olarak kesilmekte ve bakım yardımları haksız ve hukuksuz bir şekilde ödenmemektedir.
Bizler Hand in Hand Engelli Hakları Platformu üyeleri olarak başta Türkiye olmak üzere, engelli bireylere yönelik insanlık onuruna aykırı, aşağılayıcı ve küçük düşürücü uygulamaları şiddetle reddediyoruz. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle tüm engelli bireylere insanlık onuruna yaraşır sağlıklı bir yaşam sürmelerini diliyoruz.
‘Hand in Hand Engelliler Platformu’ adına
Hava Çiftçiler