Avukat Celal Ülgen, Zaman gazetesine kayyım atanması tehditlerini değerlendirdi. Basın kuruluşlarına kayyım atamanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını belirten Ülgen, “Bugün Zaman gazetesine karşı olanlar ‘oh oh’ der. Ama iki gün sonra da kendi görüşündeki gazeteye yapılır. Bunun sınırı yoktur.” dedi.
Celal Ülgen, Twitter fenomeni Fuat Avni’nin Zaman gazetesine kayyım atanacağı yönündeki gündeme getirdiği iddiaları değerlendirdi. Ülgen, “Bir görsel ya da yazılı medyanın kapatılması ya da susturulması asla demokratik bir yöntem değildir. Ve Can Dündar kararında olduğu gibi Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali teşkil edebilir. Çünkü Anayasanın temel ilkesine göre eğer bir yayın organı suç işliyorsa cezalandırırsın. Onu kapatmak, kayyım atama yöntemiyle o gazetenin yönetimini değiştirmek, görüşünü değiştirmek, iktidar yandaşı bir görünüm vermek, arkasından belli bir süre sonra da çalışanlarını kapı önüne koymak gibi bir uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.” şeklinde konuştu.
‘ANAYASANIN 30. MADDESİ İHLAL EDİLİRKE HUKUKSUZLUKTA SINIR KALMAZ’
Anayasa’nın 30. Maddesinin ihlali durumunda hukuksuzluğun sınırının olmayacağını kaydeden Ülgen, “Bugün Zaman’a yapılır veya Zaman gazetesine karşı olanlar ‘oh oh’ der. Ama iki gün sonra da kendi görüşündeki gazeteye yapılır. Bunun sınırı yoktur. Yani iktidar bu işe girmişse, bulaşmışsa, bu işi çok sevmiş demektir ve devam edecektir. Tek tip gazete, havuz medyası, yalnız başına kalıncaya kadar bu iş devam eder.” ifadelerini kullandı.
'ANAYASA MAHKEMESİ AYNADIR'
Ülgen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hukuk nefes alıyorsa burada iyiye gidiş diye bir şey yoktur. Çünkü Anayasa Mahkemesi yargı kararlarına ne kadar az müdahale ederse durum o kadar iyiye gidiyordur. Anayasa Mahkemesi müdahalelerini, ihlal kararlarını sıklaştırıyorsa o ülkede hukuk düzeni yok demektir. Anayasa Mahkemesi bir aynadır, bu aynaya baktığımızda bütün gerçekleri görürsünüz. Ne yazık ki siyasi iktidar iki şeyi çok seviyor. Birisi arka bahçe medya, diğeri yan bahçe yargı."
Avukat Celal Ülgen, Zaman gazetesine kayyım atanması tehditlerini değerlendirdi. Basın kuruluşlarına kayyım atamanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını belirten Ülgen, “Bugün Zaman gazetesine karşı olanlar ‘oh oh’ der. Ama iki gün sonra da kendi görüşündeki gazeteye yapılır. Bunun sınırı yoktur.” dedi.
Celal Ülgen, Twitter fenomeni Fuat Avni’nin Zaman gazetesine kayyım atanacağı yönündeki gündeme getirdiği iddiaları değerlendirdi. Ülgen, “Bir görsel ya da yazılı medyanın kapatılması ya da susturulması asla demokratik bir yöntem değildir. Ve Can Dündar kararında olduğu gibi Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali teşkil edebilir. Çünkü Anayasanın temel ilkesine göre eğer bir yayın organı suç işliyorsa cezalandırırsın. Onu kapatmak, kayyım atama yöntemiyle o gazetenin yönetimini değiştirmek, görüşünü değiştirmek, iktidar yandaşı bir görünüm vermek, arkasından belli bir süre sonra da çalışanlarını kapı önüne koymak gibi bir uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.” şeklinde konuştu.
‘ANAYASANIN 30. MADDESİ İHLAL EDİLİRKE HUKUKSUZLUKTA SINIR KALMAZ’
Anayasa’nın 30. Maddesinin ihlali durumunda hukuksuzluğun sınırının olmayacağını kaydeden Ülgen, “Bugün Zaman’a yapılır veya Zaman gazetesine karşı olanlar ‘oh oh’ der. Ama iki gün sonra da kendi görüşündeki gazeteye yapılır. Bunun sınırı yoktur. Yani iktidar bu işe girmişse, bulaşmışsa, bu işi çok sevmiş demektir ve devam edecektir. Tek tip gazete, havuz medyası, yalnız başına kalıncaya kadar bu iş devam eder.” ifadelerini kullandı.
'ANAYASA MAHKEMESİ AYNADIR'
Ülgen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hukuk nefes alıyorsa burada iyiye gidiş diye bir şey yoktur. Çünkü Anayasa Mahkemesi yargı kararlarına ne kadar az müdahale ederse durum o kadar iyiye gidiyordur. Anayasa Mahkemesi müdahalelerini, ihlal kararlarını sıklaştırıyorsa o ülkede hukuk düzeni yok demektir. Anayasa Mahkemesi bir aynadır, bu aynaya baktığımızda bütün gerçekleri görürsünüz. Ne yazık ki siyasi iktidar iki şeyi çok seviyor. Birisi arka bahçe medya, diğeri yan bahçe yargı."